Fırat Nehri'nin batı kıyısında Malatya'ya 7 kilometre mesafedeki Arslantepe, yüksek tarım potansiyeli, sulak alanları ve nehrin taşkınlarından korunan yapısı sayesinde binlerce yıl insanoğluna kucak açmış tarihi mekanlar arasında yer alıyor.
Milattan önce 5 binli yıllara dayanan Geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı'na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Arslantepe, Hititlerden Roma ve Bizans'a kadar pek çok medeniyetin izlerini de bünyesinde barındırıyor.
Kazı çalışmalarıyla Geç Hitit dönemine ait, girişinde aslan ve devrilmiş kral heykellerinin bulunduğu höyük, yağmur drenaj hattı gibi altyapısı bulunan kerpiçten sarayı ve 2 bini aşkın mühürle Anadolu'nun en eski şehir devletlerinden birinin yapılarını ortaya koyuyor.
Duvarlarında gücün tasvir edildiği renkli figürler ve işlenmiş rölyef levhalarla erken devlet sisteminin izlerini barındıran Arslantepe'de Mezopotamya ile benzerlik gösteren çok sayıda çanak ve çömlekler de kazılardan çıkan eserler arasında yer alıyor.
Bakır, kurşun, gümüş, altın ve alaşımlarından oluşan metal eserlerin de bulunduğu höyükte, önemli bulgular arasındaki 12 mızrak ile 3'ünün kabzası gümüş bezemeli 9 kılıç da silah kullanımının ilk örneklerini göstermesi bakımından döneme ışık tutuyor.
Höyükte yürütülen 3 yıl önceki kazılarda bulunan, Geç Hitit dönemine ait yaklaşık 3 bin 200 yıllık fildişi tablet, Arslantepe ile Asurlular arasındaki ilişkiyi de gün yüzüne çıkardı.
Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, yaptığı açıklamada, yaklaşık 7 bin 500 yıllık bir mirası, gelecek nesillere aktarmanın çabası içerisinde olduklarını söyledi.
Arslantepe Höyüğü'nün 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne alındığını hatırlatan Güder, belediye olarak, höyüğün kalıcı listeye alınması için ocak ayında yaptıkları başvuru sürecinin son aşamasına geldiklerini ifade etti.
Malatya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Arslantepe'nin UNESCO Dünya Mirası kalıcı listesine girebilmesi için koordineli çalıştıklarının altını çizen Güder, Dünya Kültür Miras Listesi'ne alınması için tavsiyede bulunmak ve 2020 yılındaki UNESCO değerlendirmesine rapor hazırlamak için Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) adına Portekiz’den gelen uzman Mariana Correia'nın başkanlığındaki heyetin, rapor hazırlamak için höyükte incelemede yaptığını aktardı.
"Kalıcı liste için çaba sarf ediyoruz"
Höyüğün Dünya Kültür Miras Listesi'ne alınması için belediye olarak gerekli çalışmaları sürdürdüklerini anlatan Güder, şöyle devam etti: "Buradaki koruma bandının oluşturulması, geliş yolları, çevre düzenlemesi, üst yapıları tamir ve tadil etme gibi buradaki pürüzleri giderme adına belediyemiz çalışma başlatmıştı. Zengin bir kültürü ve tarihi Dünya Kültür Miras Listesi'ne dahil etmek için çaba sarf ediyoruz. Burada vücut bulan bir devlet yapısı oluşumu var. Milattan önce 5 binli yıllarda ömürler verilerek oluşturulan kültürle topluma kazandırılmış değerler var. Bu değerleri dünyayla paylaşma adına çalıştık."
"Geçen yıl 50 bin kişi ziyaret etti"
Kültür ve Turizm Bakanlığının da destekleriyle höyüğün Dünya Kültür Miras Listesi'ne alınması amacıyla çalışmaları devam ettirdiklerini dile getiren Güder, şunları kaydetti: "Biz burada bir sınav veriyoruz. Burada bir değeri ve mirası açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Yereldeki bir yapıyı dünyaya açmış olacağız. Bu yönüyle bizde bir heyecan oluştu. Geçen yıl höyüğü yaklaşık 50 bin kişi ziyaret etti. Bu yıl ise sayı 25 bin. Bu sayılar böyle bir tarih mirası için yeterli değil. Aylık 50 bin kişinin burayı ziyaret etmesi lazım. Aylık 50 bin ziyaretçi sayısına ulaşabilmek için Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin tur operatörleriyle yaptığımız görüşmeler neticesinde 50 rehberi buraya getirerek, höyüğü anlattık. Yabancı ve yerli turistleri buraya çekmeyi amaçlıyoruz."
Güder, tur şirketlerinin Dünya Kültür Miras Listesi'ne giren yerleri ön plana alarak, turlar düzenlediğine dikkati çekerek, "Elazığ Harput, Malatya Arslantepe Höyüğü ve Arapgir bir tur güzergahı olabilir. Yine Nemrut Dağı, Harput, Arslantepe Höyüğü, Levent Vadisi, Darende Somuncu Baba bir tur, Göbeklitepe, Nemrut Dağı, Harput ve Arslantepe Höyüğü güzel bir güzergah olabilir. Biz bu tur güzergahlarıyla ilgili çalışmalarımızı yaptık. Şu an tek amacımız Arslantepe Höyüğü'nün Dünya Kültür Miras Listesi'ne girmesi." şeklinde konuştu.