Türkiye ve özellikle Ege'de dev projelere imza atan ve imalattan montaja, bakımdan teknik desteğe kadar tüm detaylarıyla hizmet veren firma, önceliğini insan ve güvenlik olarak tanımlıyor. Kardeşiyle birlikte baba mesleklerini sürdürdüklerini ve sektörde sahipleri mühendis olan ender firmalardan biri olduklarını kaydeden ACE Asansör ortaklarından inşaat mühendisi Özkan İpek, "Her tür kapasite ve hızda asansörü tasarlayıp, piyasaya sunabilecek kapasitedeyiz" dedi. ‘ACE; asansörde can emniyeti’ açılımının insanlar için bir jenerik haline geldiğini ifade eden İpek, bunun da kendilerini gururlandırdığını anlattı.
18. Yapı Fuarı – Turkeybuild İzmir'de yapi.com.tr'nin sorularını yanıtlayan İpek, mühendislik gerektiren, özellikli asansörler yapmak üzerine yoğunlaştıklarını, kaliteden ödün vermediklerini söyledi. İzmir kökenli bir firma olduklarını, ama Türkiye’nin her bölgesine asansör yaptıklarını aktaran İpek, asansör üretiminin de gerçek bir sektör olarak kabul görmeye başladığını, bu alandaki yatırımların artmakta olduğunu sözlerine ekledi. İpek, "Asansör sektörü, genel olarak inanılmaz bir teknolojik gelişme kaydetti ve neredeyse dünya teknolojileriyle başa baş durumda olduğunu söyleyebiliriz" diyerek, bunda küreselleşmeyle birlikte artan bilgi paylaşımının ve her şeye neredeyse bir tıkla ulaşabilme kolaylığının da etkili olduğunu bildirdi.
Asansör seçimi 'bilinç'li olmalı
Asansörü, bir binanın olmazsa olmaz, kilit kalemlerinden biri olarak tanımlayan İpek, asansör tercihinin de bu bilinçle yapılması gerektiğini vurguladı:
"Aldığınız dairede istediğiniz değişiklikleri yapabilir, istediğiniz gibi yenileyebilirsiniz; ama daire aldığınız bir apartmanının asansörünü değiştirmeniz, yenilemeniz çok zor. Müteahhitler, markalı asansörlerin fiyatını çok bulunca, pazardan sıradan bir ürün alıp, bir ustaya yaptırma ve bir şekilde de belgesini alma yoluna gidebiliyor. Oysa asansör firması gerekli belgelere sahip değilse, müteahhit oturma raporu için başvuramıyor. Çünkü asansör tescil belgesi olmayınca bina kilitleniyor; oturma raporu verilmiyor ve TEDAŞ tarafından da enerji bağlanmıyor. Bu bağlamda tüketicinin, müteahhitin, kamuoyunun bilinçlenmesi çok önemli".
Meslek Odaları tarafından yapılan denetimlere de değinen İpek, bu denetimler sonucunda pekçok asansörün standartları karşılayamadığına dikkat çekerek, Odaların ve apartman yöneticilerinin bu konuda daha hassas olmaları gerektiğini kaydetti. Bu durumun ciddi firmaları rencide ettiğini, çünkü kurdukları ya da bakımını yaptıkları asansörlerin arkasında olduklarını ifade eden İpek, sözlerine şöyle devam etti:
"Yok mu standart dışı asansörler; elbette var, ama suçlu öncelikle odalar. Çünkü orada kimin bakım yaptığını biliyor. Bir diğer suçlu da bakım yaptıran yöneticiler; çünkü işi ucuza yaptırmak istiyorlar. Firma, kendi asansörünün bakımını 10 birime yapıyorsa, başka bir firma bunun için yarı fiyatını istiyor. Ama yarı fiyatını ödedikleri aylık bakım ücretiyle yıllık parça değişim bedelini karşılaştırsalar, çok daha maliyetli bir iş yaptıklarını görecekler".
Türkiye yerli üretimin önünü açmalı
Asansör sektörünü bir pastaya benzeten İpek, "Ama kaymak tabakası, büyük uluslararası firmalar tarafından yendi; büyük ölçekli, lüks projeler azaldı, pazar küçüldü. Onlar da gözlerini kekin kaymakla birleştiği yerdeki ‘standart asansör’ tabanına dikmiş durumdalar" diyerek, "Türkiye mutlaka yerli sektörü ön plana çıkarmalı. Bunun için de teşvikler, çeşitli yaptırımlar düşünülebilir. Eğer yerli sektör ile yabancı sektör aynı ürünü, aynı işçilikle yapıyorsa, yerli ürün tercih edilmeli" şeklinde konuştu.