“Ankara Büyükşehir Belediyesi Gökçek Politikalarından Vazgeçmelidir”



Meslek odaları, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin AOÇ’de birinci derece doğal SİT alanında açtığı yola ilişkin yaptığı açıklamaya tepki göstererek, “Meslek odalarının tavrı geçmişte neyse bugün de odur. Bilim ve teknikten aldığımız güçle AOÇ mücadelesine devam edeceğiz. Katılımcı süreci bizimle örgütleyin, meslek odalarının tavrı geçmişten bugüne bellidir. AOÇ mücadelesi devam edecektir. Kesilmeye niyetlenen her ağacın önüne dikilmeye ve AOÇ’nin koparılmaya çalışılan her bir metrekaresi için mücadele etmeye davet ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi de artık kamu yararı yanında mı yoksa Gökçek’in kentsel politikaları tarafında mı olacak belli etmesi gerekir. Meslek odaları olarak Büyükşehir Belediyesi’ni Gökçek dönemi kentsel davalarından geri çekilmeye, yargı süreci önünde savunmamaya ve Gökçek politikalarından vazgeçmeye davet ediyoruz.” dedi.

Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu, Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter, Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Sekreteri Ömer Dursun Üstün, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şube Sekreteri Özgür Yanıt Kaya katıldı.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, AOÇ’de birinci derece doğal SİT alanında, Gökçek döneminde planlanan ve Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan yol çalışmasına ilişkin  meslek odaları olarak basın açıklaması yaptıklarını  hatırlattı.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Candan, “Büyükşehir Belediyesi’ni Gökçek politikalarını uygulamaktan vazgeçemeye davet etmiştik. Bunun üzerine Büyükşehir Belediyesi bir basın açıklaması yaptı. Bu açıklamanın üslubu hem meslek odaları hem de kamuoyu açısından kabul edilemezdir. Meslek odaları bilimsel planlama ilkeleriyle davranmaktadır. Siyasi süreçler farklılaşsa da, AOÇ talanı devam etmektedir. Bugün de karşı karşıya kaldığımız şey, Gökçek döneminde planlanan AOÇ talanının uygulaması olan planların hayata geçirilmesidir. Burada dili ve üslubu bir kez daha eleştirerek meslek odalarının bilimsel ve teknik bilgilerinden hareketle AOÇ’ye sahip çıktıklarını ve çıkmaya devam edeceklerini tekrarlıyoruz. TMMOB’a bağlı odaların davalarıyla birlikte AOÇ alanlarında 500’e ulaşacak dava süreciyle meslek odalarının çeyrek yüzyıldır sadece bu alanlara sahip çıktığının altını da çizmek gerekiyor. 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı iptal edilmişken, Ankara’nın ana ulaşım planı olmazken Büyükşehir Belediyesi’nin Başka hiçbir işi yokmuş gibi AOÇ’nin bağrına saplanacak yollarla parçalaması doğru değildir.” diye konuştu.

Candan, şöyle devam etti: “Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı açıklamayla meslek odalarını bazı çevreler diyerek alışıldık dil ile hedef göstermesine rağmen AOÇ mücadelesi, meslek odaları mücadelesi Türkiye’nin her bir metrekaresinde hissedildi. Bu süreçte insanların ellerini vicdanlarına koyarak yutkunduklarını meslek odalarını aradıklarını ve desteklerini ilettiklerini bir kere daha buradan ifade edelim. Bunu daha önce söyleselerdi, halk farklı davranacaktı. Yanlışı yapan kim olursa olsun Gökçek ya da Yavaş meslek odalarının durdurduğu yer dün neyse bugün odur. Dün AOÇ’yi savunuyorduk bugün yine AOÇ’yi savunuyoruz. Dün o yolun geçirilmesine karşıydık bugün de karşıyız. Meslek odalarının tavrı değişmemiştir, yönetimler değişmiş ancak kentsel politikalar ve zihniyet değişmemiştir. Kimden ve nerden gelirse gelsin biz hakikati savunmaya devam edeceğiz. Meslek odaları olarak Büyükşehir Belediyesi’ni Gökçek dönemi davalarından geri çekilmeye ve yargı önünde savunmamaya davet ediyoruz.”

Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen de şunları dile getirdi: “Meslek odalarını Ankara'nın tek sahibi gibi davranmakla suçlayan sözlere karşı bugün Atatürk Orman Çiftliği'nde açmış olduğumuz davalarda karşı taraflara baktığımızda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediyesi, TOKİ gibi devlet kurumlarının başı çektiğini görüyoruz. Ne yazık ki Ankara’nın varlıklarını, kentsel zenginliklerini devletin kurumlarına karşı korumak zorunda kalan meslek odalarıyız ve yazıldığı gibi bu mücadeleyi tek başına meslek örgütleri yürütüyor. Bu konuda tek başına olduğumuzun ABB’nin açıklamasında vurgulaması ne yazık ki durumun vahametini gösteriyor. AOÇ’de 60'ı aşkın davamızda davalı olduğumuz taraf Ankara Büyükşehir Belediyesidir. Dolayısıyla bugün asfaltı atılan yol konusunda hukuksuz bir şey olmadığını belirten ABB'ye meselenin tek başına yargıyla ilgili olmadığını da vurgulamak gerekiyor. Nitekim davalarımızın bir çoğunun istinafa taşınması kent mücadelesine yargı alanında da nasıl baktıklarını gösteriyor ancak konuya tek başına hukuk üzerinden bakılamaz. Bugün mesele yargının nasıl karar verdiğinden öte aslında bizim nasıl davrandığımızla alakalıdır. Zira Atatürk Orman Çiftliği'ni talan eden Ankapark da kağıt üzerinde hukuki görünmektedir ama ABB Ankapark’ı öne çıkararak oradaki mücadeleyi vurgulamaktadır. Ya da Kaçak Saray gibi bir alanda yargı kararlarının tanınmadığı, kılıfına uygun kanunlar çıkarılarak hukukun arkasından dolanıldığı herkesin malumudur. En son Danıştay tarafından iptal edilen 271 ilke kararının yerine hemen 1700 sayılı ilke kararıyla yeniden kamu yapıları ile doğal sit alanlarının talan edilebilmesine ilişkin yasal zemin hazırlanmış, Kaçak Saray hukuki gösterilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla, hukuken yasal olanın her zaman toplumsal açıdan meşru olduğu söylenemez. Bunun yanında yine açıklamada yer verilen ‘tek bir ağaç dahi kesilmemiştir’ ifadesi de kent mücadelesine nasıl sınırlı bir alandan bakıldığının göstergesidir. Bizim verdiğimiz mücadele sadece ağacı yeşili koruma meselesi değildir. AOÇ, Cumhuriyetin kuruluşunun simge mekanlarından biri olarak en önemli kentsel alanlardandır. Buradaki konu yalnızca yeşil alanı korumak değil, Ankara'nın bozkırında bir çiftlik kurma hayalini, Cumhuriyeti ve aydınlanma ruhunu sürdürme meselesidir. ABB yöneticileri de bu iddia ile aday olmuştur. Ne yazık ki buna rağmen bugün karşı karşıya gelişimiz yine kentsel mekanın tahribatı üzerinden oluyor. Ancak ısrarla söylemek gerekir ki biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz hangi idare olursa olsun, durduğumuz yerde bilim ve tekniğin ışığında bildiklerimizi söylemeye devam edeceğiz.”

Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu ise, “Yol geçen yerin etrafı ilerde parsel parsel olmaya adaydır. AOÇ’de bunun örneğini daha önce yaşadık, buna  Büyükşehir Belediyesi’nin yol açmasını geçtim, savunması çok daha acıdır. Meslek odalarının mücadeleden vazgeçmeyecek.” dedi.

