Ayvalık Adaları Tabiat Parkı içinde Rüzgar Enerji
santrali (RES) kurulması girişimleri sürerken 6094 sayılı
yasada yapılan değişiklikle doğal sit alanlarında "yenilenebilir enerji
kaynaklarına dayalı" tesis kurulmasına olanak verilmesi yöre halkının
protestosuyla karşılandı. Ayvalık Adaları Tabiat Parkını Koruma
Platformu üyesi Halil Coşkun bu yasanın Tabiat Parkına
Çevre ve Orman Bakanlığı'nın "2009 Revizyon Planı"nının ardından yöneltilen
"ikinci bir darbe" olduğunu söyledi.
29 Aralık 2010'da kabul edilen "6094 sayılı yenilenebilir enerji
kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı kullanımına ilişkin kanunda
değişiklik yapılmasına dair kanun"un 5. Maddesi şöyle:
"Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ile tabiatı koruma alanlarında,
muhafaza ormanlarında, yaban hayatı geliştirme sahalarında, özel çevre koruma
bölgelerinde ilgili Bakanlığın, doğal sit alanlarında ise ilgili koruma bölge
kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı elektrik üretim tesislerinin kurulmasına izin verilir."
Tabiat Parkı için mücadele
Coşkun, Ayvalıklıların Cunda Adasında, tabiat parkı sınırları içinde kurulmak
istenen RES'le mücadelesinin 2006'da başladığını söylüyor:
"Balıkesir Rüzgâr Enerjisinden Elektrik Üretimi Santrali Limited Şirketi
Cunda adasında 30 MW enerji üretmek üzere, 24 adet rüzgâr tribünü kurmak için
11.09.2006 tarih ve EÜ/207-3/352 lisans numarasıyla Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulu'ndan lisansını aldı."
Ancak şirketin Derviş Tepe, Alibey Tepe, Çim Tepe, Deveboynu Tepe ve Ak Tepe
bölgelerinde tesis ve rüzgar türbini kurmak için Çanakkale Anıtlar Kurulu'na bir
hafta sonra yaptığı başvuru söz konusu alanların "1.Derecede Sit Alanı" ve
"Mutlak Koruma Alanı" sınırları içinde olmasından dolayı reddedilmiş. Halil
Coşkun, "umduğunu bulamayan şirket"in bu defa, aynı bölgelerde 1/25 binlik imar
planında değişiklik yapılması talebiyle Bayındırlık İmar ve İskân Bakanlığı'na
müracaat ettiğini söylüyor.
"Bakanlık Ayvalık Belediyesi'nden görüş isteyince konu Ayvalık gündemine
taşınmış oldu. Ayvalık Belediye Meclisi'nin 02.03.2009 /35 tarih ve sayılı
kararı ile bu talep reddedildi. Alibey (Cunda) Adasını Kalkındırma ve
Koruma Derneği de imza kampanyasında topladığı bin imza ile birlikte
'Bilgilendirme Yasası' çerçevesinde İmar ve İskân Bakanlığı ile Kültür
Bakanlığı'na başvuruda bulundu.
Bayındırlık ve İmar İskân Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel
Müdürlüğü 3 Haziran 2009'da Ayvalık Belediyesi'ne şu yanıtı vermiş:
"Çevre ve Orman Bakanlığı'nın doğal koruma alanında bulunan söz konusu
bölgenin, mutlak koruma alanı ve askeri stratejik bölge sınırı içinde olduğu; bu
nedenle ve Rüzgâr Enerji Santralı Amaçlı 1/25.000 ölçekli çevre düzeni plan
değişikliği teklifinin Bakanlıkça incelenemeden reddedildiği..."
Ancak Halil Coşkun'un verdiği bilgiye göre, "2009 sonunda, Çevre ve Orman
Bakanlığınca hazırlanan 1/25.000'lik plan tadilatıyla endemik bitkinin bulunduğu
Ayvalık Adaları Tabiat Parkı'nda mutlak koruma alanları, sınırlı korumaya
dönüştürülerek yapılaşmaya açılmak istendi; tescilli sivil mimarlık
örneklerine 'fonksiyon yüklenebilir' vb. ifadeleriyle güç sahiplerine yeni
olanaklar hazırlanmaya çalışıldı."
Nitekim, "pes etmeyen şirket" bu gelişmeleri fırsat bilerek Aralık 2009'da
yeniden lisans başvurusu yapmış.
Coşkun, Ayvalık'ın doğal ekosistemine yönelik bu tahribat girişimine karşı
çevre dernekleri, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütleri
temsilcilerinin bir araya gelerek oluşturdukları Ayvalık Adaları Tabiat
Parkını Koruma Platformu'nun 2009 revizyon planının durdurulması için konuyu
Danıştay'a götürdüklerini aktardı. Coşkun, Ayvalık'taki yaşam savunucularının bu
yasaya karşı da gerekli mücadeleyi vereceğini söyledi.