Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesince, TMMOB'a bağlı meslek odalarınca Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisine Cumhurbaşkanlığı Külliyesi inşa edilmesiyle ilgili Atatürk'ün vasiyetinin ihlal edildiği iddiasıyla açılan davanın reddine karar verildi. Duruşmaya, davacı odaların temsilcileri, müdahillik talebinde bulunanlar ile Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve tarafların avukatları katıldı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi avukatı Mehmet Ali Alan, Medeni Kanun gereği davanın husumetten reddini talep etti. Maliye Bakanlığı avukatı ise malik olmadıkları için Bakanlığa husumet yöneltilemeyeceğini ve davanın reddini istediklerini belirtti.
Davacı Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, davada taraf olmak için Atatürk'ün yakını olmaya gerek olmadığını kaydetti. Tezcan Karakuş Candan, "Tüm Türk halkı olarak bize emanet edildi, hepimiz bundan zarar görüyoruz. Ankapark denilen yer, ticari bir alandır ve bugün orada Cumhuriyetin belleği katledilmektedir. Burada hepimiz mağduruz" dedi.
Hakim Asuman Ada Şahin, davanın reddine karar verdiğini belirterek, "Davanın reddine karar veriyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle verdiği emsal kararı var. Atatürk'ün vasiyetine hepimiz sahip çıkmak zorundayız" diye konuştu.
"Hukuka olan inancımız böyle sarsılıyor"
Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından yapılan açıklamada ise mahkemenin Anayasa Mahkemesi’nin 2006 yılındaki AOÇ’de plan yapma yetkisinin devrine ilişkin kanun maddesinin itirazen görüldüğü davadaki kararı gerekçe gösterdiği vurgulanarak, "Mahkeme dava konusuyla aynı ve ilgili olmayan Anayasa mahkemesi kararını gerekçe olarak belirtti" denildi. Ankara Adliyesi önünde açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, dava sonucuna ilişkin olarak şöyle konuştu:
“Atatürk Orman Çiftliği davamızda vasiyeti ihlalde mahkeme red kararı verdi. Cumhurbaşkanı Kaçak Saray’da mahkeme kararını uygulamayacağını, oturacağını söylüyor; Melih Gökçek mahkeme kararına rağmen Ankapark’ı ticari demir yığınına çeviriyor. Böyle hukuk tanımazlık ve ardından 4. duruşmada aniden verilen bu red kararı ile hukuka olan inancımız sarsılıyor" dedi.
"Davanın Yargıtay'dan döneceğine olan inancımız tamdır"
"AOÇ sadece yeşil alan değil, Cumhuriyet’in özgürlükçü değerleridir; kadın erkek eşitliğinin simgesi, üretimin, tarımın laboratuarıdır" diyen Candan, şöyle devam etti:
"Atatürk’ün vasiyetine sahip çıkmamız için Atatürk’ün çocuğu olmamıza gerek yok. Bu normal bir vasiyet davası değildir. Bu anlayıştan Türkiye Cumhuriyeti de mağdurdur, hepimiz de mağduruz. Atatürk Orman Çiftliği bu ülkenin kurucusu tarafından bize emanet edilmiştir. Atatürk Orman Çiftliği’ndeki talanın, Kaçak Saray'ın Ankapark'ın peşini bırakmayacağız. Talan sürecine ortak olan herkes yargı önünde hesap verecek. Davanın Yargıtay'dan döneceğine olan inancımız tamdır. Bu dava bitmez".
"Umutlarımızı kıramazlar, AOÇ düşlerimizi yok edemezler"
Candan "Umutlarımızı kıramazlar, AOÇ düşlerimizi yok edemezler. AOÇ, ağaçların dalından meyvesini yiyeceğimiz, gölgesinde serinleyeceğimiz, ağaçların altında oturup soluklanacağımız, özgürlüğün ve demokrasinin alanı olacak. Biz de bunu göreceğiz. Varlıklarını, cübbelerini, temsiliyetlerini Cumhuriyet'e borçlu olanlar bilmelidir ki, red ettikleri bu dava ile reddedilen, çocuklarımızın geleceğidir, özgürlüktür, demokrasidir” şeklinde konuştu.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, “Atatürk Orman Çiftliği bize emanet edilmiştir. Çok yanlış bir karar, Yargıtay’dan umutlu bir karar bekliyoruz” ifadelerini kullandı.