Selçuklu Kongre Merkezi'nde İklim Şurası'nın ikinci gününde moderatörlüğünü Mesut Yar'ın üstlendiği "İlk Kim Değişiyor" paneli düzenlendi.
Öncesinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi akademisyenleri Dr. Öğretim Üyeleri İlter Cebeci ve Sedat Çılgın, "Müzik ve İklim" konulu bir sunum yaptı, dinleti gerçekleştirdi.
Panele Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, oyuncu Engin Altan Düzyatan, yapımcı ve sunucu Güven İslamoğlu, sanatçı Ayhan Sicimoğlu ile Konyasporlu futbolcu Abdülkerim Bardakçı konuk oldu.
Bakan Murat Kurum, iklim değişikliğinin etkilerini net bir şekilde hissettiklerini, tüm dünyanın ve Türkiye'nin iklim değişikliğinden net bir şekilde etkilendiğini kaydetti.
Kurum, Türkiye'nin dünyadaki iklim değişikliğinde tarihi sorumluluğunun yok denecek kadar az olduğunu belirterek, "Ülkemizle bu noktada gurur duymalıyız." dedi.
Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı onayladığını hatırlatan Bakan Kurum, "Ülkeler katkı beyanları vererek iklim değişikliği ile mücadele ediyorlar. Biz de 2053 için hedeflerimizi koyduk." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin ormanlaştırma çalışmasında Avrupa'da 4'üncü ülke olduğunu belirten Kurum, Sıfır Atık'ı tüm Türkiye'de uyguladıklarını ve tüm belediyelerin bu yıl zorunlu olarak buna geçeceklerini kaydetti.
Kurum, "Atık sularımızı dönüştürmek zorundayız. Su kaynaklarımız sınırsız değil. Kullanımlarımızı, alışkanlıklarımızı değiştirmek zorundayız. İklim Kanunu'nu çıkaracağız. Kanun şart mıdır? Aslolan bilinçtir, ama biz bunu şansa bırakmayacağız. Bunu yönetirken de 84 milyon insanımızın katkı sağladığı bu sürece destek verdiği ülkemizde yeşil dönüşüm dediğimiz süreci yönetmek durumundayız." ifadelerini kullandı.
Engin Altan Düzyatan, Afrika'da çektiği "Sen De Tanık Ol" isimli ilk belgeseli ile iklim değişikliğinin sonuçlarını net gördüğünü, doğayı düşünürken bütünsel düşünmek gerektiğini söyledi.
Bireysel farkındalık için çalışılması gerektiğini, kendi özel yaşamında da doğaya karşı titiz davrandığını ifade eden Düzyatan, toplumun farkındalığı için işin kanun koyuculara düştüğünü belirtti.
Dünyanın 2 bin 300 nüfuslu tek sıfır atık kasabası olan Japonya'daki Kamikatsu'ya gittiğini anlatan Düzyatan, "Çöplerini herkes 40'a ayrıştırıyor. Herkes günde 10 dakika oturup atıklarını ayrıştırıyor ve bununla da 'Ben çevreye daha saygılıyım' diye yarışıyorlar. Bireysel olarak daha fazla bilinçlenmemiz gerekiyor." dedi.
Güven İslamoğlu, doğanın en temel konularının, kavramlarının bilinmediğini, farkındalığın yeterli olmadığını, yenilenebilir enerji kaynaklarına dönülmesi ve su kullanımı noktasında hassas olunması gerektiğini ifade etti.
İslamoğlu, "Dinozorların içtiği suyu içiyoruz. Su doğada ne azalıyor, ne çoğalıyor. Konya Ovası büyük bir karbon yutağı. Başakşehir Belediyesi ile ilkokul öğrencilerine eğitim verdik. 50 okulda ve 1000 öğrenciye ulaştık. Oksijen nedir? diye sorduğumuzda bilen öğrenci 4. 'Ağaç kesme, ağaç dik' ile olmaz bu. İyi eğitim vermemiz şart." diye konuştu.
Dünya mutfağında gıdaların çöplerinin değerlendirildiğini, bunun yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Sicimoğlu, "Yunanistan'da tekne seyahati yaptık 6 kişi. Yunan görevli, iki çöp poşeti getirdi teknede kullanmamız için. Biri mavi, biri siyah. Mavi yemek atığı, siyah plastik için. Bizim de bunu başarmamız gerekiyor. Bu kültüre gelmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.