TMMOB Mimarlar Odası, Arkeologlar Derneği ve Ekoloji Kolektifi Derneği'nin birlikte yaptığı basın açıklaması;
"Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu 662 sayılı ilke kararıyla höyük, tümülüs ve ören yerleri dışında, bilimsel kazı yapılan ya da planlanmayan ve yüzeyde taşınmaz kültür varlığı görünmeyen I. ve II. Derece Arkeolojik Sit Alanlarında koruma bölge kurulunun görüşüyle güneş enerji santrallerinin kurulabileceğine karar vermişti.
Mimarlar Odası, Arkeologlar Derneği ve Ekoloji Kolektifi Derneği olarak "güneş enerji santrallerinin kurulumu için yapılması gereken uygulamaların arkeolojik kalıntılara zarar vereceği ve bir arkeolojik çalışmada alandaki buluntuların birlikte değerlendirilme şansının bu uygulamalarla ortadan kalkacağı; bilimsel kazı planlanmamış alanlarda var olan kültür varlığı potansiyelinin, yani toprak altının korunmayacağı; dolayısıyla ilke kararının Anayasa'ya, ilgili kanunlara, Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Sözleşmeye, Venedik Tüzüğü'ne ve arkeolojik sitleri koruma ve kullanma koşullarına ilişkin esas norm niteliğindeki 658 sayılı İlke Kararına aykırı olduğu" nedenleriyle açtığımız davada Danıştay 14. Dairesi 22.06.2017 tarihinde ilke kararının yürütmesini durdurmuştu.
Danıştay 14. Daire 19.12.2018 tarihinde "…söz konusu ilke kararı alınırken, uluslararası sözleşmeler ve kanunlar ile düzenlenerek güvence altına alınan koruma yükümlülüğü ve yaklaşımından uzaklaşıldığını göstermektedir." kanaatiyle ve açıklanan nedenlerle I. ve II. Derece Arkeolojik Sitlerde Güneş Enerji Santrallerinin kurulmasına izin veren, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 662 sayılı İlke Kararının iptaline karar vermiştir.
Bu bağlamda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, tarihi, kültürel ve bilimsel değeri bulunan sit alanlarını ve taşınmazların tahrip edilmesine yol açan ilke kararı ve diğer düzenlemelerini kabul edilemez olduğunu önemle vurguluyoruz.
Yürütmeyi Durdurma Kararı hakkında 23.08.2017 tarihindeki basın açıklamamızda da belirttiğimiz üzere insanlığın ortak kültürel birikiminin izlerini taşıyan arkeolojik alanları koruyan mevzuat, her geçen gün iktisadi çıkar odaklı yatırımların önünü açan değişikliklerle etkisizleştirilmektedir. Bunun sonucunda arkeolojik alanların yasal olarak korunması güçleşmekte, telafisi mümkün olmayan zararlar görülmektedir.
Mimarlar Odası, Arkeologlar Derneği ve Ekoloji Kolektifi Derneği olarak birlikte açtığımız dava sonucunda yargı; arkeolojik alanların korunması yönünde önemli bir karar alarak, kültürel mirasın korunması yönünde en etkili araç olan koruma hukukunu etkisizleştiren düzenlemelerden birini iptal etmiştir.
2011 yılında 648 sayılı KHK ile yapısı değiştirilen Koruma Yüksek Kurulu'nun bu gibi hukuka aykırı ve kültür varlıklarını tahrip eden uygulamaların yasal altlığını oluşturma çalışmalarına artık bir son vermesi gerektiğini önemle vurguluyoruz. Kurulların koruma hukuku ve ilkelerine uygun kararlar alması gerektiğini bu yargı kararıyla bir kez daha hatırlatıyor, koruma ilkelerine aykırı uygulamalara karşı Koruma Kurullarını ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı göreve davet ediyoruz."
Ek1: İptal Kararı
Ek2: Yürütmeyi Durdurma Kararı