Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan
Bayraktar, gelecek hafta satış ve kiralama ihaleleri yapılacak olan ve
kamuoyunda tartışılan Ataköy sahil şeridindeki arazilerin ''kiralanması ve
satışıyla sahilin halka kapatılacağı'' yönündeki iddiaların gerçeği
yansıtmadığını bildirerek, ''Bu araziler 28 yıldır işgal altındaydı. Hiç bir
zaman halkın kullanımına açık olmadı. Orada kimlerin ne yaptığını uçan kuş bile
biliyor. Biz o arazileri temizlerken, Bakırköy Belediyesi bize evrak vermedi.
Onların işgali varken sesi çıkmayan Bakırköy Belediyesi, şimdi biz İstanbul'a,
Ataköy'e, turizme katkı sağlayacak bir proje uygulamak isterken, bunu
engellemeye çalışıyor'' dedi.
Bayraktar, Sulukule projesiyle ilgili eleştirilere değinirken de ''Sulukule
kültürü konusunda gerçekten yaşatacak imkan olursa yaşatırız. Konut projesi
konusunda bir değişiklik yapamayız. Ancak Romanların bölgede istihdamı için,
bedesten ve kervansaray otel projesini ihale kapsamından çıkardık''
açıklamasında bulundu.
TOKİ Başkanı Bayraktar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ataköy'ün 1991 ve
1997 yıllarında yapılan imar planlarında ''turizm ve rekreasyon alanı'' olarak
belirlendiğini hatırlatırken, şu bilgiyi verdi:
''Ataköy'ün en değerli arsalarından olan bu arsa, 28 yıl önce, 1981'de, iki
ayrı bölüm halinde, Yap-İşlet-Devret (YİD) sözleşmeleri ile Emlak Bankası
tarafından özel şahıslara kiralanmıştır. 1991 ve 1997 yıllarında da Turizm
Bakanlığınca turizm ve rekreasyon alanı olarak imar planı yapılmıştır. Kiracılar
sözleşmedeki yatırımları yapmamışlar ve bankanın sözleşmenin feshi için 1992'de
açtığı davalar 16 yıl sürmüştür. Devlet, bu arsadan sağlayabileceği yüksek
gelirden 28 yıl mahrum kalmış, kiracılar arsayı cüzi bir bedelle kullanmaya
devam etmiştir. 28 yıldır genel olarak yıkık metruk binalar bulunan ve
mezbelelik görünümünde olan arsa, hiç bir zaman halkın serbest kullanımına açık
olmamış ve kiracı özel şahıslar tarafından arsa üzerindeki otel ve tatil köyü
işletilmiştir. Ayrıca bu yerlerde bazı yasa dışı işlerin yapıldığı Emniyet
Müdürlüğü kayıtlarında da yer almıştır.''
''Tüyü bitmemiş yetimin orada hakkı var''
Arsanın bakanlar kurulu kararıyla Emlak Bankasından TOKİ'ye devrinden sonra,
kararlı hukuki takip sonucunda 16 yıldır devam eden davaların sonuçlandırılarak
kiracıların tahliye edildiğini anlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
''Yaklaşık 16 yıldır süren davaların sonuçlandırılmasıyla devletin bölge
üzerinde tasarrufta bulunma imkanı doğdu. Ataköy'de şimdi olan, belediyenin kamu
malına zarar vermesidir. Oranın imar planları 1991 ve 1997'de yapıldı. TOKİ, bu
planlarda hiç bir değişiklik yapmadı. Orası beton yığını idi, biz betonları
yıktık, sahili halka açmak için 3 tane yol yaptık ve sahil bandını olduğu gibi
halka açıyoruz. Oradaki imar, rekreasyon ve turizm amaçlıdır. Çalışmalar
sonucunda çevre bütünlüğüne, tarihi niteliğine ve imar planına uygun, hem
devletin mahrum kaldığı geliri en üst düzeyde sağlayacak hem de halkın
ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılayacak, rekreasyon ve benzeri serbest
kullanım alanları içerecek bir değerlendirme yöntemi geliştirildi.''
