Evrensel'nden Özer Akdemir'in haberine göre, termik santrale karşı açılan davada yapılan bilirkişi incelemesini eksik bulan Danıştay, kültürel varlıklar, tarım toprakları ve şehircilik planları gözetilmeden verilen “ÇED olumlu” belgesinin hukuka uygun olmadığına hükmetti. Bilirkişi heyetinde; arkeolog, sanat tarihçisi, şehir plancısı, ziraat mühendisi gibi uzmanların bulunması gerektiğini belirtti.
Denize, toprağa, havaya, tarihe zararlı
EGEÇEP, Foça Ziraat Odası, Foça İlçesi Zeytin Üreticileri Birliği, Çağdaş Hukukçular Derneği ve yurttaşlar tarafından ENKA Enerji Üretim A. Ş şirketinin yapacağı termik santrale verilen “ÇED olumlu” kararının iptali istemiyle dava açılmıştı. İzmir 2. İdare Mahkemesi'ne yapılan başvuruda; kurulacak termik santralin deniz suyunun öngörülenden daha fazla ısınmasına ve deniz canlılarının aşırı derecede zarar görmesine neden olacağı, santralin çevre kirliliğine yol açacağı, termik santralin kurulduğu alanın yer seçimi bakımından uygun olmadığı, halk sağlığını tehlikeye sokacağı, Toprak Koruma Kanununa aykırı olduğundan tarım alanlarının verimliliğinin azalacağı gibi birçok gerekçe ifade edilmişti. İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin bunu reddetmesi üzerine temyize gidilmiş, dosya Danıştay'a gitmişti. Danıştay 14. Dairesi sadece üç çevre mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunu yeterli bulmayarak, ÇED raporunun iptali talebinin yerel mahkemece reddedilmesi kararını bozdu.
Yeni bilirkişi ve keşif istendi
Danıştay, bozma gerekçelerini sıralarken termik santrale yeşil ışık yakan bilirkişi raporunun sadece 3 çevre mühendisi tarafından hazırlanmış olduğuna dikkat çekti. Yüksek mahkeme bilirkişi raporu için oluşturulacak bilimsel heyette en az bir tanesi çevre mühendisi olmak üzere alanın ve projenin özelliklerine göre arkeolog, sanat tarihçisi, şehir plancısı, ziraat mühendisi vb. uzmanlık alanlarından kişiler olması gerektiğini belirtti. Mahkeme ayrıca, bu bileşimde oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına ve yeniden bir karar verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Bilirkişi raporu termik santral güzellemesiydi
EGEÇEP adına davayı yürüten hukukçularda Av. Arif Ali Cangı, “Bilirkişiler keşif sırasında sorularımızı yanıtlamadı. Hatta bir tanesi ‘Termik santrallerin küresel iklim değişikliğine etkisi yoktur’ gibi bilimsellikten uzak bir görüş bildirmişti. Özet olarak Bilirkişi Raporu 'termik santral güzellemesi' niteliğindeydi” dedi.
Danıştay 14. Dairesi'nin kararının çok önemli olduğunu kaydeden Cangı, “Bu ilk kez oluyor. Allianoi davaları sürecinde bu kişileri çok zor bilirkişi heyetlerine katabilmiştik” diye konuştu. Danıştay kararında tarım toprağı ile ilgili vurgunun da son derece olumlu olduğunu ifade eden Cangı, “Tarım toprağı tartışması için de bir ziraat mühendisi olması gerek diyor. Ayrıca imar planları konusunda da ciddi karmaşa var. Manisa-İzmir Çevre Düzeni Planı iptal edilmişti. Yeni plan yapılmadan böylesi bir santrale izin verilmesinin yanlışlığı da ortada zaten” dedi.
Aliağa'ya dikkat deniliyor
Avukat Arif Ali Cangı, “Kararda, ‘Aliağa’ya dikkat et’ deniliyor aslında. Bölgedeki yoğun sanayi kirliliğine, bir de termiğin eklenmesinin yaratacağı sorunlar görmezden gelinmemiş. Yeni bilirkişi raporunda bunlar tartışılacak artık. Kirliliğin toplam etkisi, Aliağa, Foça, İzmir hatta dünyaya etkileri tartışılacak. Buradan yola çıkarak petrokoklu termik santralleri de engelleyebiliriz” diye konuştu.
İDÇ'nin dumanı tütüyor
Bölgede yapımı tamamlanan İzmir Demir Çelik’in (İDÇ) termik santrali 4 Nisan tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan aldığı geçici izinle üretime başladı. Yaklaşık 20 gündür gece gündüz bacasından duman çıkan termik santralin Gayri Sıhhi Müessese izninin olup olmadığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin santrale gereken izinleri verip vermediği bilinmiyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu daha önce bölgedeki termik santrallerin faaliyetlerini destekleyen açıklamalar yapmıştı. İDÇ'nin termik santrali Horozgediği ve Çakmaklı Köylerinin yanı başında.