İstanbul’un Bağcılar ilçesindeki Asburçaklar Sitesi’nin sakinleri, bir süredir oldukça tedirgin. 11 bloktan oluşan 284 daireli sitede yaşayanlar, 3’te 2 çoğunluk sağlanamamasına rağmen kentsel dönüşüm kıskacı altında. Hak sahipleri, 1987 yılında ilk çimentosu atılan ve inşaatı yaklaşık yedi yıl süren sitedeki binaların güvenirliğinden endişeli. Adaletli bir dönüşüm arayışındayken şimdi evlerinden çıkartılmaya zorlanıyorlar.
BirGün’den Uğur Şahin’in haberine göre; site sakinlerinin kimisinin elektriği, kimisinin de doğalgazı kesik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın binaların riskli olduğuna dair raporu üzerine Bağcılar Belediyesi, harekete geçti ve site sakinlerinin elektrik ile doğalgaz tesisatlarının kesilmesini istedi. Böylece dört blok elektrikten, bir blok ise doğalgazdan mahrum bırakıldı. 15 günü aşkın süredir karanlıkta, soğukta duranlar var.
Peki, binaların riskli olduğunu bilen yurttaşlar neden dönüşüme karşı? Çünkü hak sahiplerinden bir kısmının, imza almayı “başaran” müteahhit firmaya güvenleri yok. Zaten imza verenler yurttaşlar da pişman. 6,9’luk İzmir depremi hafızalarında, onlar da kentsel dönüşüm istiyor. Fakat bu şekilde değil. Koronavirüs günlerinde, maddi durumları ortayken “Nereye gideceğiz?” diye soruyorlar.
Site sakinlerinden Bağcılar Adaletli Kentsel Dönüşüm İsteyen Hak Sahipleri Derneği (ADALET-DER) Başkanı Musa Akça, kentsel dönüşümden yana olduklarını, ancak söz konusu firmanın kendilerine güven vermediğini ifade ediyor. İki yıl önce firmanın sitenin içerisine bir konteynır kurduğunu ve burada insanlardan imza toplandığını aktarıyor. “Bu imza dönüşüm için şart, diye topladıkları insanlar imzaladı ama kimse ne imzaladığını bile bilmiyordu” diye konuşuyor ve şöyle devam ediyor: “İmza aldıktan sonra, 'Çoğunluğu oluşturduk, burası riskli’ deyip, karot örneği almaya başladılar. Oysa ortada belediyeden onaylı proje yok.”
Akça, yüklenici firmanın imzalattığı sözleşmenin bir örneğinin yurttaşlara vermediğine dikkat çekerek şöyle diyor: “Müteahhite güvenmiyoruz ki evden çıkalım. Yaptığı sözleşmeyi bile vermemiş. Değişik vaadlerle kat maliklerini ikna ettiler.”
“25 yıllık binadan çıkıp 40 yıllık binada oturacağım”
Siteden çıkmak zorunda kalması halinde mali durumu nedeniyle daha riskli evlere bakmak zorunda kaldığını söyleyen Akça, “Pandemiden dolayı dışarı çıkamıyorsun, çalışamıyorsun, ev arayamıyorsun. Maddiyat olarak da bitmişsin, ‘Çık’ diyorlar da yeni evde oturamazsın ki. Yeni evlerin kirası 3 bin TL’den başlıyor. 25 yıllık depreme dayanıksız binadan çıkıp, başka bir sokağa giriyorum ve 40 yıllık evlerden kiralık daire bakmak zorunda kalıyorum. Bunun adı, burada ölme, başka yerde öl mantığı” şeklinde konuşuyor.
Akça, evlerini geçen yıl terk edenlerin olduğunu ancak geçinemedikleri için insanların siteye geri döndüğünü de bildiriyor.
Akça’ya göre Asburçaklar Sitesi’nin “kurtuluş”u belli: “KİPTAŞ ya da TOKİ, makûl fiyatla burayı yapmalı. Çünkü gelir seviyemiz belli. KİPTAŞ’a başvuru yaptık, 105 bin TL gibi bir fiyat verdi, sevindik. İki hafta sonra fiyat 160 bin TL’ye çıktı, bir ay önce toplantı yaptık, fiyat 266 bin TL’ye çıktı. TOKİ de bireysel başvuruyu kabul etmiyor. Fikirtepe müteahhitlerin elinde dört döndü, adamların evi hâlâ inşaat halinde. Burası da öyle olmasın.”
Haberin tamamına linkten ulaşılabilir.