Bodrum’da sanat etkinlikleri birbirini izliyor. Ortakent’te, Garaguy’da
Müskebi düğün sofralarının geleneklerini saklı tutmaya kararlı. Garaguy’da
yapılan yerel kahvaltı sonrasında hedef Aspat’a gitmektir.
Akyarlar’a doğru kıvrılarak ilerleyen yolun denizle birleştiği koy, Aspat,
şimdi bir Heykel Parkı. Konik dağın eteklerinde çağlayan kaynaktan çıkan tatlı
suları denize kavuşturan derenin sol tarafında antik yerleşke ve sağ tarafında
Aspat Heykel Parkı yer alıyor.
Türkiye’nin ilk heykel parkı özelliğini taşıyan ve resim sergileme alanlarını
da kapsamına alacak programı her geçen yıl özenle geliştiren Aspat, sanat
projeleriyle dünya örnekleri arasında gözde bir konuma ulaştırmayı amaçlamakta.
Bu planın asal yapısını oluşturan Uluslararası Resim ve Heykel Sempozyumu 2010
yılında da sanat ve sanatseverleri bir kez daha bir araya getiriyor.
84 sanatçı, 84 eser...
Geçmiş ve gelecek arasında bir köprü Aspat. Roma, Karya’nın sanata doygun
görkemli tarihinin verileri bu mekânda çağdaş sanatçıların yapıtlarıyla
buluşarak 21. yüzyıla göndermeler yapıyor. Geçen 7 yıl, 84 sanatçı 84 eser
anlamını taşıyor Aspat’ta.
Türk ressam ve heykeltıraşlarının, farklı ülkelerden gelen sanatçılarla aynı
atölyede, aynı tarihi ve doğayı duyumsayarak ürettikleri sanat eserleri
oluşturmakta Aspat Heykel Parkı’nı ve resim koleksiyonunu. 8 yılını tamamlayan
çalışmalar, bu etkinliğin hedefine yaklaştığını kanıtlamakta.
Kaynak’la başlayan ve Karya’nın tarihini adım adım izleyen çalışmaların
8’incisi 9 - 28 Ağustos 2010 tarihleri arasında gerçekleşiyor. Bu yıl yapılacak
olan çalışmaların, Mausoleus’un kültürel mirasına saygı için düzenlenmesi
hedefleniyor Resim ve Heykel Sempozyumu’nun. 2010 yılı Aspat’ta Leochares,
Bryaxis, Skopas ve Timotheus’un anısına adanıyor.
Kraliçe Artemis tarafından kocası Karia Kralı Mausoleus için yaptırılan
Mausoleus’un başkentidir Bodrum. O dönemdeki adıyla Halikarnassos.
Pythea adlı bir mimarın eseri Mausoleus. Ne yazık ki depremde yıkılmış, 150
yıl önce kabartmaları da İngiltere’ye taşınmış, şimdi British Museum’da. Ancak,
tarihçi Plinius’un anlattıklarına göre Mausoleus’un dönemini belgeleyen bir
resmi var. Karya krallığından kalma bazı sikkelerin üzerinde de kabartmaları yer
alıyor.
Mausoleus, MÖ 353’te ölünce Halikarnassos kentinin ortasında, limanı
oluşturan koya bakan bir yamaçta 33x39 metre ölçülerinde dikdörtgen bir kaidenin
üstünde yükselir mezar anıtı. Romalı tarihçi Plinius’a göre pteron kare
şeklindedir ve çevresinde 36 tane ion stili sütun yer alır. Sütun aralarında
heykeller. Pterondaki kabartmalar Amazonlarla Yunanlıların savaşını betimler.
Pteron üzerini yirmi basamaklı beyaz paros mermerinden piramit örter. En üstte
quadrika/dört atlı araba, bunun üzerinde ise Mausolos ve Artemisia’nın
heykelleri sonsuza yol alır.
Vitrivius’un satırlarından okuyoruz:
“Farklı cephelerin süslemeleri ve mükemmelliği birbirini taklit eden farklı
sanatçılar tarafından ele alındı. Leochares, Bryaxis, Skopas ve bazılarının
düşündükleri gibi Timotheus’un sanatlarının seçkin mükemmelliği o yapıya
dünyanın yedi harikası arasında ün kazandırdı.”
Kavramsal düzenlemesiyle Handan Börüteçene; heykelleriyle Radaslav Sultov,
Bülent Çınar, Mustafa Akkaya, Erdal Duman; resimleriyle Adnan Turanî, Devrim
Erbil, Cemil Eren, Tülin Onat, Adem Genç, Alev Mavitan ve Devabil Kara Bodrum’un
kültür ve sanatın merkezi olan kimliğine çağdaş boyutlar katmaktadır.
28 Ağustos saat 19.00’da Aspat’ta, sempozyum kapsamında halka açık olarak
gerçekleşen eserlerin tanıtımını da içeren kapanış törenine Bodrumlular ve
Bodrum sevdalıları davetlidir.