İstanbul İmarına Yargı Koruması



Veli - Ahmet Dirikoç kardeşlere ait Elmalı Barajı su havzasındaki 105 parsel nolu 72 dönümlük araziye, 2004’te 94 daire izni verildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2004 yılında İSKİ Su Havzaları Koruma Sınırı içindeki bir araziye '94 daire yapılabilir' kararı verdi. 2005 yılında yine Belediye Meclisi kararıyla aynı araziye 560 daire inşa izni verildi. Ümraniye'deki Ömerli Barajı Koruma Havzası içindeki 72 dönümlük araziye ayrıcalıklı imar planıyla yaklaşık 93 milyon YTL (93 trilyon) rant sağlanacaktı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi, CHP'nin müracaatı üzerine rant beklentisine 'dur' dedi ve karar iptal edildi.

Tarla olarak aldılar
Alemdağ Caddesi üzerindeki 105 parseldeki araziyi tarla olarak 1984 yılında Nevşehir'li Dirikoç ailesi satın aldı. Uzun süre arazi üzerinde her hangi bir tasarrufta bulunmayan aile, 2004 yılında bir proje ile Belediye'ye müracaat etti. Büyükşehir Belediyesi İSKİ Su Havzaları sınırları içinde kalan bu arazi için 94 daire yapılabileceğini belirtti ve arazinin yüzde 37'sinin sosyal donatı, yüzde 63'ünün çok düşük yoğunlukta konut alanında kalması gerektiğini mülk sahiplerine bildirdi.

2005 yılında ise her ne olduysa aynı Büyükşehir Belediyesi Meclisi bu defa araziye emsal'in 1.25'e çekilmesiyle araziye 560 daire yapılabileceğini, 26 bin metrekarelik alanın ise yeşil alan olarak düzenlenmesi kararını 18 bin metrekareye düşürdü. Büyükşehir Belediyesinin CHP'li üyeleri kararın iptali için mahkemeye gittiler ve yargı uygulamayı usulsüz buldu ve kararı iptal etti.

'İlkelere uygun değil'
İstanbul 5. İdare Mahkemsi, 3 Mart 2005 tarih ve 407 sayılı İstanbul Büyükşehir belediye Meclisi'nin aldığı kararda bu değişikliğin gerekçesinin belirtilmediğini gözönüne alarak şu görüşlere yer verdi: "Planın bütününe etkisi yada sosyal ve teknik alt yapı dengesine etkisi konusunda da bir açıklama getirilmediği, sonuç olarak Ümraniye, 105 nolu parselin yüzde 37'sinin sosyal donatı, yüzde 63'ünün çok düşük yoğunlukta konut alanında kalmakta iken sosyal donatı alanının yüzde 25'e çekilmesi ve yoğunluğun Emsal 1. 25 olarak değiştirilmesine ilişkin dava konusu nazım imar planının planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı yolunda görüşe yer verilmiş, mahkememizce rapor karara esas alınabilecek nitelikte bulunmuştur.

Dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden dava konusu nazım imar planında planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygunluk bulunmamıştır. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. Maddesi uyarınca açıkça hukuka aykırı olan ve uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracak nitelikte bulunan dava konusu nazım imar planının uyuşmazlık konusu parsele yönelik bölümünün dava sonuna değin teminat aranmaksızın yürütmenin durdurulmasına..."

'Partili değiliz'
Bir anda 93 milyon YTL (93 Trilyon) liralık bir rant elde eden aile ise kendilerinin ne AKP ne de bir başka partili olmadıklarını iddia ediyorlar.

'Karar revize edilebilir'
Ümranİye Belediyesi Başkan Yardımcısı Ejder Batur, nazım imar planlarının Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldığını ve kendilerine bu konuda danışılmadığını belirterek şunları söyledi: "105 numaralı parselin çevresinde maalesef geçmişte var olan planlara göre inşaat yoğunluğu yaşanmış. Bu yapılar 1995'deki imar ıslah planlarına göre yapılmış. İmar ıslah planları, nazım imar planları çıkana kadar uygulamada kalır. Bahse konu arazi, etraftaki parsellerin yapılanma şartlarına göre emsaller verilmiş. Tapu sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne müracaat edip, mevcut duruma göre bir talepte bulunmuş. Büyükşehir 1/5 binlik planı yapıp bize gönderir. Biz 1/1000'lik planları yaparız. Ancak mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiş. Bu nihai bir karar değil. Nihai kararını verirse o zaman tapu sahibi yeni bir teklifle Büyükşehir'e başvurabilir. Çünkü proje yoğunluğu bilirkişi ve mahkeme kararlarıyla olumsuz bulunmuş. Mahkemenin şehircilik perspektifi bu yönde olmuş. Yürütmeyi durdurma alındığı için, beklemekten başka çaremiz yok. Mahkeme nihai sonuç verirse. İşlem iptal edilir ve yer plansız bölge olarak kalır. Tapu sahibi tekrar müracaat ederse İstanbul Büyükşehir Belediyesi, mahkemenin kararlarını da gözönüne alarak yeni bir plan yapar."

Su havzaları cengaveri
''Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği''nin iptali davası avukatlarından Arif Ali Cangı, açtıkları davayla ilgili Danıştay'ın, yönetmeliğin bazı maddeleri hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdiğini, reddedilen maddelere ilişkin itirazda bulunduklarını bildirdi. Cangı, son yıllarda su havzalarının korunması yerine, bu alanlarda yapılaşmanın ve kirletici işletmelerin yasal güvencelerinin oluşturulduğunu öne sürdü. 5 Haziran 2004'de yürürlüğe giren 5177 sayılı Kanun ile doğal ve Kültürel değerlerin yok sayıldığını, su havzalarının da madencilik faaliyetlerine açıldığını ifade etti.