Antik Kentlerin Kardeşliği

İzmir ve Diyarbakır’da aynı gün ve saatte yapılan iki ayrı basın toplantısında bir kez daha ülkenin “antik kentler gömütlüğü” haline getirilmemesi talep edildi. Tarihsel-kültürel değerlerin korunması için bir süredir ortak mücadele eden Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi ve Allianoi Girişim Gurubu, antik kentler Hasankeyf ve Alianoi’nin sulara gömülmesini doğuracak yeni gelişmelerden duydukları rahatsızlığı ortaya koydu. Ortak toplantıların İzmir ayağı, İzmir Tabip Odası’nda gerçekleştirildi. Allianoi Girişim Grubu Dönem Sözcüsü Dr. Oya Otyıldız, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından Hasankeyf’i ve Allianoi’yi yakından ilgilendiren bir ilke kararının alındığını belirterek Resmi Gazete’nin 27.10.2006 tarihli sayısında yayımlanan “Baraj alanlarından etkilenen taşınmaz kültür varlıklarının korunması” ile ilgili ilke kararında; “baraj alanları içinde kalan taşınmaz kültür varlıklarını ve arkeolojik sit alanlarını koruma ve kullanma koşulları” belirlendiğini aktardı.

Otyıldız ilke kararında kendilerini endişelendiren bölümleri şöyle özetledi; “İlke kararının alındığı tarihte yapımına başlanmış veya yapımı tamamlanmış, alanında taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanları bulunan baraj inşaatlarında; taşınmaz kültür varlıklarının başka bir yere taşınması ya da belgelenerek su altında bırakılmasına karar verilebilecektir. Bilindiği gibi bir süredir Hasankeyf’in taşınması, Allianoi’nin ise üzerinin mille örtülerek su altında bırakılması önerileri dile getirilmektedir. Bu tartışmaların yaşandığı sırada alınan ilke kararı Allianoi’yi ve Hasankeyf’i çok yakından ilgilendirmektedir.”

‘İlkesizlik kararı’na ortak tepki
Söz konusu ilke kararı ile Hasankeyf’in taşınması, Allianoi’nin ise insan eliyle suya gömülmesinin dayanağının yaratılmak istendiğini dile getiren Otyıldız, “Oysa binlerce yıllık tarihsel değerlerimizi taşıyarak bozmaya, suya gömerek yok etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu tür uygulamalar, imzalamış olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile Anayasa’nın 63/1. maddesi ve 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası düzenlemelerini yok saymak anlamına gelecektir. Aynı zamanda, çok büyük tarihsel sorumluluktur” diye konuştu. Toplantıda söz alan EGEÇEP Dönem Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, koruma yüksek kurullarının görevinin kültür varlıklarını korumak olduğunu anımsatarak, alınan ilke kararını ‘ilkesizlik kararı’ olarak yorumladı. Şehir Plancısı Tuncay Karaçorlu ise koruma kurullarında son dönemde alınan kararların bir benzerinin tarihte daha önce olmadığına dikkat çekti.

Ortak toplantının Diyarbakır ayağında ise Elektrik Mühendisleri Odası’nda Hasankeyf ve Allianoi’yi Yaşatma Girişimi adına, Nedim Tüzün basın açıklaması yaptı. Tüzün, gerek hukuksal mücadele gerekse etkinlik ve girişimlerle antik kentlerin sular altında kalmasına izin vermeyeceklerini söyledi.