Nevşehir Üniversitesi (NEÜ), Ahiler Kalkınma Ajansı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı işbirliğinde Dedeman Otel'de gerçekleştirilen 'Uluslararası Enerji Ekonomisi ve Politikası' konferansında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdür Yardımcısı Hayati Çetin, içinde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de bulunduğu Avrasya coğrafyasının elektrik enerjisi talebinin 2011 yılında yüzde 0,5 azalırken, Türkiye'nin enerji talebinin yüzde 9.2 arttığını belirtti. Ülkemizin elektrikteki talep artışının yıllık yüzde 7-8 civarında seyrettiğini belirten Çetin, ''Bugün Türkiye, 10 yıl öncesine göre yüzde 75 daha fazla enerji tüketmektedir. 10 yıl sonra ise bugüne göre en az yüzde 75 daha fazla tüketecektir. Ülkemiz birincil enerji talebi 2011 yılında yaklaşık 115 milyon ton petrol eşdeğeri (tep) olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, 10 yıl önceye göre enerji konusunda büyük bir değişim ve gelişim ortaya koymuştur" diye konuştu.
2023'te yaklaşık 500 milyar kilowat saat (khw) elektrik ihtiyacı olacak
Türkiye'de birincil enerji talebi içerisinde kömürün payının yüzde 31, doğalgazın yüzde 32, petrolün yüzde 27, hidrolik enerjinin yüzde 4, yenilenebilir ve diğer enerji kaynaklarının yüzde 6 olduğuna dikkati çeken Çetin, 2023 yılında Türkiye'nin birincil enerji talebinin yüzde 90 oranında artarak 218 milyon tep'e ulaşmasının beklendiğini ifade etti. 2023 yılında, elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık 500 milyar kilowat saat (khw) olacağının tahmin edildiğini vurgulayan Çetin, talebi karşılayabilmek için bugün 59 bin miliwat'a (mw) yaklaşan kurulu gücün en az 100 bin mw'a çıkarılmasının gerektiğini; bunun için de her yıl 5 milyar dolar tutarında enerji yatırımının yapılmasının zorunla olduğunu kaydetti.
2023'de 8 Keban Barajı'na eş değer nükleer güç olacak
Türkiye'nin kömür kaynaklarının şu anda yalnızca yüzde 37'lik kısmının değerlendirildiğini dile getiren Çetin, 2023 yılında tüm kömür kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasının hedeflendiğini söyledi. Çetin, 10 yıl sonra, rüzgarda 20 bin mw, güneşte 3 bin mw ve jeotermalde 600 mw kurulu gücün üretime geçirilmesinin amaçlandığını ifade etti. Nükleer santrallerle ilgili Sinop ve Mersin Akkuyu'da çalışmaların hızla devam ettiğini anlatan Çetin, şöyle devam etti:
''2023 yılına kadar 2 nükleer santralin işletmeye alınması ve üçüncünün de inşaatına başlanması planlanıyor. 40 milyar dolarlık yatırımla yılda 80 milyar kwh elektrik üretebilen 10 bin mw gücünde, diğer bir ifadeyle 8 Keban Barajı'nın ürettiği enerjiye eşdeğer güçte nükleer santrale sahip olunacak. Akkuyu nükleer santrali inşaatına 2014 yılında başlanması ve ilk ünitenin 2019 yılında devreye alınması düşünülüyor. Akkuyu Nükleer Santrali'nin işletmeye alınması durumunda 7,5 milyar m3 ve Sinop santralinin devreye alınması durumunda 16 milyar m3 daha az doğalgaz ithal edilecek ve yıllık 7,2 milyar dolar daha az ödenecek."
Uzun yıllar devlet tarafından işletilen termik ve hidrolik santrallerin kapasitesini arttırmak için 2005 yılında başlatılan rehabilitasyon çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Çetin, ''Türkiye birincil enerjide yüzde 73 oranında dışa bağımlı bir ülkedir. Ülkemizin enerji arz güvenliğini artırmak için, yerli ve yenilenebilir kaynaklarımıza yönelmekten, kaynak ve teknoloji çeşitliliğini artırmaktan başka seçenek bulunmamaktadır. Son olarak, belki de en önemlisi, enerjiyi verimli ve etkin kullanmaktır. Bu husus bugün için enerji politikalarının en temel unsuru haline gelmiştir'' şeklinde konuştu.