Avrupa Çapında Elektrik Şebekesi Planı Engellerle Boğuşuyor



Yenilenebilir enerjiyi destekleyenlere göre, yeni bir süper şebekeyle temiz enerji sektöründe önemli bir atılım gerçekleştirilebilir. Örneğin, İskoçya'daki rüzgâr çiftlikleri ve İspanya'daki, Kuzey Afrika'daki güneş paneli santrallerini Avrupa'nın yoğun nüfuslu merkezlerine bağlanabilir. Buna göre Avrupa'daki enerji şebekesini genişletip geliştirmenin teknik olarak çok geçerli nedenleri var. Fakat siyasi, ekonomik ve düzenleme alanındaki engellerin aşılması hiç kolay değil. Çevre grubu Greenpeace'in İngiltere kolu başuzmanı Doug Carr, atmosferi ısıtan karbondioksit salınımlarını ciddi ölçüde azaltmak ve temiz enerji kaynaklarını yaygınlaştırmak isteyen bir Avrupa için süper şebekenin "kesinlikle şart" olduğunu belirtiyor. Fakat bunun için gerekli siyasi irade ve destek yok. Carr'a göre, "işler ilerliyor" ama AB kurumları ağırlıklarını koysa daha hızlı yol alınabilir.

Yenilenebilir enerji sektöründeki uzmanlar, rüzgârlı havasıyla İngiltere'nin böyle bir uluslararası şebekeden büyük yarar sağlayacağını, hatta kıta Avrupa'sına enerji ihraç edebileceğini dile getiriyor. Uluslararası bir ağın kurulmasına yardım edebilecek şirketlerin Brüksel'de oluşturdukları savunma grubu Süper Şebeke Dostları'nın İcra Başkanı Ana Aguado, Londra'nın önemli bir itici güç olmasının umulduğunu, fakat Başbakan David Cameron hükümetinin kayda değer bir çaba göstermediğini aktarıyor. İngiltere, Kuzey Denizi Ülkeleri Offshore Şebeke İnisiyatifi için Fransa, Almanya, Norveç ve İsveç gibi ülkelerle görüşmelerini sürdürüyor. Bu inisiyatif, denizdeki rüzgâr çiftliklerini ve başka güç kaynaklarını yakındaki ülkelere bağlayacak bir sualtı kablo ağı öngörüyor. Yürürlüğe geçmesi muhtemelen onlarca yıl sürecek olan proje, geniş çaplı bir Avrupa şebekesinin temel taşı olarak değerlendiriliyor. Gerçekleşmesi halinde de İrlanda'dan Baltık ülkelerine ve Kuzey Afrika'ya uzanan yüksek verime sahip doğru akım kablolarıyla büyük enerji yükleri nakledilebilecek.

Avrupa'da bazı sınır ötesi elektrik iletim hatları mevcut olmakla birlikte çoğu ülke hâlâ kendi elektriğini kendi üretip tedarik ediyor veya olan hatlar sadece tek bir ülkeyle bağlantı sağlıyor. Uzmanlara göre sınır ötesi şebekelerin yaygınlaşması tüketiciler için enerjiyi ucuzlatacak, rekabeti artırması ve fazla üretimin daha verimli dağıtımını sağlamasıyla da arzı güvene alacak. Enerji potansiyeli yüksek olan rüzgârlı İskoçya ve İrlanda kıyıları veya güneşli Kuzey Afrika çölleri, enerji ihtiyacı büyük olan şehirlerin uzağında yer alıyor. Yaygın şebekeler yenilenebilir enerjide önemli bir sorun olan düzensizlik konusuna da çözüm getirebilir. Çünkü İngiltere'de kesilen rüzgâr Almanya'da hâlâ güçlü esebilir veya Tunus hâlâ güneşli olabilir. Binlerce kilometre uzaktaki bir şebekeden yararlanan şehirlerin tek bir kaynağın istikrarsızlığından etkilenme olasılığı daha düşük. Bu da açığı kapatmak için doğalgaz veya kömürlü elektrik santrallerinin pahalı enerjisine ihtiyacı azaltır.

İngiltere Avam Kamarası'ndaki Enerji ve İklim Değişikliği Komitesi, Eylül'deki bir raporunda, offshore rüzgâr enerjisine ciddi yatırım yapma planlarının gerçekleştirilebilmesi için elektrik şebekelerinin geliştirilmesinin şart olduğuna dikkat çekiyordu. Rapor, mevcut yaklaşım olan kıyıdaki rüzgâr çiftliklerini ayrı ayrı karaya bağlamanın geniş bir ağa entegrasyondan daha pahalı ve verimsiz olduğunu söylüyordu. Fakat raporda Avrupa çapında bir şebekeyle ilgili bazı uyarılar da yer alıyor: Maliyetin muhtemelen yüksek olacağı ve ulusal enerji düzenlemelerini koordine etmenin çok güç olabileceği ifade ediliyor. Komitenin Muhafazakâr Partili Başkanı Tim Yeo, gelişmiş şebeke bağlantılarıyla İngiliz enerji sektörünün büyük pazarlara açılabileceğini, üstelik bu sayede yurt içinde de rüzgâr enerjisinden daha fazla yararlanılabileceğini, çünkü sakin havalarda enerji ithalatıyla açığın kolayca kapatılabileceğini aktarıyor. Fakat Yeo'nun bir uyarısı var. Enerji ağır düzenlemelere tabi olan bir sektör. Bir süper şebeke kurmanın önündeki en büyük engellerden biri, ülkelerdeki kural farklılıklarını gidermenin uzun müzakereler gerektirmesi.

Maliyet hesaplarıysa büyük değişkenlik gösteriyor. Finlandiyalı mühendislik ve işletme danışmanlık firması Poyry'den James Cox'a göre yaygın bir şebeke 100, hatta 127 milyar euroyu bulabilir. Böyle bir şebekeyi savunanlar, ülkelerin ikişer ikişer olarak veya bölgesel projelerle bunu parça parça gerçekleştirebileceklerini belirtiyor. İngiltere Greenpeace'ten Parr, "En önemli soru, bunun verimli ve mantıklı bir yolla yapılıp yapılmayacağı. Doğru yapılmazsa proje çok pahalıya patlayabilir" diyor.