Alışveriş Merkezi Fakirin Turistik Gezi Mekanı Gibi
ODTÜ Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Aksu Akçaoğlu’nun “Kentin Alışveriş Merkezlerine Odaklaşması” başlıklı çalışmasına göre alışveriş merkezleri fakirler için turistik gezi mekanı, orta gelirliler için günlük kent hayatının bir parçası, zenginler için ise evle iş arasındaki bir istasyon işlevi görüyor
Sayıları hızla artan alışveriş merkezlerinin yarattığı sosyal etkiyi araştıran ODTÜ Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Aksu Akçaoğlu, son aşamaya gelen “Kentin Alışveriş Merkezlerine Odaklaşması” başlıklı çalışmasında gelir gruplarına ve cinsiyete göre alışveriş merkezlerinin ne ifade ettiğini analiz etti. Akçaoğlu’nun erinlemesine mülakat yöntemiyle gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre, alışveriş merkezleri, cinsiyet, gelir ve yaş gruplarına göre farklı anlamlar taşıyor.
En çok gençler gidiyor
Alt gelir grubu için alışveriş merkezi “turistik bir gezi mekanı”, orta gelir grubu için “günlük kent hayatının parçası”, üst gelir grubu için ise “ev ve iş arasındaki istasyon” işlevi görüyor. Alışveriş merkezlerine en çok gençler gidiyor, ancak en kuvvetli bağ kuran kesim ise “emekli kadınlar.” Emeklilik sonrası evin pasif yapısı içinde kalan kadınlar, alışveriş merkezlerinde kendilerini yeniden aktif hissediyorlar. Alışveriş merkezleri kadının yanında erkek olmadan dolaşabileceği en rahat mekan olarak gösteriliyor.
Kazgan: Tüketimi pompalamak için sürekli açılıyorlar
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülten Kazgan, tüketimi artırmanın tüm dünyada amaç haline geldiğini belirterek, bunun önemli bir aracının alışveriş merkezleri olduğunu söyledi.
Kazgan, “Sabit yatırımı teşvik ederek, üretim kapasitesi yaratmaya gerek kalmıyor, çünkü o alanda kârlılık azalması var. Bu itibarla ekonomiye ivme verme kaynağı ikiye iniyor; biri teknolojik buluş yapacaksınız ve onları uygulayacaksınız, o gereksinimle sabit yatırım oluşacak. İkincisi de tüketime ivme vereceksiniz” dedi.
Kazgan, şunları kaydetti: “Tüketimi pompalamanın yolunu bulmak lazım. Esnaf kanalından tüketimi fazla pompalamak mümkün değil. Dış dünyanın amacı, burada 70 milyonluk kitlenin 30 milyonu var ki birinci sınıf tüketici, 30 milyona yönelik mümkün olduğu kadar tüketim mallarını en lüks düzeyde, en pahalı fiyatlarla satabilmek. Dolayısıyla Türkiye içinden kaynaklansa da kısmen, büyük kısmı da dış dünyadan kaynaklanıyor.”