Anakent’in AOÇ Planına İptal



TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi yönetimi, Anakent Belediye Meclisi tarafından 12 Ocak 2007 tarih ve 207 sayılı kararla kabul edilen “Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) Arazileri ve Doğal Sit Alanına ilişkin 125.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 110.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planları”nın iptaline ilişkin Ankara 13. İdare Mahkemesi’ne açtığı davayı kazandı. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Nimet Özgönül kararı, “Sivil toplum örgütlerinin zaferi” olarak nitelendiriyor.

AOÇ, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından, “Türk halkına doğal ve sağlıklı ürünler üretmek” amacından yola çıkılarak, 1925 yılında kurulmuştu. 21 Haziran 2006 tarihi ve 5524 sayılı yasa ile Anakent Belediyesi’ne, “AOÇ’nin Koruma Amaçlı İmar Planı” yapma yetkisi tanınmıştı. Böylece, 5524 sayılı yasa ile plan yapma yetkisini alan Anakent Belediyesi, hazırladığı “AOÇ Arazileri ve Doğal Sit Alanına ilişkin 125.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 110.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planları” ile AOÇ’yi de kapsama almıştı.

Anakent Belediye Meclisi tarafından alınan bu kararın hemen ardından, başta Mimarlar Odası Ankara Şubesi yönetimi olmak üzere pek çok sivil toplum örgütü, “planlara ait işlemin şehircilik ilkeleri, planlama esasları, kamu yararı açısından hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç zararların doğmasına neden olacağından, öncelikli olarak yürütmenin durdurulması, yürütmenin durdurulması istenen işlemlerin; şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından hukuka aykırı olması” nedeniyle iptali için dava açmıştı.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi yönetimi, aynı gerekçelerle Ankara 13. İdare Mahmesi’nde açtığı davayı kazandı. Mimarlar Odası Ankara Şube yönetiminin dava dilekçesinde, “AOÇ’nin tarımsal, ekolojik niteliğinin ortadan kaldırıldığı, dünyanın hiçbir yerinde olmayan büyüklükte bir hayvanat bahçesinin plana işlendiği, AOÇ arazisi içerisinden geçirilen otobanlarla kentin çiftlikten yararlanma hakkının ortadan kaldırıldığına” dikkat çekilmişti. Mahkeme, Mimarlar Odası Ankara Şube yönetiminin talebini haklı görerek, Anakent Belediyesi’nin AOÇ planlarını hukuka aykırı buldu.

‘AOÇ’nin korunmasına engel’

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açıklamasına göre, mahkeme kararını şu gerekçelere dayandırdı:

* Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, 2 Haziran 1992 gün ve 2436 sayılı kararının ekinde, AOÇ alanının korunması gerekli sit sınırlarını belirlenmiştir. Buna karşın davanın konusu planlarda, bu koruma alanı dikkate alınmamıştır.

* AOÇ alanı, birinci derece doğal ve tarihi sit olarak tescil edilmiştir. Koruma Yüksek Kurulu’nun, 5 Kasım 1999 gün ve 659 sayılı ilke kararına göre, “önceden süregelen tarımsal faaliyet ile bağ ve bahçeciliğin devam ettirilebileceği, bu kullanım dışında kesinlikle kullanılamayacağı” hükme bağlanmıştır. Buna karşın davalı planlarda, tarımsal faaliyetler kısıtlanmış, çok küçük bir alana sıkıştırılmıştır.

* Dava konusu planlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük olaylara sahne olmuş bir alanı kültür ve doğal varlık niteliğiyle korumasına engel niteliktedir.

* Dava konusu planlarda gösterilen, hayvanat bahçesi, olimpiyat oyunları alanı ve spor parkı AOÇ’nin tarihi, kültürel ve doğal sürekliliğini sağlamasının önünde engel teşkil etmektedir.

* Koruma alanı içinde, farklı kullanım biçimleri önerilmiştir. Bu alanda önerilen, hayvanat bahçesi, spor parkı, olimpiyat oyunları bu alanda yapılamaz. Bu yapıların yapılması halinde kalıcı yapılar ve kendine özgü altyapılar içerecektir.

* Bu yapılaşma AOÇ’nin birinci derece doğal ve tarihi sit niteliğini ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle Koruma Kurulu’nun bu planları onaması hukuka aykırıdır.

