Bakir Koyda İnşaat Çanları Çaldı



Türkiye de deniz turizminde kullanılan 294 bakir koydan artık sadece 104 ü kaldı. Diğerleri site, otel ve villalarla doldu. Gökova Körfezi ndeki Kissebükü bakir kalan az sayıdaki koylardan. Fotoğraf: GÖKMEN YÜCE / AA

Mavi turun en gözde koylarından Kissebükü'nde süper lüks turistik tesis inşası için hazırlıklar başladı

Mavi yolculuğun en önemli duraklarından Kissebükü’nde süper lüks bir Milyonerler Kulübü yapılmak istenmesi tartışma yarattı. “Türkiye Cumhuriyeti’nin bana verdiği mülkiyet hakkını sonuna kadar kullanacağım” diyen yatırımcı Ahmet Çolakoğlu kararlı. Çevrecilerle Deniz Ticaret Odası ise projeye tepkili. 

Turistik tesis yapılmak istenen 130 dönümlük arazi, Gökova Körfezi’nde Kissebükü Koyu’nda, arkeolojik ve doğal sit alanının ortasında. 

BBK Turizm ve Yat İşletmeciliği yetkilisi Ahmet Çolakoğlu, sadece üst gelir grubunu hedeflediklerini, dünya çapında 1500 milyarderi çekmek için projeler hazırladıklarını söyledi. Tesiste oda kahvaltı en düşük yatak fiyatı 500 avrodan başlayacak. 17-18 bin avroya kadar artacak. Çolakoğlu “Buranın imarı 1994’te verilmiş. Ben iki yıl önce araziyi aldığımda imarlıydı.  TC ’nin bana verdiği mülkiyet hakkını sonuna kadar kullanacağım. 1.5 milyon dolar vererek projeyi çizdirdim. Ancak ben bu işletmeyi sivil toplum örgütleri ve köylülerle uzlaşarak yapmak istiyorum. Bir çekince varsa projede gerekli değişikliği yapabilirim. Ama bana buradan git başka bir yere tesis yap, diyemezsiniz” dedi. (dha, aa)

‘Bu tesis yapıldığında gidin bakalım o koydan denize girebilir misiniz?’

Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Arif Yılmaz: Beş yıl önce Çanakkale’den Antalya’ya kadar kıyı envanter çalışması yaptık. Deniz turizminde kullanılan 294 bakir koydan sadece 104 tanesinin kaldığı, gerisinin site, villa ve oteller tarafından yağmalandığı ortaya çıktı. Yatırıma karşı değiliz. Sadece yatırım yapacak ve izin verecek kurumların planlamayı çok iyi yapması önemli. Yatırıma değil yağmaya karşıyız. Çünkü kıyılarda yapılan turistik tesislerin arasında bir tane iyi örnek görmedik. Bodrumlu denizciler ve deniz turizmi temsilcileri olarak buraya yapılacak tesisin Gökova’da mavi yolculuğun başladığı en önemli koylardan birinin daha kaybedilmesi olduğu görüşünü savunuyoruz. Kissebükü’ne tesis izni veriliyorsa o zaman Kleopatra (Sedir) adasına da izin verilebilir. Köylülerin yapılmasını istediği otel iki yıl sonra hizmete girecek. Tüm köylülere söylüyorum, Anayasa’da haklarınız var, bu tesis yapıldığında toplanın gidin bakalım o koydan denize girebilecek misiniz? Sahilleri beton yığınına çevirdikleri gibi yapılan hiçbir tesisin bulunduğu koydan vatandaş denize giremiyor.

‘Betona gelen turistte para var ama esnafa bir faydası olmuyor’

Mavi Yol Girişimi Sözcüsü Filiz Dizdar: Bodrum’da yeterince beton yapı var. Betona gelecek turistte para var, ama esnaf bu paradan faydalanamıyor. Bu alan bütünü daha önce birinci derecede arkeolojik sit alanıydı. 1993’ten sonra sistemli şekilde üçüncü dereceye düşürüldü ve bir bölümü imara açıldı. Mavi yolculuğun birinci ayağı Kissebükü’dür. Milyonlarca tekne uğramıştır buraya, en güzel şekilde hizmetini almıştır, istihdam sağladığından yerel ekonomiye de katkısı olmuştur. Ve olduğu gibi bırakıp gitmiştir burayı. Ama gidin bir de otel olan yerlere bakın.”

Yarımada İzleme Komisyonu Başkanı Rüştü Tezcan: Cennet koyun beton yığınına çevrilmemesi için 35 sivil toplum örgütü ile birlikte düzenlediğimiz eylemleri karadan ve denizden şiddetini artırarak sürdüreceğiz. Konuyu gerekirse AİHM’e götürürüz. Burada siz beş yıldızlı, yedi yıldızlı, 17 yıldızlı tesislerin yapılmasına izin verirseniz, bu koyları tamamen kaybederiz. Burada 200 milyon dolarlık tesis yatırımından bahsediliyor, ama öbür tarafta kaybedilecek 10 milyar avroluk bir yat sektörü var.