Tatil tutkunlarının yıl boyunca rağbet ettiği Avrupa, ev sahipliği yaptığı mimari harikalar ile birlikte ziyaretçilerine unutulmaz bir gezi deneyimi sunmaktadır. Dünya çapında birçok sanat akımına öncülük etmesiyle bilinen Avrupa, mimari açıdan oldukça etkileyici tasarımlara sahip yapılarıyla adından söz ettirmektedir. Avrupa mimarisinin en güzel örnekleri, ziyaretçilerini kendisine hayran bıraktırmakla kalmayıp aynı zamanda dünya çapında eşsiz olmalarıyla ünlüdür. Genellikle çağdaş ve modern anlayışlarla inşa edilen mimari harikalar, Avrupa tatilini keşif dolu bir seyahate dönüştürebilmektedir.
Avrupa Tatilinde Mutlaka Görmeniz Gereken Mimari Harikalar
Tatil tutkunlarının yıl boyunca rağbet ettiği Avrupa, ev sahipliği yaptığı mimari harikalar ile birlikte ziyaretçilerine unutulmaz bir gezi deneyimi sunmaktadır. Dünya çapında birçok sanat akımına öncülük etmesiyle bilinen Avrupa, mimari açıdan oldukça etkileyici tasarımlara sahip yapılarıyla adından söz ettirmektedir. Avrupa mimarisinin en güzel örnekleri, ziyaretçilerini kendisine hayran bıraktırmakla kalmayıp aynı zamanda dünya çapında eşsiz olmalarıyla ünlüdür. Genellikle çağdaş ve modern anlayışlarla inşa edilen mimari harikalar, Avrupa tatilini keşif dolu bir seyahate dönüştürebilmektedir.
Eyfel Kulesi
Fransa’nın simgesi olarak kabul edilen Eyfel Kulesi, dünya çapında ünlü bir mimari harikadır. Mimar Gustave Eiffel tarafından yaptırılmış olup, adını da buradan almaktadır. Senede ortalama 6 milyon turistin ziyaret ettiği yapı, 1887 ile 1889 yılları arasına tarihlenmektedir. Fransız Devrimi’nin 100. yıl kutlamaları sırasında ziyarete açılan Eyfel Kulesi’nin yapımında 26 ay boyunca 3 bin işçinin çalıştığı bilinmektedir. Yapımında 18 bin adet demir parçanın kullanıldığı bilinen Eyfel Kulesi, 300 metre yüksekliği, tarihi önemi ve mimari detaylarıyla Avrupa tatilinde mutlaka görülmesi gereken yapılar arasında öne çıkmaktadır.
La Sagrada Familia
İspanya’nın Barselona kentinde yer alan La Sagrada Familia, 19. yüzyılın ünlü mimarlarından Antoni Gaudi’ye ait bir bazilikadır. Zarif ve dekoratif süslemelerin ön planda olduğu Art Nouveau akımının da öncüsü olan Gaudi, orijinal ismiyle Basílica de la Sagrada Família olarak bilinen yapının inşasına 1883 yılında başlamıştır. Gaudi’nin kaza sonucu hayatını kaybetmesi üzerine yarım kalan şaheseri tamamlama çalışmaları günümüzde hala devam etmektedir. Oldukça görkemli bir yapıya sahip olan La Sagrada Familia, benzersiz mimarisi ve detaylı süslemeleriyle birlikte Avrupa’nın en önemli mimari eserleri arasında gösterilmektedir.
Guggenheim Müzesi
Avrupa’nın sıra dışı mimari örneklerinden biri olan Guggenheim Müzesi, İspanya’nın Bilbao şehrinde yer almaktadır. Modern sanat müzesi olarak hizmet veren yapı, 11 bin metrekarelik alan üzerine 1997 yılında inşa edilmiştir. Duvarlarının kıvrımlı bir yapıya sahip olması, Guggenheim Müzesi’ni mimari açıdan eşsiz kılan özelliklerden biri olarak gösterilmektedir. Mimar Frank Gehry tarafından projelendirilen müze binası, dekonstrüksiyon tarzına sahip olmasıyla ünlüdür. Nervion Nehri’nin kenarında yer alan Guggenheim Müzesi, şehrin silüetine sıra dışı bir görünüm kazandırmaktadır.
Krzywy Domek (Çarpık Ev)
Polonya’nın Sopot kentinde bulunan Krzywy Domek, Avrupa’nın en farklı mimari harikaları arasında yer almaktadır. Türkçe karşılığı Çarpık Ev olan bina, 2004 senesinde inşa edilmiştir. 1980’lerde popüler olmaya başlayan postmodern mimari akımlardan dekonstrüktivizm stilinde tasarlanmıştır. Rezydent adında bir alışveriş merkezinin bünyesinde ziyaret edilebilen yapı, mimari açıdan oldukça etkileyici bir görünüme sahiptir. Peri masallarından esinlenerek yapıldığı bilinen Krzywy Domek, gerçeklik algılarını zorlayan görünümüyle ziyaretçileri kendisine hayran bıraktırmaktadır.
Atomium
Avrupa gezileri sırasında keşfedilmesi gereken bir diğer mimari yapı ise Atomium’dur. Belçika’nın Brüksel şehrinde yükselen Atomium, 1958 yılında inşa edilmiştir. Expo 58 Fuarı kapsamında yapılmış olup Belçikalı mühendis André Waterkeyn tarafından tasarlanmıştır. 102 metrelik yüksekliğe sahip olan yapı, demirin kristal kafes yapısının milyarlarca kez büyütülmesini konu almaktadır. Üzerinde toplamda dokuz çelik küre bulunmaktadır. Günümüzde Brüksel’in simgesi hâline gelen Atomium’daki küreler arasında geçişler yürüyen merdiven ile yapılmaktadır. Modern mimarinin günümüzdeki en sıra dışı temsilcilerinden biri olarak gösterilen Atomium, Avrupa’nın turistik açıdan en ünlü destinasyonlarındandır.
Dancing House (Dans Eden Ev)
Sadece Avrupa’nın değil tüm dünyanın en farklı mimari yapılarından biri olan Dancing House, Çekya’nın başkenti Prag’ta yer almaktadır. Şehrin merkezinde bulunan yapının Türkçe adı ise Dans Eden Ev’dir. Vlado Milunić ve Frank Gehry tarafından tasarlanan Dancing House’un inşaatına 1992 yılında başlanmıştır. 1996 senesinde tamamlanan Dancing House, yapıldığı dönemde çeşitli tartışmalara konu olmuştur. Genel olarak Barok, Gotik ve Art Nouveau binaların arasında yükselen Dancing House, aynı zamanda “Sarhoş Ev” adıyla da bilinmektedir.
Markthal
Hollanda’nın Rotterdam şehrinde bulunan Markthal, sahip olduğu mimari özellikleriyle birlikte adından söz ettiren yapılardan biridir. Bölgenin tarihi meydanı Binnenrotte’de konumlanan Markthal, 2014 yılında inşa edilmiştir. Hollanda’daki tek kapalı pazar yeri olma özelliğine sahiptir. Bünyesinde çok sayıda ofis, restoran, mağaza, otopark ve kamuya açık geniş bir alan bulunmaktadır. Kelime anlamı olarak “pazar yeri” anlamına denk gelen Markthal, ziyaretçilerine mimari açıdan oldukça etkileyici bir atmosferde alışveriş ve gezi deneyimi sunmaktadır.