New Orleans Üzerine Düşünceler






Özellikle Katrina Kasırgası'ndan sonra yaşananlarla dünya kamuoyunda adından sıkça bahsettiren New Orleans, aradan bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen hala gündemdeki yerini koruyor. Kent yaralarını sarmaya çalışırken, kasırga bölgesinde olan kentin yeniden yapılanması konusunda tartışmalar da sürüyor. Ekim sayısında 'New Orleans Üzerine Düşünceler' isimli bir dosya hazırlayan Domus Magazine, şehirleşme parametrelerini sorguluyor ve New Orleans tecrübesinin ileriye dönük etkileri üzerine ışık tutmaya çalışıyor. Görüşler birbirlerinden farklı konulara odaklansalar da, öyle görünüyor ki, herkes bunun daha rasyonel kentler yaratmak için iyi bir fırsat olduğu görüşünde.

Doğal felaketlerin, yüzleşilmesi gereken bir gerçek olduğunu dile getiren gazeteci yazar Marco Belpoti, doğanın ve öfkesini dizginleyemeyen terörist kişi ya da grupların yarattığı şiddetin artık günlük yaşamın bir parçası haline geldiği görüşünde. Belpoliti, "Bu durum, insanoğlunun aptalca ihmalkarlığı ve zaten kritik sınırlara ulaşmış olan kontrolsüz kentleşme ile her zamankinden daha tehlikeli bir noktaya geliyor" diyerek, "felaketlere alışmalı mıyız" sorusunu soruyor. Felaketleri bir istisna olarak görme eğiliminin tehlikelerine dikkat çeken gazeteci yazar Belpoliti, Roma ve Napoli gibi yok olmanın kıyısında yaşamış ama yine de ayakta kalmayı başarmış kentlerin varlığını hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor: "Öyle görünüyor ki, doğal felaketler günümüzün değişmez faktörlerinden birisi ve yapılar bu deneyimi yaşama olasılıklarının belkiden daha fazla olduğuyla yüzleşmek zorunda. İşte New Orleans. Suyun, yoksulluğun, terkedilmişliğin ve zarif bir kırılganlığın oluşturduğu, politik ve ekonomik olumsuzlukların kurbanı bir kent. Korkmuş ve topallıyor, ama yaşayacak ve Phoenix gibi sulu küllerinden tekrar doğacak. Yine de, hep felaketin gölgesinde yaşayacak ve üstelik bu yaşanan sonuncu felaket de olmayacak. Durum oldukça basit. Yeni binalar dikecek yerimiz kalmadı. Göz yaşlarımızı silerek geleceğe bakmalı ve bu şekilde yaşamayı öğrenmeliyiz".

Mimar, şehir plancısı, teorisyen, yazar ve eğitimci Denise Scott Brown, New Orleans'ta yaşananların, bir mimar, şehir plancısı ya da çevreci için diğerlerinden çok daha farklı boyutlar taşıdığını söylüyor. "Kentleri bir sistemler bütünü olarak gören bizler, bu sistemlerin ayrışmasını gördük" diyen Brown, felaket sırasında yaşanan kaosun üzerinde duruyor. Bu tür büyük doğal felaketlerde ve sonrasında yerel aktörlerin ve hükümetin görevlerini sorgulayan Brown, kimsenin hükümeti ve politikacıları daha önceden olacaklar konusunda uyarmadığını söyleyemeyeceğini savunuyor. Brown, şehir plancıları, mimarlar ve çevrecilerin kendi küçük dünyaları dışında başka birşeyle ilgilenmemelerini de eleştirerek, "Pek azımız, kentleri ekonomik ve çevresel bir bütün olarak değerlendirme ve onları birbirleriyle örtüşen sistemler ve disiplinler olarak düşünme alışkanlığında" diyor ve şöyle devam ediyor. "Çok kısa zamanda, kurtarma çalışmalarında milyonlarca dolar harcanmış olacak. Mimarlar, şehir plancıları ve çevreciler, kurtarma çalışmaları için acilen gereken bu paranın, rasyonel bir yeniden yapılanma için nasıl kullanılabileceği konusunda hükümete yardım etmeliler. Biryerlerde mimarlar, plancılar ve çevreciler New Orleans'ın geleceğini düşünüyor olmalılar, tıpkı Mars Grubu'nun Londra'yı, şehir plancılarının Rotterdam'ı düşünmesi ya da bombalar düşerken bile yeniden inşayı planlayan diğer Avrupa kentleri gibi. Yaratıcı ama gerçekçi yeni düşüncelerin sponsorları nerede?".

Fumihiko Maki ise, New Orleans'ta yaşananları 11 Eylül saldırılarıyla karşılaştırıyor ve durumun 11 Eylül'den çok daha yıkıcı olduğu görüşünü ortaya atıyor. "Orada zararın altından kalkmak mümkündü, çünkü ortada iyi ya da kötü, yapılabilecek bir iş vardı" diyen Maki, New Orleans'ın büyük bir deprem şiddetinde vurulduğunu hatırlatıyor. "Yine de, depremden çıkmış pekçok kenti yeniden inşa edebilirsiniz" diyen Maki, oysa suyun, New Orleans'ta sosyal dokuya zarar verdiği görüşünde. Kentin büyük bir çöküş yaşadığını savunan Maki'nin önerisi oldukça ilginç: "Bence, New Orleans'ı Chernobyl ile aynı skalada değerlendirmek mümkün. Kent yaşanmaz bir hale geliyor".

Derleyen: Mesut TUFAN