O arazide, Ataköylüler, İstanbullular kadar tüm Türkiyelilerin, 72 milyonun
hakkı olduğunu vurgulayan Bayraktar, ''Tüyü bitmemiş yetimin de hakkı var orada.
Orası Ataköylülerin olduğu kadar 71-72 milyonun da malı... Bizim orada bir sürü
parsellerimiz vardı. Ataköylüler tarafından ağaçlandırılmış yeşillendirilmiş.
Hiç birini satmadık. Ataköylülere park olarak bahşettik. Zaten parkta da
(Bakırköy Belediyesi bu parkın arazisini TOKİ'den almıştır) diye yazar. Orada
park olarak bulunan arazilerin tapusunun hepsi TOKİ'nin üzerinde ama yeşil alan
olarak kullanılıyor. İhaleye çıkarılan yerleri de düzenleyeceğiz. Yeşil alan
olacak. Yıkılan yerleri temizleyip sahili halka açacağız. Burada yapılacak olan
budur'' dedi.
''Belediye, bize evrak vermedi''
Diğer taraftan da devletin zarara uğramasını göze alamayacaklarını ifade eden
Bayraktar, gösterilen tepkilerin haksız olduğunu belirterek, şunları
söyledi:
''Burası 28 yıl işgal altında idi. Kimse bir şey demiyordu. Halkın
kullanımına da açık değildi. Burada kimin ne yaptığını herkes, uçan kuşlar bile
biliyor. Biz burayı temizlerken Bakırköy Belediyesi bize evrak vermedi. Onlarla
işbirliği yaptı. Biz oradaki kaçak binaları, ruhsatsız binaları tespit ederken,
belediyeden evrak alamadık. Onların işgali varken sesi çıkmayan Bakırköy
Belediyesi, şimdi biz buraya, İstanbul'a, Ataköy'e, turizme katkı sağlayacak bir
proje uygulamak isterken, bunu engellemeye çalışıyor. Üstelik bu proje halka da
yarayacak. Devlete, hükümete zarar vermek adına bu yapılıyor. Önceden halk
oradan geçemiyordu. Halk etrafından bile geçemiyordu.''
Bayraktar'ın verdiği bilgiye göre, proje kapsamında bölgedeki tarihi yapılar
ve 76 adet anıt ağaç, İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna
(İKTVKK) tescil ettirilerek koruma altına alındı. Bölgenin görünümü ve
ekolojisini bozan fiziksel yapılar temizlendi. İskender Bahçesi, Baruthane
Binası, kule gibi tarihi yapıların bulunduğu bölümler satış kapsamından
çıkarıldı ve tarihi kimliği korunarak kullanılmak üzere İKTVKK'nın denetiminde
kiralanması kararlaştırıldı.
Arsanın bir bölümü, yarıdan fazlasında halkın kullanımına açık rekreasyon
alanı geliştirilmesi, kalan alanda ise imar planına uygun biçimde turizm amaçlı
modern yapılar inşası koşuluyla satıldı. Arsanın diğer bölümleri de bu ilkeler
gözetilerek satılacak.
Sulukule projesi
Sulukule projesiyle ilgili eleştirilere de yanıt veren TOKİ Başkanı Erdoğan
Bayraktar, ''Roman kültürünü yaşatmaya yönelik arayış içindeyiz'' dedi. Projede
inşaat aşamasına gelindiğini, konutların 1, 2 ve 3 katlı olarak planlandığını
hatırlatan Bayraktar, ''Zaten çok düşük katlı konutlar yapıyoruz. Yaşam tarzının
korunması açısından konut projelerinde bir değişiklik yapmak mümkün değil, ancak
Romanların orada istihdamına imkan sağlamak açısından bedesten ve kervansaray
otel projesini ihale dışına çıkardık'' diye konuştu.