* Dünyanın en büyük hayvanat bahçesi, içinden Bronx Nehri geçen, New York’taki hayvanat bahçesi olduğu, bu hayvanat bahçesinin büyüklüğünün 107 hektar olduğu, AOÇ üzerinde ön görülen hayvanat bahçesinin ise 800 hektara karşılık geldiği, bu kadar büyük bir hayvanat bahçesinin harcama kalemi olarak, Ankaralılara büyük bir mali yük getireceği ortadadır.

* Bu mali yükün nasıl karşılanacağı, işletme ve idaresinin nasıl düzenleneceği, dava konusu planların eki olan raporlarda açıklanmamıştır.

* Dava konusu alanının işlevleri tarihi süreçler ve yasayla belirlenmiştir. AOÇ alanının öncelikle bu işleve uygun kullanılması gerekir. Buna karşın, dava konusu planlar bu alan kullanımlarına aykırı bir biçimde planlanmıştır.

* AOÇ alanında kuruluş amaç ve ilkelerine göre bir planlama ve alan kullanımı yaklaşımı geliştirilmelidir. Bunun içinde alan kullanımlarının öncelikli olarak tarımsal işletme ve araştırmaya yönelik olması gerekir.

* Olimpiyat oyunları, spor parkı ve hayvanat bahçesi, AOÇ alanını üç büyük parçaya bölmektedir. Bu alan kullanımı AOÇ’nin tarihi ve kültürel kimliğini sürdürmesine engeldir. Bu biçimde bir alan kullanımı AOÇ için doğru bir ulaşım planlaması yapılmadığı anlamına gelmektedir. AOÇ alanında yaya öncelikli bir planlama geliştirilmelidir. Yüksek hızlı trafiğe elveren planlama yaklaşımı AOÇ’nin sonunu getirecektir.

* AOÇ alanındaki araziler, tarımsal üretim, araştırma ve üretim kullanımları için geliştirilmelidir.

* AOÇ alanında özel proje alanı olarak ayrılan alanların, niteliği ve kapsamı açık değildir. Oysa bu planlarda açıklık zorunlu koşuldur. Alan kullanım biçimleri belirsizlik taşıyamaz.

‘Nesnel değil’

* AOÇ planları nesnel değildir. Planlar hazırlanırken nesnellik temel kriterdir. Bu planlama yaklaşımı, AOÇ’nin tarihi, doğal ve kültürel özelliklerine uygun planlanmasına elverişli değildir.

* AOÇ planları belirli bir planlama yaklaşımı içermemektedir. Alan kullanımları gelişigüzel belirlenmiştir. AOÇ arazilerinin çeşitlilik sunan değerleri dikkate alınmamıştır.

* AOÇ arazilerine yönelik planlama yaklaşımı, tarımsal üretim ve eğitim ile kentleşme birlikteliğini sağlamaya yönelik değildir.

* AOÇ planları herhangi bir incelmiş kültür ve düşünce söylemi katılmadan hazırlanmıştır. Hayvanat bahçesi, spor parkı, olimpiyat alanı olarak ad koyarak gelişmiş toplumun parçası olmayı niyet edinen bir yaklaşım ortaya konulamaz.

* AOÇ planları yaklaşık yüz yıl öncesinin planlama yaklaşımını sunmaktadır.

* AOÇ planları, basit işlevselciliği aşan, bir kültür ürünü olduğu gerçeğini göz ardı etmektedir.

* AOÇ planları yeni bir kültür yaratma arayışının devamı olacak nitelikte bir planlama yaklaşımı sergilememektedir.

‘Çabalarımız devam edecek’

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Nimet Özgönül kararı, “Sivil toplum örgütlerinin zaferi” olarak nitelendirdi. Özgönül, “Mahkemenin işte bu yirmi gerekçesi, AOÇ alanında, demokratik kitle örgütlerinin, bilim çevrelerinin, meslek odalarının ve halkın değerlerini göz önünde bulundurmayan planlama yaklaşımının iptal gerekçeleridir. AOÇ’de, kentin tarımsal ve kültürel değerlerini, ekolojik ve toplumsal zorunluluklarını göz önünde bulundurarak plan yapılması ve böylece toplumun hizmetine sunulması gerekmektedir. Mimarlar Odası olarak bu yönde çabamız devam edecek” dedi.