İnciraltı'nın “Balçova kaplıcaları” kesimi
için hazırlanan çevre düzeni imar planının yürütmesi durduruldu.
Mimarlar Odası'nın başvurusunu görüşen
Danıştay, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, İzmir
İnciraltı Turizm Merkezi Balçova Kaplıcaları Kesimi'ne yönelik yapılan
1/25 bin ölçekli çevre düzeni imar planının şehircilik ve planlama
ilkelerine aykırı olduğuna karar verdi.
Mimarlar Odası'nın, İzmir'in akciğeri olarak nitelenen İnciraltı bölgesi
üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan iki ayrı çevre düzeni
planlamasının da iptal edilmesi istemiyle başlattığı yargı süreci devam ederken,
Danıştay'ın konuyla ilgili verdiği ilk karar, Balçova Kaplıcaları olarak
adlandırılan kesime yönelik oldu. Bakanlık tarafından iki ayrı planlama
yapıldığı için iki ayrı dava açan Mimarlar Odası yetkilileri şimdi İnciraltı'nın
bütününe ilişkin çıkacak kararı beklediklerini vurguluyorlar.
Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan Topal, İnciraltı'nın
İzmir için çok önemli bir bölge olduğunu söyleyerek, “Bu alanın koruma amaçlı
planlamalarının yapılması konusunda belli ilke kararlarına bağlı kalmak
gerekiyor. İnciraltı'nda bu olguya uyulmadığı için, bakanlık tarafından
hazırlanan planlamalara mahkemede itiraz ettik. Yargının Balçova kesimiyle
ilgili verdiği yürütmeyi durdurma kararını olumlu buluyoruz” diye konuştu.
Tümden iptal istemi
Odanın mahkeme sunduğu dilekçede, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından
hazırlanan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde askıya çıkarılarak yasal süreci
işletilen planlamanın şehircilik ve planlama ilkelerine bütünüyle aykırı olduğu
savunuluyor. Mahkemeye sunulan dilekçede, anılan planlamanın tümden iptal
edilmesi istenerek, “Planlama alanının özelliklerine, İzmir kentinin, bölgenin
ve sektörün gerçek gereksinimlerine uygun, doğal çever ve jeotermal kaynakların
korunmasını esas alan bir yaklaşımla, katılım ilkesi gözetilerek planın yeniden
hazırlanmasında yarar bulunmaktadır” vurgusu yapılıyor.
Dava dilekçesinde, Balçova Kaplıcaları Kesimi Planı'nın, İzmir Turizm Merkezi
İnciraltı Kesimi Çevre Düzeni Planı'ndan kopuk olduğu ve kentle
ilişkilendirilmeyecek nitelikte olduğu vurgulanarak şu görüşlere yer
veriliyor:
“Sadece yapılaşma hükmü getiren alanları tanımlayan bir plan olduğu açıktır.
Orman alanları, ağaçlandırılacak alanlar, doğa yürüyüş parkurlarının plan sınırı
dışında bırakılması ve alanlar üzerindeki yapılaşmaya ilişkin baskıları
artıracaktır. Doğal değerleri gözetmeden, sadece yapılaşma hükümlerinin yer
aldığı bir planın da kültür ve turizmin korunması ve geliştirilmesi amacına
hizmet etmeyeceği açıktır.”
Planlama alanının tarihi kaynaklarda, “Agamemnon Kaplıcaları” olarak
adlandırılan bölge olduğuna dikkat çekilen dava dilekçesinde, “Alan, bu
niteliğiyle dahi duyarlılıkla yaklaşılması gereken bir yerdir. Hazırlanan planda
bu konuya hiç değinilmemesi büyük eksikliktir. Diğer yandan burayı ayrıcalıklı
kılan bir başka özellik de, alanın görsel niteliğidir. Ayırca, Balçova jeotermal
su kaynaklarının doğal ve nitelikli peyzaj gözetilmeyerek, sadece turizm
amacıyla geliştirilmesinin amaçlanması, turizmin kendi kaynaklarını tüketmesi
sonucunu yaratacaktır. Bu planla önerilen, turizm yapılaşma kararları doğal
kaynakların ve çevrenin korunması dengesini gözetmediği sürece eksik kalacaktır”
görüşlerine yer verildi.
Danıştay 6. Dairesi'nde görülen davada mahkeme heyeti, konunun özelliğini göz
önünde bulundurarak, ara karar verilmezden önce yürütmenin durdurulması
gerektiğine hükmetti. Mahkeme ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve
Orman Bakanlığı'na ayrı ayrı yazı yazılarak, dava konusu olan 1/25 bin ölçekli
çevre düzeni imar planına dayanak oluşturacak, 1/50 bin ve 1/100 bin ölçekli
imar planı bulunup bulunmadığının sorulmasını istedi.