TOKİ'nin bölgede yapılan 620 konutun tamamını hak sahiplerine verdiğini, TOKİ
olarak konut almadıklarını belirten Bayraktar, şunları söyledi:
''Konut projelerinde değişiklik yapacak bir şey yok. Orada az katlı, 1-2-3
katlı binalar yapıyoruz. Kültüre aykırı bir şey yok ki... Onların derdi konut
değil. Kiracı olan Romanlar para ödemeden daire sahibi olmak istiyor. Orası
kıymetli. Orada yaptığımız daireleri, tamamen hak sahiplerine verdik. Bizim
dairemiz yok. Tapusu olanlara daire verdik. Ayrıca Taşoluk'ta da yaptığımız
konutları 15 yıl vadeli, ayda 150-200 lira taksitle kiracılara verdik. Bir kısmı
para alıp dairesini devretmiş. Oturan var mı bilmiyorum. Orada oturan 30-40 tane
Roman vardı. Onları da bir şekilde yaşatacağız. Gündüz çalışacaklar. Roman
kültürünü yaşatmak için onlar kervansaray otelde, bedestende istihdam edilecek.
Roman kültürünü yaşatacak bir özellik katarsa, projede değişiklik yaparız.
Sulukule kültürü konusunda gerçekten yaşatacak imkan olursa yaşatırız.''
Konuyla ilgili olarak TOKİ'den verilen bilgiye göre, Fatih Belediye
Başkanlığı ile 13 Temmuz 2006'da, Fatih'te Neslişah ve Hatice Sultan
mahallelerini kapsayan Kentsel Yenileme Projesine ilişkin protokol imzalandı.
Toplam 9,5 hektarlık alanı kapsayan alanda, mülkiyet tespiti, maliyet analizi
yapılarak oturan vatandaşlarla görüşüldü. Yenileme avan projesinde, 7 tipte 577
konut düzenlendi. Toplamda 620 hak sahibi sayısı kadar konut üretilmesi
planlandı. Ayrıca alandaki ticaret (dükkan) sahiplerine verilmek üzere 1 adet
bedesten, 1 adet kervansaray otel ve konutların ihtiyacına yönelik kapalı
otoparklar yapılacak Alanda yıkım işlemlerinin 2/3'ü hak sahipleri ile
uzlaşılarak tamamlandı.
Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerindeki yenileme çalışmalarının 5366
sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve
Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun kapsamında yürütüldüğü, proje kapsamında
birinci etapta 577 konut, 24 derslikli lise, spor salonu, kütüphane, cami ve
şadırvan, ikinci etapta 43 konut, 24 derslikli ilköğretim okulu, kreş,
kütüphane, cami, şadırvan ve ticaret merkezi inşa edilecek.
İlk aşamada hak sahiplerine verilecek 577 konutla ilgili ihale çalışmaları
sürüyor. Yapılacak bedestenin içinde ''müzikholler'' bulunması öngörülüyor.
Buralarda müzik aletlerinin satışı yapılacak veya müzik icra edilecek. Bazı
vatandaşların bölgede ''paytoncu'' olarak istihdam edilebileceği, açılacak
meslek kurslarına katılmasının sağlanacağı kaydedildi.
Bölgede halen 45 tane tescilli sivil mimari örneği bulunuyor. Bunlar da ya
sahipleri tarafından ya da TOKİ tarafından restore edilecek. Sokaklar da
tescilli kültür varlığı olduğu için projede sokak dokusunun korunduğu
vurgulandı.
Rami Kışlası, kütüphane olacak
TOKİ Başkanı Bayraktar, halen toptancı hal olarak kullanılan Rami Kışlası'nda
yürütülen çalışmalar konusunda da bölgedeki ticaret hanelerin boşaltılarak,
yapıların tarihi değeri korunarak kütüphane olarak düzenlenmesi konusunda proje
geliştirildiğini bildirdi. Bölgedeki esnaf için bedeli alınarak yeni işyerleri
yapılacağını açıklayan Bayraktar, ''Rami Kışlası, Türkiye'nin en büyük
kütüphanesi olacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir
Belediyesi bu konuda çalışıyor'' dedi.