Bakan Güler'in Kaz Dağları İkilemi



Kaz Dağları'ndaki altın arama çalışmaları yüzünden yöre halkının ve çevrecilerin hedefi haline gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, sıkıntılı bir ikilemle karşı karşıya. Bakanlığının görevleri arasında, yeraltındaki tüm madenlerin ekonomiye kazandırılması var. Ancak bunu yaparken de yöre halkının desteğini aramaya çalışıyor.

Güler bu amaçla cumartesi günü Çanakkale'ye giderek, Kaz Dağları'nı Radikal'le birlikte gezdi. Güler, gezi sırasında, sondaj yapılan her yerin ille de o noktada maden çıkarılacağı anlamına gelmediğini söyledi. Güler, zeytincilerin endişelerine karşılık, zeytinliklere üç kilometreden daha yakın mesafede madencilik yapılamayacağını da vurguladı. Bakan, işletme ruhsatı alınabilmesi için önce çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporu gerektiğini ve bunun da uzun bir süreç olduğunu hatırlattı. Güler, daha Çanakkale'deki 'Kazdağları, Madencilik, Turizm ve Çevre' konulu panelde ise çevrecilerin ÇED raporunun hazırlanmasında yöre halkının da görüşünün alınması talebiyle karşılaştı ve "Bu hassasiyetinizi ilgili bakan arkadaşıma mutlaka ileteceğim" yanıtını verdi.

En çok anneni mi seversin...
Bu arada çevreyi 'ana'ya, madenciliği ise 'baba'ya benzeten Hilmi Güler, içinde bulunduğu durumu, "Anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı" sorusuyla karşılaşan çocukların içine düştüğü ikileme benzetti. Çevreyi de madenciliği de aynı ölçüde sevdiğini söyleyen Bakan Güler, madenciliğin çevreye zarar vermeden gerçekleştirilmesi için çalıştıklarını anlattı.