Ankara’da genişletilerek şerit sayıları artırılan, katlı kavşak geçişleri ve battı-çıktı altgeçitlerle hızlandırılan, otoyola dönüştürülen caddelerde, kaçınılmaz olarak oluşan trafik kazalarına her geçen gün yenileri ekleniyor. Belediye yönetiminin, ulaşım uzmanlarını ve planlama kararlarını hiçe sayan dayatmaları, can almaya devam ediyor. Artan şerit sayıları, bir yandan yayaların geçişlerini giderek daha da zorlaştırırken diğer yandan, trafiğin kesintisiz akıtılması adı altında araçların kent içinde hızlanmasını da özendiriyor.
Ankara sokaklarında hızlanan trafikte yaşanan kazalarda ortaya çıkan acı can kayıplarına, geçtiğimiz hafta içinde eklenenlerden biri de İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Başkontrolörü Deniz Sayın oldu. Üstlendiği görev gereği uzun yıllar yerel yönetimleri inceleyen, yapılan hataları, işlenen suçları ortaya çıkaran ve belgeleyen Deniz Sayın, 13 Mart günü Ankara’nın orta yerinde, Sayıştay’ın önünde Melih Gökçek’in trafiği hızlandıran tünel geçitlerinden birinin girişinin yakınlarında, karşıya geçmek isterken yaşamını yitirdi.
Deniz Sayın ve onunla benzer kaderi paylaşan onlarca insan, bazı belediyeler tarafından izlenen yanlış kent içi ulaşım politikalarının kurbanı oldu. Yanlışlar sürdükçe benzer ölümlerin de sürmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Diğer yandan Ankara’da yaygınlaşan kent içi trafiği hızlandırıcı yanlış ulaşım politikaları, “köprü müteahhitleri” aracılığıyla bir virüs gibi diğer AKP’li belediyelere de bulaşıyor.
Her geçen gün bir başka kentimizde plan kararlarına aykırı, yanlış noktalarda yer seçmiş katlı kavşak inşaatına başlanıyor. Kentler değişse de aynı elden çıkmışçasına benzeşen bu kavşaklardaki tek farklılık, geçitlere yerleştirilen belediye amblemleri.
Kentlerde, ulaşım sorunlarının çözümü adı altında özel araç trafiğini özendiren, kent içinde araç hızlarını artıran, yayalara yaşamı zorlaştıran, özürlüler, yaşlılar, hastalar ve çocuklar için kent merkezlerini erişilmez ve kullanılamaz duruma getiren, kent merkezlerini kentliler açısından riskli duruma getiren uygulamalar yaygınlaşıyor.
Ankara’da, yönetime geldiğinden bugüne kadar geçen 13 yılda kent merkezinde tek bir sokakta bile yayalaştırma yapmayan Gökçek belediyesi, olması gerekenin tam tersi uygulamalarla kent merkezinde ve merkeze erişen yollarda araçların hızlanması için elinden geleni yapıyor. Bugün için araçlar, zeminde ve yeraltında oluşturulan tünellerde hızla ilerlerken yayalar, büyük bölümü araçlarca işgal edilmiş dar kaldırımları ve tırmanılması zor, dik merdivenli yaya üstgeçitlerini kullanmaya zorlanıyor.
Geçen 13 yıl içinde, başlamış ve tamamlanma aşamasına gelmiş olarak devraldığı ve tamamladığı Batıkent-Kızılay metro hattı dışında yeni bir raylı sistem hattını kullanıma açamayan Başkan Gökçek, kamu kaynaklarını köprü, altgeçit, üstgeçit ve şerit artırma, yol genişletmelerin yanı sıra otobüs penceresinden attığı toplara ve çeşitli oyuncaklara harcadı.
Ulaşım Ana Planı gereğince yıllar önce tamamlanmış olması gereken Çayyolu ve Keçiören metro hatları ise bir türlü bitmeyen hat inşaatlarından öteye geçemedi. Kentin metro için harcanması gereken kaynaklarının plastik topa, oyuncaklara, battı-çıktı altgeçitlere, kullanılamaz nitelikteki yaya üstgeçitlerine harcanması, Ankara’yı çağın oldukça gerisine sürükledi.
Son yıllarda gerek izlenen yanlış ulaşım politikaları ve gerekse yetersiz altyapı yatırımları nedeniyle ortaya çıkan can kayıplarının sayısı giderek artıyor. Bu can kayıplarına, bir örneği geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan olayda olduğu gibi belediye yönetimlerince kayrıldıkları belirlenen ayrıcalıklı, şımarık ancak yetersiz belediye müteahhitlerinin ihmalleri sonucu oluşan can kayıpları da eklenince, belediyeler ile ölümler ilk kez bu kadar sık bir arada anılmaya başlandı.
Çankayalıları cezalandırırcasına, yaklaşık altı aydır yapımı süren Kuğulu Kavşağı’na kadar yaptığı katlı kavşakları el çabukluğuyla, yargıda iptal kararı ya da yürütmeyi durdurma kararı alınıncaya kadar bitirmeyi ilkeleştiren ve bu geçitlere 60 gün, 75 gün gibi isimler veren Gökçek’in, altgeçitlerin ve bu geçitlerle birleşen genişletilmiş, hızlandırılmış yolların, yaşanan can kayıpları sayısı ile anılacağı günler yaklaşıyor.
Ankara’da kent merkezinin dört bir yanını katlı kavşaklarla donatmayı, trafiği durmaksızın akan bir nehre dönüştürmeyi hedefleyen Melih Gökçek’in, bugüne kadar yapabildiklerinin sonuçları acı bir biçimde ortada. Bu sonuçlara bakıldığında, Gökçek tarafından hedeflenen tüm katlı kavşaklar tamamlandığında; Ankara’da sabahları sokağa çıkan herkesin, evlerinden helalleşerek çıkması gerekecek. Ankara’da yaya olmak tehlikeli, hem de çok tehlikeli.
Ömrünü yerel yönetimlerde harcayan, YAYED “Yerel Yönetim Yardım ve Eğitim Derneği” kurucusu ve ilk genel sekreteri Deniz Sayın’ın, bir belediyenin hatalı uygulamalarının etkisiyle yaşamını yitirmesi çok acı. Tüm dostlarının bir kez daha başı sağ olsun...