Hürriyet'te yer alan habere göre Sultanahmet Armada Otel’de 2-3 Ağustos’ta Topkapı Sarayı Müze Başkanlığı’nca ‘Aya İrini Restorasyonu ve Güçlendirilmesinde Uygulanacak Yöntemler ve Kullanılacak Malzemeler’ konulu çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştaya Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr Mustafa Erdik, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. George Gr. Penelis, Prof. Dr. Feridun Çili, Prof. Dr. Hilmi Turan Durgunoğlu gibi isimler katıldı. Restorasyon yöntemi ve kullanılacak malzeme çeşitlerinin tartışıldığı çalıştayda, daha önce İstanbul Proje Koordinasyon birimi tarafından önerilen payanda, çelik ayak gibi modellerin binaya zarar vereceği kararı çıktı.
Geleneksel yöntemlerle iyileştirme
Restorasyon modeli olarak geleneksel yöntemlerin kullanılmasına, güçlendirme için ana kemer ve apsis kemeri gergi çubukları ile iyileştirme yapılmasına karar verildi. Ana kubbe ile yelken kubbelerin alt ve üst kısımlarına karbon elyaf, FRP, çelik halat gibi malzemelerle sarma yöntemi uygulaması yapılacak. Binanın orijinal yapısına zarar vermeyen bu uygulamalar için önümüzdeki günlerde ihaleye çıkılacak.
Çalıştaya katılan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay şöyle konuştu:
“Deprem riski değerlendirmesi yapıldı. Daha önceki restorasyon projelerinini Aya İrini’ye uygun olmadığı görüşünde birleştik. Sağlamlaştırma için mühendislik gerektiren müdahaleye gerek olmadan yapılmasına karar verdik. Hesaplamalarda kubbe yapısının zayıf olduğu görülüyordu. Kubbe kasnağı ve gergi sistemi ile müdahalenin doğru olacağına karar verildi. Aya İrini için verimli bir çalıştay oldu.”
Kiliseydi depo oldu, depoydu müze oldu
4. yüzyılda inşa edilen Aya İrini Kilisesi, 532 yılında geçirdiği yangın sonrasında Doğu Roma İmparatoru Justinianus tarafından 548 yılında yeniden yaptırıldı. Üç nefli bazilikal planlı yapı, ana mekân (naos), narteks (giriş) ve atrium (avlu) olarak üç bölümden oluşuyor. İstanbul’un fethinden sonra camiye çevrilmediği için mekânın içinde ve dışında çok fazla değişiklik yapılmamış, silah ve ganimetlerin depolandığı yer olarak kullanıldığından ‘cebehane’ adını almıştı. 19. yüzyılda ‘Harbiye Ambarı’ adıyla depo işlevi devam eden yapı, 1846 yılında, Tophane Müşiri Fethi Ahmed Paşa’nın girişimiyle Eski Silahlar ve Eski Eserler adıyla iki bölüm halinde müzeye dönüştürüldü. Daha sonra yeniden depo haline gelen yapı, 1908-1940 yılları arasında Askeri Müze olarak kullanıldı.