Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Genel Sekreteri Angel Gurria, Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Genel Direktörü Pascal Lamy, Uluslararası Sendikalar Birliği (ILO) Başkanı Guy Ryder, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde ve Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim... Bu beş isim bir masa etrafında toplandığında konu, küresel ekonominin makro çizgilerinden başkası olamaz. Uluslararası finans ve ekonomi kurumlarının başkanlık eden isimlerin, işbirliğinin daha iyi koordine edilebilmesi için düzenli olarak hükümet liderleriyle buluşmasını, 2007 yılındaki Sekizler Grubu ve Avrupa Birliği dönem başkanlığı sırasında Almanya önermişti.
Dünya ekonomisinin güncel sorunları Avrupa borç krizi, birçok ülkedeki yüksek işsizlik ve küresel konjonktürdeki yavaşlama olarak sıralanabilir. Uluslararası Para Fonu’nun tahminlerine göre dünya ekonomisi bu yıl yüzde 3,3 ve 2013’te de sadece yüzde 3,3 oranında büyüyecek. Beş büyük kuruluşun başkanlarıyla yaptığı buluşmanın ardından yaptığı açıklamada dünya ekonomisini tehdit eden bariz risklerden söz eden Almanya Başbakanı Angela Merkel, ekonomik büyümenin arzulanan düzeyin altında kaldığını önemle vurgulamıştı. Gerçekten de Avrupa borç krizinin üstesinden gelinebilmesi için büyüme hızının artması şart. Bayan Merkel, piyasaların ekonomik gidişata vereceği notun önemine şöyle işaret etti:
“Avrupalıların beklentilerini yerine getirmek benim de boynumun borcu. Açıkçası, Avrupa’nın ne yönde hareket ettiğini, hangi alanlarda daha sıkı işbirliği içinde olduğumuzu, 27 üye ülke ve 17 Euro Bölgesi üyesi arasındaki işbirliğinin nasıl düzeltilebileceğini bilmemiz gerekiyor. Özetleyecek olursak, yeterli ölçüde sahip olamadığımız yatırımcı güvenini nasıl yeniden kazanabiliriz?”
İşsizliğin kaderi büyümeye bağlı
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, Berlin’deki buluşmada Yunanistan’ın durumu açık biçimde ele alınmadı. IMF ve WTO başkanları Lagarde ve Lamy Avrupa’ya sözlerini esirgemediler. Lagarde göreceli istikrarın ekonomik canlanma arayışını ihmal ettirmemesi gerektiğini şu sözlerle dile getirdi:
“Mevcut durum, finans krizinden meşakkatli bir şekilde çıkma gayreti olarak tanımlanabilir. Belli bir ölçüde yeniden istikrar sağlanabildi, sanayi ülkelerindeki büyüme ise oldukça düşük ve mütereddit. Genç sanayi ülkeleriyle kalkınma halindeki ülkeler daha yüksek büyüme kaydediyor ama Avrupa’daki kriz onlara da ayak bağı oluyor.”
Euro Bölgesi’nin reformları kararlılıkla uygulayıp rekabet gücünü artırması gerektiğine işaret eden Uluslararası Para Fonu Başkanı, merkez bankalarının koordineli çalışması ve siyasi kararların geciktirilmemesi uyarısı yaptı. Lagarde’a göre sanayi ülkelerinin borçları uzun yıllar yüksek düzeyde kalacak. Para Fonu Başkanı ortak para bölgesindeki bütçe konsolidasyonunun makul tempoda sürdürülmesinin önemine de işaret etti.
Kurtuluş serbest ticarette
Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Pascal Lamy de devlet ve hükümet başkanlarının krizi yenmeye kararlı olduklarına tam güvenilmediğini söyledi. Lamy, küresel büyüme hızının artmasının serbest ticaretle mümkün olduğunu ve ticari engellerin kaldırılmasının işsizlikle mücadeleyi kolaylaştıracağını dile getirdi.
Borç krizinin kalkınma halindeki ülkeler üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri karşısında uyarıda bulunanlar arasında Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim de vardı. Kim, 2008 yılından bu yana zor reformları başararak küresel büyüme hızındaki paylarını yüzde 60’a çıkaran kalkınma halindeki ülkelerin sanayi ülkelerindeki krizden son derece olumsuz etkilendiğine dikkat çekti.
Berlin’deki buluşma, bütün dünyada iz bırakan borç krizine bir an önce çare bulması için Avrupa Birliği’ne yapılan baskının daha da artacağını gösterdi.