İnsanlık tarihinin en önemli yapıtlarından Ayasofya’da kullanılan ‘Horasan harcı’, yüzlerce yıldır binayı depremlere karşı koruyor.
Dünyanın yeni yedi harikası adaylarından biri olan Ayasofya’nın yapısındaki özel harç nedeniyle, depremlerden sonra kendi kendini onardığı ortaya çıktı.
Ayasofya’nın bu mucizevi özelliğiyle ilgili bilgiyi, Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erdik verdi. Erdik, bu konuda, Princeton Üniversitesi Mühendislik Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çakmak’ın da geniş bir bilgi birikimi bulunduğunu söyledi. Prof. Erdik, Ayasofya’nın inşaatında kullanılan volkanik kül içeren Horasan harcının, plastik özellikleri nedeniyle deprem gibi güçlü sarsıntıların binada yol açtığı yapısal deformasyonlara uyum sağladığını belirtti.
İşte harcın sırrı
Bu özelliği nedeniyle Ayasofya’da yüzyıllardır deprem hasarlarının sınırlı kaldığını belirten Erdik, yapının deprem hareketinin kuvvetli olduğu dönemde yumuşadığını, durgun dönemde ise tekrar sertleştiğinin gözlemlendiğini vurgulayarak, "17 Ağustos 1999 depremi sonrası ise, beklenenin aksine bu geri kazanım tümüyle gerçekleşmemiştir" dedi.
Erdik, Ayasofya’da 1990’da Kültür Bakanlığı ve Princeton Üniversitesi desteğiyle, Boğaziçi Üniversitesi tarafından kurulmuş deprem hareketi izleme ağından elde edilen kayıtlara göre, doğu ve batı ana kemerleri ile güneybatı ana ayağında göreceli bir zayıflık, tüm kemerlerde beklenmedik bir düşey esneklik olduğunun belirlendiğini anlattı. Prof. Erdik, Ayasofya’da kullanılan Horasan harcının bu özelliğinin sırrını ise, içerdiği somus kireç, tuğla kırığı ve tozuna bağladı.