Hafta ortasında İstanbul’da bir toplantı yapıldı.
Adı
kışkırtıcıydı: Avrupa Kültürü Nedir?
Bu adı duyar duymaz
önce araştırmacı yazar Helmuth Uhlig’in yapıtını düşündüm:
“Avrupa’nın Anası Anadolu.”
Sonra da Avrupa denilen yerin bitim çizgilerini
(sınırlarını) kimin çizdiğini...
Lisede nasıl öğrettilerse öyle kalmış bu
çizgiler hepimizin usunda...
Örneğin bu çizginin Boğaz’ın sularının ortasından geçmesini kim
düşünmüştü?
Bu bir tarihçi miydi, yoksa bir coğrafyacı mı? Belki de bir
politikacı...
(Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenlik çizgileri Viyana önlerindeyken Avrupa’nın çizgileri nerede bitiyordu?)
Bir kıtanın bitim çizgilerinin saptanması politikacılara bırakılabilir
mi?
Bir kültür adamının çizgileriyle bir politikacınınki çakışabilir
mi?
Kültüre göre çizilseydi bugünkü gibi mi olacaktı bu çizgiler?
Düşünün,
bugünkü Avrupa’nın kültürünün hemen hemen bütün kaynakları Anadolu’da değil
mi?
Latin alfabesi denilen abecenin doğum yeri, kökeni, ilk kullanılışı Antakya
yakınındaki Al Mina değil mi?
Profesör Dr. Johannes
Nolle böyle olduğunu söyledi, bir süre önce Alman Arkeoloji
Enstitüsü’ndeki konuşmasında...
Bu işin uzmanı, bilim etiği olan bir
kişi böyle söylüyorsa ben inanırım doğrusu... İsterlerse bugün kendilerini
Avrupalı sananlar inanmasınlar...
O konuşmasında bay Nolle benim de bildiklerimi sayıp döktü:
Coğrafyanın
babası Strabon Amasyalı, tarihin babası Herodot Bodrumlu, Tales Miletli... İlk
kez “Neden” diye soran Tales bu, öz be öz Anadolulu... Homer’in İzmirli olduğunu
bilmeyen mi var?
İlk yazın (edebiyat) okulu Bergama’da değil mi?
Yaşar
Kemal’in Anavarza’sında doğmamış mı Dioskurides? Eskil çağın en önemli eczacısı
Dioskurides...
Bir tasara göre düşünülüp sonra gerçekleştirilen Priene nerede
peki?
Söke’den az ileride değil mi?
Bunu Almanya’daki kent tasarımı
dersimde öğrettiler...
Priene, kent topraklarının gerçekten eş paylaşım ilkelerinin uygulandığı bir kent... Bir sosyal-kültürel özeğin çevresinde düzenlenmiş... Agorası (çarşısı), okulu, hamamı, yönetim yeri(senatosu), tapınağı, tiyatrosuyla o çağda oturanlarına gerekli bütün donanımları verebilen bir yerleşme... Kent gibi kent işte...
Priene, daha o çağda, yeryüzünde pek çok yerde uygulanan kent tasarımı ilkelerinin ilk saptandığı, kimi kurallara bağlandığı yer. Bugünkü Newyork’ta bile izi var...
Haydi bakalım, kültüre göre çizin Avrupa’nın bitim çizgilerini!