Bütüncül planlama olmadan yapılan her yol çalışması Ankara için tehlikedir
Şehir plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Ceren İlter ise şunları kaydetti: “Gökçek döneminde planlanan, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Beytepe Kavşağı ile Bağlıca yolunu kesen ve Ankara Bulvarı’na bağlayan yol çalışması 2038 Çevre Düzeni Planı’nda gösterilen bir yoldur. Meslek odalarının açtığı davalar sonucu bu Çevre Düzeni Planı iptal edilmişken, bu genişlikte bir yol çalışmasının ana ulaşım planı yapılmaksızın hayata geçirilmesinin tartışmalı olduğunu düşünüyoruz. Bu açtığımız davada istinafa götürülmeden önce kısmi kazanımlar elde edilmişti. Büyükşehir bunu istinafa taşıdı ve konu temyize taşındı Ancak daha önce açtığımız ve kazandığımız birçok dava var. Ankara’yı sahiplenmek tabii ki sadece odaların görevi değil, kentliler bunun bir paydaşıdır. Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı açıklamalarla meslek odalarının mücadelesini görmezden gelmesi hoş değildir. Tek sahibi bizler değiliz ama uzun dönem mücadele birikimi olan meslek odaları olarak bu tavrı reddediyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nden Çevre Düzeni Planı iptal edildikten sonra ulaşım ana planı çalışmalarına ilişkin şeffaf bir bilgi de alamıyoruz. Büyükşehir Belediyesi bunu durdurulabilirdi tepkilere rağmen AOÇ’de bir asfalt çalışması devam ediyor. AOÇ’de bütüncül kararlar verilmediği bir dönemdeyiz. Bütüncül planlama olmadan yapılan her yol çalışması Ankara için tehlikedir, gelecekte Ankara’da içinden çıkılamayacak sorunlar yaşatacaktır. Biz her zaman bilimi, kenti ve kamu yararını savunmaya çalışıyoruz.”

Reklam Goruntulenme Bolumu

Yola asfalt dökerek katılımcılıktan söz edilemez
Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Sekreteri Ömer Dursun Üstün de, “Ankara çeyrek asırdır AKP inşaat politikaları ve Gökçek’in rant yaratma politikaları nedeniyle bu hale geldi. Daha kötü olmaması sebebi meslek odalarının mücadelesiydi. 25 yıldır burada taraflar belli. AOÇ ve Ankara bütününde bakıldığında bu tarafların kimler olduğu ortaya çıkacaktır. En son açıklamayı yapan ABB yönetimi iki yıldır Gökçek’in yolsuzluklarını anlata anlata bitiremediler hepsinin karşısında da bizim dava açtığımızı gördüler. Aynı AOÇ meslek odalarının aynı söylemleri, dökülen aynı asfalt, tarafını netleştirmek bu noktada Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin görevidir.” diye konuştu.

Geçmişte yemyeşil bir alan olan AOÇ, kentin ciğeri olmaktan koparılmıştır
Harita Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Şube Sekreteri Özgü Yanıt Kaya da düşüncelerini şöyle paylaştı:  “AOÇ’de Atatürk’ün şartlı bağışının tek koşulu bu arazilerin halkın çıkarları dışında ticari faaliyet için kullanılmamasıdır. AOÇ’de geçmişten günümüze birçok kamu kurum ve kuruluşu farklı amaçlarla AOÇ’ye saldırmıştır. Üzerine açılan her bir metre yol için trafiğe kesin çözüm olarak yaklaştığı yeni yolun kendi trafiğini oluşturduğu bilincinde uzak bu yapılaşmalar AOÇ’yi geri dönülemez taraflara itmektedir. Meslek disiplinimiz gereği uzaktan algılama teknikleriyle çok açık bir şekilde uydudan çekilen fotoğraflarda geçmişte yemyeşil bir alan olan AOÇ’nin kentin ciğeri olmaktan koparıldığını gösteriyor. AOÇ’nin betona dönüştürüldüğünü görmekteyiz. AOÇ kendi kaderine terk edilecek, üzerine siyasi oyunlar oynanacak bir alan değildir. Bugün Cumhuriyetle hesaplaşmanın peşine düşenlerin mekânsal olarak ana hattında AOÇ bulunmaktadır. Kurumlardan ve kişilerden bağımsız olarak sürdürdüğümüz. Kent mücadelesi AOÇ davalarımız ve AOÇ mücadelesi devam edecektir. Herkesi birlikte mücadele etmeye kesilmeye niyetlenen her ağacın önüne dikilmeye, AOÇ’nin koparılmaya çalışılan her bir metrekaresi için mücadele etmeye davet ediyoruz.”