Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Şehir Plancıları Odasuı (ŞPO) Ankara Şube Başkanı Orhan Sarıaltun, Peyzaj Mimarları Odası Genel Sekreteri Redife Kolçak, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör katıldı. Mahkeme kararlarına ilişkin olarak Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Orhan Sarı Altun, “Yaklaşık dört yıldır devam eden davalar peşi sıra sonuçlanmaya başladı. Tüm dava konularını içine alan tüm AOÇ’yi de içine alan dava konusunda son olarak yürütmeyi durdurma kararı verildi. Mahkeme Nazım planda planın en temelde Atatürk’ün mirası esnasında verilen görevlerin yerine getirilmediğini tespit ediyor. Tarımın öncelikli olması gerekirken, geri plana atıldığını hatta tarıma ayrılan alan %7.65 iken, yollara ayrılan alanın %13.26 olduğu tespiti yapıyor. Bizi üzen tarafı Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki şehir plancılarının da ekibe dahil olması. Mahkeme de plan kararlarının plan kararı niteliğinde değil, mevcudu tespit eden bir analiz niteliğinde kararlar olduğunu söylüyor. Bir nazım plan karar verir ve ileriye dönük ne yapılması gerektiğini söyler. Yani nazım plan olarak da yetersizdir. Ulaşım ana planı tamamlanmaksızın ise kenti içi trafiği de çözeceği iddia edilen bulvarlar yapıldı. Oysa sınırlı hizmetler dışında hiçbir işe yaramayacağını tek görevinin de AOÇ’deki başbakanlık sarayına hizmet etmek için onu parçalayan bir şema olduğunu söyledik. Bizi teyid eden tespitleri aynı şekilde mahkeme raporunda da yapılmış. Mahkeme kararı ile birlikte yürüttüğümüz mücadelede doğru noktada ve bilimsel çalışmalarla bu itirazları yerine getirdiğimiz görmek bizi mutlu etti” şeklinde özetledi.
Atatürk’ün mirasına vasiyet davası
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, mahkeme kararlarını değerlendirirken AOÇ’nin eski haline dönmesi için Atatürk’ün mirasına yönelik bir vasiyet davası açabileceklerinin sinyalini verdi. Candan: “Ülkemiz bir savaş eşiğinde, AOÇ, Kuzey ormanları, 3. Havalimanı, Saraçoğlu derken hükümetin sayesinde kent toprakları ile de yaşadığımız bir savaş ortamı var. 2006 yılından sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne AOÇ’de plan yapma yetkilerinin devredilmesiyle hem kentsel rant açısından hem de büyük bir yeşil alanın kullanılmasının bir savaş ortamına dahil edilmesi ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Son mahkeme kararı AOÇ’nin bütününe ilişkin bir karar. AOÇ’de açtığımız 22 dava var, bu 22 davanın hepsinde haklı olduğumuzu ve lehimize sonuçlanacak bir ana karar yazmış mahkeme. Korumakla yükümlü olan Koruma Kurulu’na büyük bir ders niteliğindedir. Bilirkişi raporlarında AOÇ’nin sit alanı olmadığını korunacak bir şey olmadığını ifade eden bilirkişilere büyük ders vermiştir. Belediye’de teknik personelde görev alan şehir plancıları, mimarlara mühendislere büyük ders vermiştir. Gökçek’in oluşturduğu parçacı yaklaşımı planlama noktasına getiren Gazi Üniversitesi’ne büyük ders vermiştir. Mahkeme kararlarında gördüğümüz önemli bir şey daha var ki, Atatürk’ün vasiyeti ile birlikte şartlı bağışın sorgulanabileceğine dair meslek odaları olarak tartışmamız vardı. Mahkeme de Atatürk’ün şartlı bağışı var ve şartlı bağışa aykırı düzenleme var diyor. Vasiyet üzerinden de bir davanın görülmesi AOÇ açısından yol gösterici olabilir.” şeklinde konuştu.
“AOÇ mücadelesi uluslararası boyuta taşınacak”
Candan AOÇ mücadelesinin ulslararası boyuta taşınabileceğini söyleyerek, “Peyzaj Mimarları Odası ile birlikte Kültürel Peyzaj alanı olarak UNECSO’ya bir dosya hazırladık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan bu dosyayı UNECSO’ya göndermesini istedik , göndermedi. 'Neden göndermediniz?' diyerek dava açtık. Bu mahkeme kararı yine davamızın sonuçlanmasında önemli bir altlık oluşturuyor. Kültürel peyzaj kararı geldiğinde AOÇ mücadelesi uluslararası boyuta taşınacak.” ifadelerini kullandı.
“Aksaray’da 1 kişi öldü gizleniyor”
Candan, AOÇ Başbakanlık Hizmet binası inşaatında 1 işçinin öldüğünü açıkladı. Candan: “Başbakanlık Hizmet binası alanında tarihi sit statüsünün kaldırılmasına ilişkin açtığımız davada iptal kararı 17 Şubat’ta veriliyor. 3 Mart’ta bize tebliğ edildi. AOÇ Aksaray binasında 3 Mart’ta saat: 18.50 itibariyle, 27 yaşında, adı Savaş Oğuz olan bir taşeron işçinin inşaattan düşüp öldüğü duyumunu aldık. Kararlar verilmişken Savaş Oğuz niye orada çalışmaktadır? Bir işçi saat yediye on kala hala niye çalışmaktadır? Gece gündüz çalışılması ve binanın yetiştirilmesi istendiği için çalıştırıldığı duyumları bize geldi. Milletvekillerini soru önergeleri ile süreci açık hale getirmeye çağrı yapıyoruz" şeklinde konuştu.