Yerel yetkililer Mart ayında,
İspanya'nın Akdeniz kıyısındaki küçük
Castellón kentinde yeni bir havaalanının açılışını yaptılar. O günden
beri de ilk tarifeki uçağın inmesini bekliyorlar. Castellón Belediye Başkanı
Carlos Fabra, havaalanına turist çekmek için bulunmaz bir
fırsat olduğu gerekçesiyle görkemli bir açılış gerçekleştirmişti. Aynı havaalanı
26 Haziran'da ülkenin ulusal bisiklet şampiyonası için kullanıldı. 213 milyon
dolara mal olan Castellón Havaalanı, İspanya'yı süsleyen atıl yatırımlardan
yalnızca biri. Nitekim ülkenin ilk özel havaalanı (İspanya'nın ortasındaki
Ciudad Real'de) geçenlerde iflas işlemlerini başlattı. Neredeyse bomboş olan
paralı otoyollar kâra geçmenin çarelerini arıyor. Diğer projeler de ancak kamu
finansmanıyla ayakta kalabiliyor. Ancak Avrupa'daki devlet borcu krizi yüzünden
kamu finansmanının da gelecekte ne düzeyde olacağı belli değil.
Söz konusu borç krizi ve inşaat sektöründeki durağanlıktan dolayı İspanya'da
çok sayıda yarım kalmış veya terk edilmiş müze, stadyum, halk kütüphanesi,
devlet dairesi ve alışveriş merkezleri de görmek mümkün. İspanya uzun süren
emlak balonu boyunca bütçe açığının büyümesine göz yummuştu.
Ancak küresel krizin bir sonucu olarak 18 ay kadar önce emlak balonu patlayınca,
José Luis Rodríguez Zapatero'nun Sosyalist hükümeti devlet
harcamalarında kısıntıya girdi. Yürürlülüğe giren kemer sıkma önlemlerinin bir
kısmı da altyapı yatırımlarını kısmayı içeriyor. Birçok projeye desteğin devam
edeceği yönünde vaatlere rağmen, çoğu yarım bırakılmış durumda.
Son yirmi yılda İspanya, diğer Avrupalı ülkelerden pek azının yetişebildiği
bir hızda ulaşım altyapısını kurdu. İlk hızlı tren hattını Madrid'le Sevil
arasında 1992'de başlatan İspanya, geçen Aralık ayında Fransa'yı geçerek,
Avrupa'nın en büyük hızlı tren ağına sahip ülkesi oldu. Ülkenin hızlı tren ağı 2
bin kilometreden fazla. Kara ve havayolu ulaşımındaki büyüme tek kelimeyle göz
kamaştırıcı. Ayrıca bundan uzak ve yoksul bölgeler de büyük ekonomik fayda
sağladı.
Bazı uzmanlar, İspanya'nın kalkınma yıllarındaki yaklaşımının risk
değerlendirmelerini arka plana atıp hıza öncelik verdiğini belirtiyor.
Booz & Company adlı danışmanlık firmasının İberya
yarımadasından sorumlu lojistik ve ulaşım müdürü Joseph Santo,
"İngiltere'de her şey önceden düşünülüp her ihtimal hesaba katılır. O yüzden bir
anlaşmayı sonuçlandırmak yıllar alabilir. İspanya'daysa tersini yapıyorlar.
Anlaşmayı altı ayda yapıyor ve sonra bir sorun çıkınca çözüm yolu arıyorlar"
diyor. Hükümet kaynak bulmak için son zamanlarda kamuya ait altyapıların
bazılarını özelleştirme çabasını hızlandırdı. Buna ülkenin en büyük iki
havaalanı da dâhil.
İspanya'nın en büyük inşaat yönetim şirketlerinden bazısının başkanları,
krizden önce harcamaların kontrolden çıktığını kabul ediyor. Fakat çoğu da bu
projelerin sonunda kâra geçeceğine emin. Barselona'da altyapı yönetim şirketi
Abertis'in başkanı Salvador Alemany, "Sorun,
bu tür projelerin her şeyin mutlaka başarıya ulaşacağının düşünüldüğü bir
zamanda geliştirilmesi. Ayrıca bazı planlama hatalarının olduğu da şüphesiz. Bu
projeler inişleri de çıkışları da olan ekonomik bir döngünün gerçekleriyle
yaşamak zorunda. Başlangıçta kâra geçmekte zorlanan otoyolların dünyada birçok
örneği var" diyor.