Katrina, Rita’ya yıkacak çok şey bırakmamıştı zaten. Ard arda gelen iki kasırga, o kadar hasar yarattı ki konut yapımı üzerine düşünmek kaçınılmaz oldu. Düşünmeye hala devam ediliyor, ama...
Arama ve kurtarma çalışmalarına son verilmişti çoktan. Oysa bir ay sonrasında bile, New Orleans'da 104 insan daha bulundu. Louisiana'daki “ölü sayısı” denen o can sıkıcı sayının 1076 çıktığı bildirildi. Mississippi'de ise 9 kişinin daha bulunmasıyla 230'a yükseldiğini söylediler. Arama çalışmalarının geçen ay erkenden sona erdirilmesi, haliyle tepkilere neden olmuştu.
Küçücük Küba’nın neredeyse hiç hasar almadan atlattığı Katrina ve Rita Kasırgaları, ABD’de çeşitli eyaletlerde mimarlıkla ilgili yasaların gözden geçirilmesini sağlamış oldu. Yapıların doğal afetlere karşı daha dayanıklı olması için gerekli kimi düzenlemeler bazı yerlerde gerçekleştirildi bile. Düzenlemelerin kendisi dışında, düzenlemelerin uygulanması da bir başka sorun. Kasırga sürecinde yıkılan yapıların bir çoğunun, bizim “kaçak yapı” statüsünde olduğu belirtiliyor.
Ancak, kasırganın hemen ardından bile bölgeye gerekli yardımı yapmakta geciken ABD yetkililerinin, geleceğe yönelik önlemler almak konusunda henüz çok da başarılı oldukları söylenemez.
Katrina ve Rita’nın geçtiği bölgelerde hala yeterli düzeyde yapılaşma gerçekleştirilemedi.
Ulusal Dar Gelirli Konutları Birliği’nin (NLIHC) belirttiğine göre hasar almış yapıların yüzde 71’i dar gelirli ailelere ait. İnşa sürecinde, bir çok ailenin ise gerekli maddi olanağı bulunmuyor. Yeniden düzenlenecek bölgelerde nasıl bir gelişim şeması izleneceği yolunda tartışmalar sürse de kaynak sıkıntısı hızlı hareket etmeyi engelliyor.
Çok çeşitli öneriler olmakla birlikte, bütüncül bir planın henüz oluşturulamadığı söylenebilir.
Kasırga sonrası Küba’nın tıbbi yardım talebini reddeden ABD yönetiminin, yıkımın boyutlarının anlaşılmasının ardından fikir değiştirip değiştirmeyeceği bir başka soru.
Yoksa kasırgalara kadın isimleri koydukları için mi oldu tüm bunlar?
Rita ve Katrina’ya isimlerini taktıkları için başta garipsediğimiz, hatta kızdığımız meteorologlar, yoksa haklı mıydı?