Quasar İstanbul’un yaratıcısı Viatrans A.Ş.-Meydanbey Ortak Girişimi, Türkiye pazarına ilk kez taşıdığı Fairmont Hotels ile birlikte 3 Ekim’de bir basın toplantısı düzenledi. “İnşaatın içinde kültür sanat olur mu?” sorusuna bir cevap olarak Quasar İstanbul Kültür Sanat Çadırı’nda düzenlenen basın toplantısına, Viatrans A.Ş.-Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan ve Fairmont Hotels Avrupa Geliştirme Sorumlusu ve Başkan Yardımcısı Christophe Piffaretti konuşmacı olarak katıldı.
Viatrans A.Ş-Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan, öncelikle lüks ve metalüks kavramlarına açıklık getirdiği konuşmada, Türkiye’nin ve dünyanın ilk metalüks gayrimenkul projesi olan ve “Lüksün ötesinde lüksü” vaat eden Quasar İstanbul’un Avrupa Gayrimenkul Ödülleri’nde Türkiye’nin layık görüldüğü sekiz Avrupa ödülünün üç tanesini tek başına almanın onurunu yaşadığını ve Avrupa’daki bu büyük başarının dünya çapında alınacak farklı ödüllerle süreceğini belirtti. Quasar'ın İsviçre sermayeli, Türk bayraklı bir gayrimenkul projesi olduğunu ifade eden Özkan; “Avrupa ve Asya’nın en iyi sanat, kültür ve lüks yaşam merkezi olacak Quasar İstanbul’da hayallerin ötesinde bir yaşam arzulayanlara Fairmont’un ayrıcalıklı dünyasını sunuyoruz. Fairmont Kiralama Sistemi ile İstanbullulara global bir kulübün üyesi olma fırsatını vaat ediyoruz. Dünyanın iki önemli stil simgesi Paris ve New York’un ilhamını İstanbul’a taşıyacak Fairmont’tan daire satın alanlar, projenin bitimini beklemeden dünyada 71 noktada bulunan Fairmont rezidans ve otellerinden ayrıcalıklı olarak yararlanabilecek ve dairelerini diğer ülkelerdeki Fairmont sakinlerine kiraya vererek karlı bir yatırıma sahip olacaklar” dedi.
“Özel ofis yönetimiyle yeni bir çığır açacak”
Quasar İstanbul-Fairmont Hotels işbirliği ile İstanbul’un, lüks turizminde de dünyanın en gözde lokasyonları arasında yer alacağını ifade eden Özkan, “Dünyada otelcilik konusunda 130 yıla varan uluslararası deneyimiyle en seçkin markalardan biri olan Fairmont’un dünyadaki ilk ofis işletmesi de yine Fairmont Quasar İstanbul Offices markasının içinde yer alacak ve beş yıldızlı otel konforu ve hizmetini işyerinde yaşamak isteyenler için geliştirilen özel ofis yönetimiyle yeni bir çığır açacak” şeklinde konuştu.
“Birçok ortak marka değeri var”
Fairmont Hotels Avrupa Geliştirme Sorumlusu ve Başkan Yardımcısı Christophe Piffaretti de İstanbul’a ilk kez Quasar gibi çok iddialı bir proje ile adım atmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. 1885 yılında The Fairmont Hamilton Princess’ın açılışından bugüne dünya çapında otel ve rezidans işletmeciliğinde seçkin bir marka olan Fairmont için, İstanbul’a gelmenin çok özel bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Piffaretti şunları söyledi: “Fairmont Quasar Istanbul Hotel, Residences ve Offices, sahiplerine dünyanın mega şehirlerindeki The Plaza, Savoy London gibi ikonik otellerde ayrıcalıklar sunuyor ve onları global bir lüks kulübün parçası haline getiriyor. Fairmont ve Quasar İstanbul’un birçok ortak marka değeri var… Dünyada doğa için sosyal sorumluluk kampanyası Green Partnership Programı geliştiren ilk otel olan Fairmont’un, Alman Sürdürülebilir Bina Sistemi Sertifikası olan DGNB Gold ÖnSertifikası'nı Türkiye'de ilk almış yeşil bina adayı Quasar İstanbul ile işbirliği ayrıca memnuniyet verici. Bu örnek işbirliğinin hem Türkiye’ye hem de dünyaya, bilinen standartların ötesinde kaliteyi ve lüksü kazandıracak olması bize memnuniyet veriyor”.
İlhamını Likör Fabrikası’ndan aldı
New York merkezli içmimari tasarım şirketi Wilson Associates tarafından hazırlanan Fairmont Quasar İstanbul Hotel, Residences ve Offices; 209 otel odası, 64 rezidans, 40 home ofis, 16,000 m2 ticari ofis alanı ve 17 ticari alandan oluşuyor. Dünya genelinde 43 yıldır, 1 milyondan fazla otel odası tasarlayan ve New York, Los Angeles, Singapur, Abu Dhabi ile Şanghay’da ofisleri olan Wilson Associates; dünyanın en saygın değerlendirme kuruluşlarından olan Hotel and Motel Association'dan 30 kez mükemmelliyet ödülü ve yüzlerce mimari ödül almış.
Fairmont Quasar İstanbul Hotel, Residences ve Offices için yapılan tasarımların, tarihi Likör Fabrikası’nın yapıldığı 1931 yılından esinlenerek o dönemin Paris’ine egemen olan Bauhaus ve endüstriyel modernist mimari akımlarını günümüze taşıması planlanıyor. Proje, 2015 sonunda müşterilerine kavuşacak.