Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, devletin
tapu kayıtlarında Ayasofya’nın tapusunu bulduklarını açıkladı.
Yusuf Beyazıt, Ayasofya’nın mal varlığının “Ebulfetih Sultan
Mehmet” adına olduğunu kaydederek “Orijinal tapuya ilk kez ulaştık. Çok
heyecanlandık” dedi. Ayasofya’nın asırlardır süren tartışmaların aksine, tarihte
iddia edildiği gibi, hiçbir zaman Hz. İsa, Hz. Meryem ya da Kutsal Ruh gibi
“Nam-ı Müstear” veya “Nam-ı Mevhum” denilen, şu anda hayatta olmayan ruhani
varlıklar üzerine kayıtlı olmadığı da orijinal tapu kaydının ortaya çıkmasıyla
kesinleşti.
Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt şunları söyledi: “Ayasofya’nın, Fatih
Sultan Mehmet Vakfı’na ait olduğuna dair orijinal tapusunu bulduk. Bu çalışma
sırasında habersiz olduğumuz 27 bin gayrimenkulümüze de bu araştırma sırasında
ulaştık. Bu tapu kayıtlarından biri de Ayasofya ile ilgiliydi. Tapuda mal
varlığı kaydı, ‘Ebulfetih Sultan Mehmet’ adına görülüyor.”
Vakıf da kurmuş
Fatih Sultan Mehmet Vakfı’nın Fatih Sultan Mehmet’in
isteğiyle, Ayasofya’nın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu da belirlendi.
Fatih Sultan Mehmet, vakfa akar olarak da İstanbul’un Okmeydanı semti dahil
şehrin muhtelif yerlerindeki 2 bin gayrimenkulü bıraktı. Fatih’in “Ayasofya
Vakfıyesi”ndeki 2 bin gayrimenkulün tespit edilmesi için de çalışma
başlatıldı.
Tarihçiler ne diyor?
‘Biliniyordu belgesi bulundu’
Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı, Osmanlı Arşivleri Uzmanı
Prof. Dr. Mustafa Budak, belgenin çok açık olduğunu belirterek
şunları söyledi: “Çok açık bir belge var. Üzerinde Fatih Sultan Mehmet’in adının
yer alması, bu mülkün onun adına kurulan vakfa ait olduğunun kanıtıdır. Bu
mülkün Fatih Sultan Mehmet’e ait olduğunu gösterir. Ayasofya’nın bu vakfa ait
olduğu tarihçilerce biliniyordu. Şimdi belgesi bulundu. Bu tapunun bulunması ve
üzerinde de adının yazması, tarihçilerin tespitini de doğruladı.”
‘Tapu değil kadastro kaydı’
Murat Bardakçı, Türkiye’de kadastro çalışmalarının 1930’lu
yıllardan sonra başladığını belirterek şunları söyledi: Bu belge, Cankurtaran
Mahallesi’nden kadastro geçirilmesinden sonra yapılan kayıttır. Ayasofya’nın ilk
kaydı bu değildir. Asılkayıt, vakfiyede yazılır. Ve o belgenin de Vakıflar
GenelMüdürlüğü arşivinde bulunması gerekir. Genel Müdürün bu kaydı bulması
gerekir. Bu, aslında ilk mülkiyet kaydı değil, kadastro geçtikten sonraki
kaydıdır.Cami ve saraylar şahıs üzerine kaydedilemez. Bu tapu değil,
kadastro kaydıdır. Vakfıyeyi yayınlasınlar.”