Ulaştırma Bakanlığı Türkiye’de bir ilki
gerçekleştirdi... Türkiye’nin 2023 hedefi doğrultusunda bir Ulaştırma Şûrası
topladı. Dünyanın önde gelen yöneticileri, siyasetçileri katıldı. Onlarca bilim
adamı sunum yaptı. Panellerde tartışıldı. Ben de bir panelde konuşmacıydım. Konu
ise Boğaz’a yapılacak üçüncü köprüydü...
Eleştiriler iki önemli noktada toplandı...
1) Köprü eğer kuzeyden geçerse, ormanlık alan ve su havzaları
etkilenecek.
2) Köprü ayaklarında ciddi bir arsa rantı oluşacak. Birileri
köşeyi dönecek...
Eleştirilerin hepsini dinledim. Ve özetle şunu
söyledim:
"Türkiye zaten bir büyük köprüdür. Enerji geçişinden transit
taşımacılığa kadar muazzam bir köprü... Türkiye şimdi yıllarca kapattığı
sınırları açıyor. İran, Suriye, Ermenistan sınırları açılıyor. Şimdi bu sınırdan
gelecek demiryolu ve karayolunu dünyaya bağlamak için üçüncü köprü, tüp geçit,
tren yolu şart."
Ama kamuoyunu rahatlatmak gerekiyor. Çevre ve rant
eleştirilerini ciddiye almak gerekiyor. İşte bunun için panelde yaptığım öneriyi
burada bir çağrı haline getiriyorum:
- Gelin köprü ayaklarının oturacağı geniş bir alanı doğal sit
ilan edip, imara kapatalım. Böylece her iki endişe de ortadan
kalksın...
Bu öneri panelde çok geniş bir yankı yaratmıştı... İzleyiciler
alkışlamıştı...
Acaba diyorum, "siyasetin ötesi"nde böyle bir kararda
kenetlensek ne olur?
Çevre için, çocuklarımız için, İstanbul’un geleceği
için...
Ve bir de "rant üzerine" dedikodu kazanlarında komplo üretenleri
de bir defa olsun durdurabilmek için... Bu arada Ulaştırma Şûrası’nı düzenleyen
ve orada engelliler için özel bir daire kurma kararı alan Bakan Binali
Yıldırım’ı da kutluyorum...