Bakan Akkuyu Santralinin ÇED'e Tabi Olmasını İstiyor



Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, BM himayesinde Ukrayna hükümeti tarafından dün gerçekleştirilen 'Nükleer Güvenlik ve Çernobil Kazasını Anma Konferansı'na giderken, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin HES'lere çevreye zararından dolayı karşı çıkan kesimlerin bulunduğunu hatırlatması üzerine, HES'lerde hoyrat kullanılan az sayıda yatırım bulunduğunu, bundan hiç bir zaman kendilerinin de memnun olmadığını ancak genel olarak bakıldığında HES yatırımları ile yeşilin azalmadığını daha fazla yeşillendirme yapıldığını ifade etti.
    
Muhalefetin zeytin ağaçlarının kesildiği yönünde iddiaların doğru olmadığını belirten Yıldız, daha önce 90 milyon adet olan zeytin ağacı sayısını 160 milyon adete çıkardıklarını kaydetti. Bütün yeşil alan oranının ise 3-5 katına çıktığına işaret eden Yıldız, yeşil alanların, ormanların, tabiat-kültür varlıklarının, sahillerin, kıyı şeridinin, tarım alanlarının Türkiye'nin zenginliği olduğunu ifade etti. Enerji kaynaklarının da Türkiye'nin önemli bir zenginliği olduğunu belirten Yıldız, ''Enerji Bakanının enerji kaynaklarını olduğu gibi bir Turizm ve Kültür Bakanı gibi turizm ve kültür varlıklarını, Çevre ve Orman Bakanı gibi çevre varlıklarının savunucusu olması gerekiyor. Bunların hepsi Türkiye'nin kaynakları, zenginliği, çeşitliliği değil mi? Ülkenin tüm kaynaklarına bütüncül bir yaklaşımla, hep beraber sahip çıkmak gerekiyor'' diye konuştu.
    
Bazı Avrupa ülkelerinde bir nehrin üzerinde 30-35 HES'in kurulduğu yerler bulunduğuna işaret eden Yıldız, kendilerinin özel sektörün yatırım yaparken, tahripte bulunmasına kesinlikle karşı çıktıklarını söyledi. Bakan Yıldız, '' burada esası, usule kurban etmemek gerekir. Esas nedir, esas enerji üretiminde bulunmaktır. Bu uğurda usuller ihmal edilmemeli. Su kaynaklarından enerji üretimine karşı çıkıyorlar, Ben de belki hak etmeseler de suya karşı çıkanları doğalgaz ithalatçısı olmakla suçlayayım, bu olmaz'' diye konuştu.
    
Nükleer santral ve enerjide Rus'yaya bağımlılık
    
Mersin Akkuyu'da kurulacak nükleer santral ile Türkiye'nin Rusya'ya bağımlılığının artacağı iddialarına da yanıt veren Yıldız, Mersin Akkuyu'ya nükleer santral kurulduğu zaman Rusya'dan alınmayacak gaz miktarının yaklaşık 6 milyar metreküp olacağını, bunun da bugünkü değeri ile 2,5 milyar dolar anlamına geldiğini söyledi. Türkiye'nin enerji ithalatında Rusya'ya yüzde 70 oranında bağımlı olduğuna dönük iddiaların tamamen yanlış olduğunu belirten Yıldız, şöyle konuştu:
    
''Böyle hesap olmaz. Türkiye toplam enerjide Rusya'ya yüzde 25-26 oranında bağımlı. Toplam üretilen elektriğin yarısı doğalgaz. Doğalgazın yarısını da Rusya'dan alıyoruz. Yani bu yüzde 50'nin yarısı demek. 2010 yılında 5 ülkeden aldığımız doğalgazın yarısı Rusya'dan. Burada, Türkçe'den Türkçeye tercümede sorun yaşıyoruz, rakamların sosyal ifadeye aktarılmasında sorun yaşıyoruz. Burada vatandaşa değil, kamuya suç buluyorum. Bunların vatandaşa daha iyi anlatılması lazım.''
    
Akkuyu'nun ÇED'e tabi olması
    
Yıldız, bir soru üzerine nükleer müzakerelerde 5 büyük başlıktan birinin risklerin paylaşımı konusu olduğunu, bu konuda da Paris ve Viyana anlaşmasının tarafı olduklarını, sigorta, risklerin paylaşımı gibi konularda uluslararası yükümlülük neyse onun ödeneceğini ifade etti. Bakan Yıldız bir başka soru üzerine de ''Akkuyu'da kurulacak nükleer güç santralinin Çevresel Etki Değerlendirmesine (ÇED) tabi olmasını istiyoruz'' dedi.
    
''Kullanılmayan her kaynak ithalat olarak geri dönüyor''
    
Türkiye'de mevcut su kaynaklarından 145-150 milyar kilovatsaat elektrik üretimi potansiyeli bulunduğunu ancak 2010'da bunun sadece üçte birine denk gelen 50 milyar kilovatsaatlik üretim gerçekleştirildiğini anlatan Yıldız, Türkiye'nin bu potansiyelin en az üçte ikisini, hatta tamamını kullanması gerektiğini kaydetti. Kullanılmayan her enerji kaynağının Türkiye'ye enerji ithalatı olarak döndüğüne dikkati çeken Yıldız, Türkiye'nin büyümesinin de ancak yerli kaynaklardan üretimi ile gerçekleşebileceğini ifade etti. Türkiye'de bazı kesimlerin HES'lere, bazı kesimlerin nükleere karşı olduğunu belirten Yıldız, ancak bazı kesimlerin ise hem HES'lere hem rüzgara hem nükleere hem doğalgaza bütün enerji üretim kaynaklarına karşı olduklarını ama bunların yerine hiç bir alternatif üretmeyip elektrik kullanımına devam ettiğini söyledi. Bakan Yıldız, ''O zaman diyelim HES'lerle günlük 6 saatlik elektrik üretiliyorsa, bu kişiler 'ben buna karşıyım, gündüz 6 saat elektrik kullanmayacağım' demiyor. Elektrik kullanımdan vazgeçseler, tepkileri daha anlamlı olur. Hem HES'lere hem rüzgara hem nükleere doğalgaza karşılar. Ben bunları Türkiye'nin kalkınmasına tepki olarak algılıyorum'' dedi.
    
''Yatırımların ağırlığının doğalgaz olmasından memnun değilim''
    
Yatırımların ağırlıklı bölümünün doğalgaz yatırımı olmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Bakan Yıldız, bundan memnunun olmadığını, kendisinin doğalgazdan önce yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmasından yana olduğunu bildirdi. Doğalgaz yatırımlarının ısınma amaçlı kullanılması tarafında olduğunu belirten Yıldız, ''doğalgaz yatırımları öncelikli tercih ettiğim kaynak değil. Su, rüzgar, kömür, güneş yatırımları gibi yerli ve yenilenebilir enerji yatırımları daha çok tercih edilmeli'' diye konuştu.