Aydın’ın felaketi olan jeotermal santrallar kentin dört bir tarafında yükselmeye devam ediyor. Son olarak Magnesia Antik Kenti yakınlarında arkeolojik sit alanında sondaj çalışma yürütülmesi tepkilere neden oldu. Arkeolojik sitler koruma ve kullanma koşulları yönetmeliğinin birinci derece arkeolojik sit alanları maddesine göre sit alanlarında tarımsal faaliyetler yasak, ağaç dikmek yasak alana taş, kum dökmek yasak. Birgün Gazetesi'nden Serbay Mansuroğlu'nun haberine göre, köylüler için bu yasaklar söz konusu olurken jeotermal santral inşa eden şirketler bu kuralı tanımıyor.
Magnesia Antik Kenti yakınında açılan jeotermal sondaj kuyusu bunun son örneği oldu. Magnesia Antik Kenti, Aydın ili Germencik ilçesi Tekin Köyü sınırları içinde Oraklar-Söke Karayolu üzerinde Gümüşçayı yanında yer alan tescilli birinci derece arkeolojik sit alanı.
Bölge tahribat altında
Aydın Tabip Odası Başkanı Metin Aydın, özel bir firma tarafından yürütülen sondaj çalışmalarına dikkat çekti. Bölgeye giderek inceleme yapan Aydın Tabip Odası Başkanı Dr. Metin Aydın, Gümüşçayı yanında yer alan tescilli birinci derece arkeolojik sit alanında Höyük dibinde sondaj çalışması için bölgedeki zeytin ağaçlarının kesildiğini, toprak hafriyatı ve beton dökme işleminin yapıldığını belirtti.
"Yasayı değiştirdiler"
Dr. Aydın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Tüm olayların yaşanmasının sebebi 2007 yılında çıkarılan jeotermal yasasıdır. 2007 yılı sonrası ÇED yasasında yapılan değişiklikler ile jeotermal santrallar ‘birinci derece gayri sıhhi müesseseler’ içinde yer alırken yani ÇED alınması gerekli iken, ÇED alınması gerekli olmayan ‘ikinci derece gayri sıhhi müesseseler’ içine sokuldu. Bu düzenlemeler sonrası bugün tuğla fabrikası veya balık çiftliği için ÇED zorunlu iken çevreye yaptığı zararlar çok daha fazla olan jeotermal santrallar için ÇED istenmez hale geldi. Yasal düzenlemelerin kendi lehlerine göre düzenlenmesinden cesaret alan jeotermal işletmeler her gün çevre ve canlı yaşamına zararları faaliyet yapıyor.’’