Antik Kente Bezli Koruma!



Radikal'den Ömer Erbil'in haberine göre, Anemurium antik kentinde her türlü fiziki müdahaleye açık durumda bulunan eşsiz mozaikler için ne kamera ne de uyarı levhası var. Mozaiklerin bir kısmı ise parçalanmış. Bazıları ise tesseralar (mozaiği oluşturan küçük renkli taşlar) dağılmasın diye etrafı betonla sıvanmış.

Dağlık Klikye bölgesinin en eski yerleşim yerlerinden biri Anemurium. Akdeniz’in en uç noktası Anamur Burnu’nda asırlık yapılarıyla dimdik ayakta olan antik şehir hem gereken ilgiyi görmüyor hem de istenilen şekilde korunamıyor. Antik şehrin en önemli özelliği ise taban mozaikleri. Bugün bu mozaiklerin pek çoğu maalesef yok. Ya çalınmış ya da gerektiği gibi korunamadığı için dış etkenlere maruz kalarak yok edilmiş.

Anemurium antik kentinin girişinde 4. Yüzyıl'dan kalma kiliseden geriye temel duvarları ile apsisli yapının bir bölümü ayakta kalmayı başarmıştı. Fotoğraf çekerken yerde üzeri çakıl örtülü bez çuha dikkat çekiciydi. Genelde arkeolojik kazılarda taban mozaikleri ilk bulunduklarında bilimsel inceleme için bu koruma yöntemi uygulanırdı. Örtünün altında İnanılmaz güzellikte bir mozaik taban bulunuyordu.

Aslında dünya müzelerinde en ilgi çekici objelerden biri olan mozaiklerin böyle korunması içler acısıydı. Etrafta ne bir uyarı levhası, ne tanıtım bilgisi ne de koruma bandı vardı.

3. Yüzyıl'dan kalma bazilikanın içinde bulunan eşsiz mozaikler örtü bile kullanılmadan açıkta duruyordu. Ziyaretçiler mozaiklerin üzerinde geziyordu. Her türlü dış etkene maruz bırakılan 1800 yıllık mozaiklerin –muhtemelen tesseralar dağılmasın diye- kenarları çimento harcı ile sıvanmıştı. Ancak tesseralar hem doğal etkenlere maruz kaldıklarından hem de hiçbir koruma önlemi olmadığından berbat durumdaydılar.

Anemurium kentini 19. Yüzyıl'da İngiliz Francis Beaufort'un Akdeniz'de yaptığı keşiflerden sonra batı dünyasına tanıtmış. İlk kazılar 1960 yılında Toronto Üniversitesinden Elisabeth Alfoldi Rosenbaum tarafından başlatılmış, daha sonra Kanadalı Prof. James Russel tarafından kazılar ve diğer bilimsel çalışmalar 2000 yılına kadar sürmüş. Yaklaşık 15 yıldır kentte bilimsel çalışma yürütülmüyor. Örenyeri TURSAB’a devredildikten sonra sadece yabancı otlardan arındırılarak çevre düzenlemesi yapılmış.

Anamur’da insanlar geçen yıla kadar ot bastığı için kentin tamamen çalılarla kaplı olduğunu belirterek bu halinin bile sevindirici olduğunu söylüyorlar. İlçede 40 yaş üzerindekiler taban mozaiklerinin her evin altında bulunduğunu ancak bunların zaman içinde çalındığını örnekleriyle anlatıyorlar. Özellikle deniz yolundan yatla gelip şehrin tahrip edildiği vurgulanıyor.

Tarihi geçmişi antik çağlara uzanan kentte Luviler, Arzavalar, Klikyalılar (Likyalılar), Kueler, Selefkozlar, Kızuvatnalılar, Hititler, Asurlular, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Araplar uzun süre egemenliklerini sürdürmüşler.