Bakırköy'e Büyükşehir Engeli

Bakırköy'de, beklenen olası İstanbul depreminde hasar görecek binalar tek tek tespit edildi. Ancak binaların sağlam yapılar haline gelebilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) imar planlarında gerekli değişikliği yapmaması nedeniyle ilçede deprem öncesi önlemlere yönelik çalışmalar durdu.

Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, binaların depreme hazırlanması için yürüttükleri projeleri yetki ve yasa eksiklikleri nedeniyle bir kenara bırakmak zorunda kaldıklarını belirterek "Deprem sonrası önlemlere ağırlık verdik. Ama büyükşehir belediyesi bugün 1/5 binlik imar planlarını imzalasın, yarın ilçeyi şantiyeye çeviririm" dedi.

Erzen, İstanbul Deprem Master Planı'nda riskli ilçeler arasında gösterilen Bakırköy'de bugüne dek yürütülen deprem hazırlık çalışmalarının geldiği son nokta ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Bakırköy'de binaların ortalama yaşının 30-35 yıl olduğunu belirten Erzen, bu binaların yapıldığı tarihlerde inşaat tekniklerinin bu kadar gelişmiş olmadığını söyledi.

Erzen, Bakırköy'de 10 binin üzerinde bina bulunduğunu ve yapılan incelemeye göre 439 binada çok yüksek risk, 2900'ünde yüksek risk, 4126'sında orta risk, 275'inde düşük risk, 2200'ünde minimum risk saptandığını söyledi. Bu sonuçların ardından ayrıntılı bir inceleme için Dünya Bankası ile ortak bir çalışma yaptıklarını anlatan Erzen, "Yüksek riskli binalarda oturan kişilerden 369'u bize müracaat etti. Türk ortaklı bir Yeni Zelanda firmasının üstlendiği çalışmada binalardan karotlar alındı. Bir yıl süren inceleme bu yılın şubat ayında sonuçlandı. 369 yapının 23 adedinin deprem performansı yeterli çıktı. 264'ünün güçlendirilmesi gerektiği, 82 adedinin ise kesinlikle yıkılıp yapılması gerektiği saptandı" dedi.

Bina sahiplerine durumu bildirdiklerini anlatan Erzen, güçlendirme için para gerektiğini, hâlâ komisyonda bekleyen Kat Mülkiyeti Yasası'nın da çalışmaları engellediğini belirtti. Binaların güçlendirilmesini yapanlar oldunu da kaydeden Erzen, "Ancak yıkıp yeniden yapmak bizim için sorun. Çünkü bu binalar eski imar planlarına göre inşa edilmiş. Örneğin 5 katlı bir binanın sahibi mülkünü yıkıp yeniden yapmak istiyor, ama yeni imar planlarına göre 4 kata izin veriliyor. Bir kat kaybı var. Büyükşehir'den imar planlarında değişiklik yapma yetkisi istedik. Mesela 5 katlı binasını yıkıp yeniden yapmak isteyene 6 kat izni verelim. Müteahhitle anlaşsınlar, bir katını ona versinler ve sağlam bir bina çıksın ortaya. İmar Komisyonu'nda bunu anlattım. 'Haklısınız, böyle yapmak lazım ama siyaseten bu kararı veremiyoruz' dediler. Yani siyaseten insanların ölmesine karışamayız diyorlar" diye konuştu.

'Kaymakamlık depremde yıkılabilir'
Erzen, yeni yapılan binalarda zemin etüdünün mutlaka yapıldığını ve bunların deprem açısından risk taşımadığını söyledi. Ataköy'ün çoğunun 12-14 katlı binalardan oluşmasına karşın hasar riskinin düşük olduğunu vurgulayan Erzen, " Eski Bakırköy'ün içindeki evler risk altında" dedi. Okulların hepsinin elden geçtiğini anlatan Erzen, ilçedeki kaymakamlık binasının depremde büyük bir ihtimalle yıkılacağını, belediye binasının hasar göreceğini açıkladı. Erzen, "İlçedeki devlet hastanelerinin sağlam olduğuna inanmıyorum. Hastanelerin acil ünitelerinin dışarı taşınması gerekiyor" diye konuştu.

İBB'den imar değişikliği yetkisi beklediklerini belirten Erzen, şu an deprem sonrası çalışmalarına ağırlık verdiklerini kaydetti. İlçedeki binaların deprem riskini ortadan kaldırmak için 500 milyon dolara ihtiyaç duyduğunu söyleyen Erzen, " İstanbul'un tamamını düşündüğümüzde bu rakam 6-7 milyar dolara çıkar. İBB'nin bütçesi 10 milyar dolar. Kimse bir şey yapmıyor. Hatta ben de dahilim buna. İBB'den umudu kestim. Deprem sonrası ne yapabiliriz, düşünüyorum" dedi.

Eminönü'nün deprem güvenliği tarihe takıldı
Tarihi sit alanı olan Eminönü ilçesinde imar planlarının uzun yıllardır onaylanamaması nedeniyle binaların deprem güvenliği konusundaki çalışmalar yetersiz kaldı. İmar planlarının 2005 yılında kabul edilmesiyle, Büyükşehir Belediyesi'yle birlikte ortak çalışmalar yürütülmeye başlanabildi.

Tarihi kentin en eski yapılarının bulunduğu Eminönü, İstanbul'un diğer ilçelerine göre deprem konusunda bazı konularda daha avantajlı ancak bazı alanlarda da ciddi sıkıntılar yaşıyor. Belediye yetkililerinin verdiği bilgilere göre 14 bin 598 binanın bulunduğu ilçenin önemli bir bölümü tarihi sit alanı kabul edildiği için her türlü imar çalışması izne bağlı. Bu nedenle, diğer ilçelere göre daha kolay yürüyen deprem güçlendirmeleri Eminönü'nde Anıtlar Kurulu'ndan izin gerektiren imar çalışması haline geliyor. Bu da bürokratik sürecin uzamasına, maliyetlerin yükselmesine yol açıyor. Bu olumsuzluklar nedeniyle Eminönü'nde bugüne kadar yapılan tüm çalışmalara karşın deprem konusunda daha alınması gereken çok yol var.

Sahil dolgu alanı
Eminönü Belediyesi, yeni inşaat uygulamalarında proje tasdik aşamasında her parsel için zemin etüdü raporunu şart koşuyor. Yetkililer, "Eminönü ilçesinde yer alan binaların diğer ilçelerimize kıyasla daha eski ve yıpranmış olduğu bir gerçek. Tadilat projeleriyle yenilenen bu binalarda, deprem güçlendirilmesi noktasında kolaylıklar gösteriliyor" diyorlar.

İstanbul Üniversitesi'ne hazırlattırılan "Eminönü İlçesi Jeolojik ve Jeoteknik Etüt Raporu" Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 30 Nisan 2003'te onaylandı. Rapora göre ilçenin sahile bakan kısmı dolgu alanı vasfını gösteriyor. Eminönü Belediyesi'nin "Yerleşime Uygunluk Haritası "nda, sahil kesimi ayrıntılı jeoteknik etüt gerektiren alanda kalıyor ve deprem bakımından daha riskli alan olarak kabul ediliyor. Rakam olarak daha yüksekte kalan diğer bölge ise Eminönü Belediyesi Yerleşime Uygunluk Haritası'nda önlem almadan yapılaşmaya izin verilmeyecek alan olarak ifade ediliyor.