Bursa’nın Orhangazi İlçesi’nde halen çalışan, raporlara göre çevreye büyük zarar veren bir tesis var. Cargill. Bu dünya çapında firma gücünü ABD yönetiminden alıyor ve ABD siyasetinde etkili. Gelmiş Türkiye’ye yatırım yapmış. Türk çiftçisini, özellikle pancar ekicilerini mahvediyor, çevre kirliliği yaratıyor.
Cargill, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları tarafından defalarca mahkemeye verildi. Mahkemeler tesisin kapatılması doğrultusunda kararlar verdi. Fakat gelin görün ki, hiçbir iktidar bunu yapamıyor... Çünkü Cargill’in arkasında ABD var. Cargill’in korunması, Recep Tayyip Bey’in ABD gezilerinde de o ülkenin en üst düzey yetkilileri tarafından kendisine söylendi.
ABD bir şey isteyecek ve Türk hükümeti tersini yapacak! Elbette olacak şey değil.
Çarşamba günkü yazımda bir Başbakanlık belgesi açıklamıştım. Başbakan adına imzalanan 20 Nisan 2006 tarih ve 3020 sayılı Başbakanlık yazısında Cargill’le ilgili yargı kararlarının hükümsüz kılınması ve tesisin işletmeyi sürdürmesi için "yeni kanun çıkarılması" Tarım Bakanlığı’ndan istenmişti. Başbakanlık bir yabancı firmanın avukatlığına soyunmuş, onu kurtarmak için çaba harcıyordu.
Kanun teklifi bir AKP milletvekiline imzalatıldı ve dün TBMM’de Tarım Komisyonu’nda görüşüldü. Alt komisyona havale edildi. İşi o yolla kotarmaya karar verdiler.
***
Şimdi işin öteki boyutlarına kısaca göz atalım. Dün elime bir yazı daha geçti. Başbakanlık tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı’na yazılan 6 Haziran 2003 tarih ve 2504 sayılı yazı. Son iki cümlesini aynen yazıyorum:
"...Cargill’e ait fabrikanın işletilmesine devam edilmesi kararlaştırılmıştır. Söz konusu Bakanlar Kurulu Prensip Kararı halen yürürlükte olduğundan, uygulamanın Prensip kararına göre yapılması hususunda gereğini rica ederim."
Peki bu yazının altında kimin imzası var?
"Recep Tayyip Erdoğan. Başbakan!"
***
Şimdi bir belge daha açıklıyorum. Cargill aleyhine verilen mahkeme kararları sırasında Bursa Valisi olan Kaan Oğuz Köksal, şu anda İzmir Valisi. Cargill hakkında verilen mahkeme kararlarını uygulamadığı için hakkında soruşturma izni isteniyor. İçişleri Bakanlığı bu istemi Bakan Abdülkadir Aksu imzasıyla reddediyor. Bakan imzasıyla çıkarılan 7 Kasım 2005 tarihli kararda soruşturma izni verilmiyor.
Şimdi bunu izleyen başka bir belgeye bakalım. Gönderen: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Üst Düzey Memur Suçları Bürosu. Tarih 3 Nisan 2006, sayı 111. Konu: Savunma istemi. Özetliyorum:
"Sayın Kaan Oğuz Köksal. İzmir Valisi. Bursa Valiliğiniz sırasında Cargill hakkında açılan davalarda verilen iptal kararlarını uygulamadığınız anlaşılmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen hazırlık soruşturmasında savunmanızı almak yasa gereğidir. Yazılı savunmanızı göndermeniz tebliğ olunur."
İşin nerelere gittiğini görüyorsunuz.
"Türkiye Cumhuriyeti" hükümeti bir yabancı firmanın haklarını korumak için yargı kararlarını yok sayıyor, o kararları geçersiz kılıp Ülker firmasının ortağı olan Cargill’i kurtarmak amacıyla kanun teklifi verdiriyor. Hem de resmi yazılarla!.. Çünkü ABD yönetimi, bizim hükümete baskı yapıyor.
İznik Gölü çevresine verdiği zarar, 195 bin metrekarelik birinci sınıf tarım arazisi üzerine kurulu tesis, zeytinlikler üzerindeki olumsuz etkileri yanında Türk pancar çiftçisine vurduğu darbeler... Şirketin piyasaya sürdüğü fruktoz şurubunun sahte bal üretiminde kullanılması...
Ve Cargill’i kurtarmak için uygulanmayan yargı kararları, Başbakanlık’ta yapılan toplantılar, yazışmalar, işi kılıfına uydurma çabaları... Cargill Türkiye’yi uzaktan kumandayla -ama tam içimizden- yönetiyor. Cargill için şimdi yasa çıkarılmak isteniyor. İnanılır gibi değil.
Bu firmayla uzaktan yakından ilgim yok. Özel bir husumetim de yok. Ama ülkemin böyle -bir sömürge gibi- yönetilmesini içime sindiremiyorum. Pek çok sahipsiz-torpilsiz-hükümette arkası ve adamı olmayan firmanın batmasına göz yumulurken, gücünü yabancılardan, Arap şeyhlerinden, AB ve ABD’den alan böylelerinin hukuk bile çiğnenerek korunup kollanmasına isyan ediyorum.