Başkentin içinden geçen tek akarsu olma özelliğini
taşıyan Ankara Çayı aynı zamanda yarattığı kirlilik, pis koku
ve salgın hastalık riski nedeniyle Ankara'nın en önemli sağlık ve çevre sorunu.
Havaların ısınması ve yaşanan kuraklık nedeniyle su debisi azalan, buna karşın
kirlilik oranı artan Ankara Çayı, özellikle Varlık Mahallesi
sakinlerini pis koku ve kirlilik nedeniyle bezdirmiş durumda. Çayın açıkta
aktığı noktalarda, nefes almak olanaksız. 3 yıl önce başkentte yaşanan ishal
salgınının adresi olarak gösterilen Ankara Çayı, yıllar geçmesine karşın
başkente yakışmayan görüntüsünü koruyor.
Her yaz açık bir kanalizasyondan farkı olmayan bir görünüm ve pis kokunun
oluşmasına neden olan Ankara Çayı'nın temizlenmesi ve ıslah edilmesine yönelik
bugüne kadar tek bir adım atılmaması tepkileri artırıyor. Ankara Çayı'nın 2005
yılında başlatılan temizleme ve ıslah çalışmaları yerinde sayarken, 2006 yılında
Ankara Valiliği ve İl Umumi Hıfzıssıhha
Kurulu'nun Bulaşıcı Hastalıklar ile Mücadele konusunda aldığı kararlar
da yaşama geçirilemedi.
Valilik ve Hıfzıssıhha Kurulu, Ankara Çayı'nın yarattığı kirliliğin önüne
geçilmesi, çayın suyunun bahçe sulamasında kullanılmaması için bir dizi önlem
alınmasını kararlaştırmıştı. Buna göre, özellikle Ankara Çayı ve kolları
kenarında arazileri bulunan ve geçimini bahçelerine sebze ve meyve ekerek temin
eden kişilerin, sulama suyu ihtiyacını kuyulardan karşılaması, bunun yanı sıra
suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin de kontrol edilmesi, bu
işlemlerin de Anakent Belediyesi tarafından yapılması gerekiyor. Ayrıca karara
göre, Ankara Çayı'nın kolları da dahil olmak üzere herhangi bir şekilde bahçe
sulaması yapılmaması için her türlü güvenlik önleminin de Anakent Belediyesi
Başkanlığı tarafından alınması gerekiyor. Oysa bugün Ankara Çayı'nın geçtiği
başta Sincan ve Yenikent olmak üzere birçok bölgede tarımla uğraşan birçok
kimse, su ihtiyacını Ankara Çayı'ndan karşılıyor. Özellikle maydanoz ve turp
gibi tarım ürünlerinin Ankara Çayı'nın kirli suyu ile yetiştirildiğine dikkat
çekiliyor.
Kirlilik hep aynı
Ankara Çayı'nın temizlenmesi konusunda Anakent Belediyesi bugüne kadar çayın
yatağında biriken pislik ve balçığı kepçeler aracılığıyla almak dışında herhangi
bir çalışma yapmadı. En son geçen mayıs ayında da Akköprü bölgesinde bu yönde
bir çalışma yapılmasına karşın, ne kötü kokunun önüne geçildi, ne de çayı
kirleten deşarjlar kapatıldı. Pisliğin kepçeler tarafından yataktan alınmasına
yönelik çalışmalar tek başına yeterli olmuyor. AOÇ'nin de yakınından geçen çay,
yarattığı kirlilik ve koku nedeniyle piknik yapmak isteyen yurttaşları da
rahatsız ediyor.
'Melih Gökçek'in yaptığı bol laf, sıfır iş'
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ,
temizleme çalışmaları kapsamında kapatılacağı belirtilen kirletici kaynakların
Ankara Çayı'nı kirletmeye devam ettiğini söyledi. Günaydın, "Bütün Ankara Çayı
ve kolları Ankara'nın sanayisinin kirlettiği ağır metalleri taşıyor. Bunun yanı
sıra kent içinde de bu ağır metallere organik kirleticiler katılıyor" dedi.
Kirletici kaynaklara yönelik temizlik çalışmasının yapılmadığını anlatan
Günaydın, Ankara Çayı'nın tarımsal sulamada da kullanılmaya devam ettiği
uyarısında bulundu. Bahçe sulamasının Ankara Çayı ile yapılmasının tam bir
felaket olduğunu ifade eden Günaydın, bu durumdan Anakent Belediye Başkanı Melih
Gökçek 'i sorumlu tuttu. Günaydın, "Melih Gökçek'in her zamanki sorumsuzluğu.
Bol laf, sıfır iş" dedi.
Günaydın, kepçeler aracılığıyla çayın yatağında biriken pislik ve balçığı
almanın sorunu çözmeyeceğini, temizlik çalışmaları adı altında böyle bir eylemin
yapılamayacağını söyledi. Önemli olanın kirletici kaynakları yok etmek olduğunu
dile getiren Günaydın, şöyle devam etti:
"Siz, çayın yatağını istediğiniz kadar temizleyin, Ankaya Çayı'nın yatağına
kirletici deşarjını boşaltan sanayi tesisleri olduğu sürece, yatağın üzerinde
yapılan çalışma hiçbir işe yaramaz. Önce kirletici kaynağı engelleyeceksiniz,
ona yönelik tedbirlerinizi alacaksınız. Arkasından da çay yatağının ıslahını
gerçekleştireceksiniz."
Günaydın, Ankara Çayı'nın ağır metal içeren kirli suyunun Yenikent ve Sincan
bölgelerinde tarımsal sulamada kullanıldığını ifade etti. Söz konusu bölgelerin
çayın suyunu yıllardır tarımsal sulamada kullandığını anlatan Günaydın, "Yaz
aylarında bu durum çok büyük bir soruna dönüşebilir. Salgın hastalıklar her an
yaşanabilir. Bir an önce çayın tarımsal sulamada kullanılmasına engel olunmalı"
diye konuştu.