Ali Dinçer Dönemi: Kent İçi Ulaşımda Devrim



Türkiye'de yerel yönetimlerin tarihini inceleyen araştırmacıların, Ali Dinçer (1977-1980) dönemine ilişkin en önemli tespitlerinden biri belediye hizmetlerinde bir dizi "ilk"lerin gerçekleştirilmiş olduğudur.

Toplu taşıma öncelik
Ankara kenti bu dönemde kent içi ulaşımda yoğun yeni proje ve uygulamalarla tanışmıştır. Göreve gelinmesinin birinci ayında Türkiye'nin ilk "otobüs özel yolu" olacak Dikimevi-Beşevler otobüs özel yolu projelendirilip uygulamaya konulmuştur. "Kent ulaşımında yeni düzen", "ulaşımda insana öncelik", "pahalı ve dışa bağımlı ulaşım düzenine son" sloganları ile sunulan bu proje ile yolculuk süresi kısaltılırken, günlük taşınan yolcu sayısı artırılmış, yakıt ekonomisi sağlanmış, hava kirliliği azaltılmıştır. Bu projeyi yine Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilen Güvenpark - Dikmen ve Demetevler otobüs özel şeritleri izlemiştir.

Nisan 1979'da Türkiye Otomobilciler ve Şoförler Dernekleri Federasyonu iktidardaki Ecevit hükümetini "kontak kapama direnişi" ile tehdit etti. Bu gelişmeye karşı Dinçer yönetimi Ankara'daki kamu kurumlarının hizmet otobüslerinin kent içi ulaşımda kullanılmak üzere EGO eşgüdümüne verilmesini Bakanlar Kurulu'ndan istedi. Onay üzerine yapılan deneme işletmesi o kadar başarılı oldu ki hem dernek eylemden vazgeçti hem de bu araçlar daha sonra sürekli olarak kent içi ulaşımda kullanılmak üzere Ankara Belediyesi'ne devredildi.

Böylece bu araçlar ancak sabah ve akşam birer kez ve çoğu yarım kapasite ile personel taşırken artık tam gün Ankara halkının kullanımına sunulmuş oldu.

Türkiye, daha çok yolcu taşımayı hedefleyen "körüklü otobüs"lerle de ilk kez Ali Dinçer döneminde tanışmıştır.

Bir başka ilk de "ekspres servis" uygulamasıdır. Sadece az sayıda ana durakta duran esnek güzergah işletmesi ile doruk saatlerde yolculuk süresinin kısaltılması ve daha çok yolcu taşınması gerçekleştirilmiştir.

Kent içi ulaşımda yaşanan sorunları, çözüm yollarını ve yenilikleri tartışmak üzere yabancı ülkelerden ve üniversitelerden uzmanların da katılımı sağlanarak 1. ve 2. Toplutaşım Kongreleri yapılmıştır. Aradan 30 yıl geçmiş olmasına karşın adı geçen kongre kitaplarında ve bildirilerinde yer alan görüşlerin hala tekrarlanıyor olması Dinçer dönemi belediye yönetiminin ne kadar ileri görüşlü olduğunun bir başka kanıtıdır.

İlk kez bir belediyede "Kent İçi - Ulaşım Politikası ve Uygulama İlkeleri" metni hazırlanarak onaylatılmış ve uygulamaya konulmuştur. Böylece ulaşım alanındaki öncelikler gerekçeleri ile birlikte belirlenmiş ve ilan edilmiştir.

Toplu taşımın önemini ve önceliğini kamu oyuna duyurmak ve duyarlılık yaratmak için bir dizi broşür basılmış ve programlar yapılmıştır. Bugünkü çoğu belediye yöneticilerinin kamuoyundan kaçırdıkları gizli ulaşım projelerinin tam tersine, o dönemde projeler uygulamaya konulmadan önce "katılımcı belediyecilik" ilkesi gereği üniversiteler, meslek odaları, yargı organları, muhtarlar vb kuruluşlara sunularak eleştiri ve önerileri alınmıştır.

Metro O'nun eseri
Türkiye'de bir ilk olarak kent içi ulaşım örgütlenmesi gerçekleştirilmiş, EGO bünyesi içinde "ulaşım planlama" ve "raylı sistem" daireleri kurulmuştur. Tümüyle Türk mimar, mühendis ve plancılar tarafından ilk ulusal metro projesi hazırlanmış ve 9 Eylül 1980 tarihinde temeli atılmıştır. Kızılay - Batıkent arasındaki 1. aşama, 3 gün sonra gerçekleştirilen, 12 Eylül darbesinin hışmına uğramış ve durdurulmuştur. Ali Dinçer ve EGO yöneticileri o günkü Demirel hükümetinden onay almadan işe başladıkları iddiası ile yargılanmıştır. Projeler bakanlıklara onay için sunulmuş fakat aradan 5 ay geçmesine karşın herhangi bir olumlu veya olumsuz yanıt alınamamıştı. Belli ki siyasi iktidar Türkiye'nin ilk metrosunu, kıt olanaklarla ve yerli mühendislik hizmetleriyle CHP'li bir belediye başkanının gerçekleştirmesini içine sindirememişti.

Nitekim projenin sunumu ve onayı için ziyaret edilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'ndan ayrılırken Bakanlık Müsteşarı (daha sonra Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı döneminde genel sekreterliğini de yapan) Necdet Seçkinöz "Belediyenin çalışmalarını yakından izliyoruz. Onay verirsek yapabileceğinize de inanıyoruz. Ancak burada vakit kaybetme. Patron evet derse onay veririz. Hayır der ise ya hayır deriz ya da oyalarız. Patron şu anda yurtdışı geziden dönüyor. Esenboğa'da yakalayabilirsin" demişti. "Patron"dan kasıt o günkü Başbakan Süleyman Demirel idi. Ali Dinçer arabaya atlar ve havaalanında Demirel'i yakalar. Metro için onay beklediklerini hatırlatır. Demirel her zamanki pişkinliği ile "Metroya sonra bakarız. Çöpler toplanıyor mu Reis?" der. Ve beklenen cevap bir türlü gelmez.

Ali Dinçer ve "ekibi" mahkemelerde aklandı. O tarihte belirlenen metro güzergahı daha sonra devreye giren Kanada mühendislik firmasının da uygun görüş vermesi ile Altınsoy döneminde yeniden ihale edildi. Bugün Kızılay - Batıkent arasında çalışan Ankara'nın tek metro hattı Ali Dinçer döneminde planlanan güzergahtır. Ankara halkının metro özlemine 10 yıl sonra ve artan yatırım maliyetiyle kavuşması belki de Ali Dinçer'i siyasi yaşamı boyunca en çok üzen olayların başında gelmiştir. Metroyu düzmece raporlarla durduranlar ve arkalarındaki siyasi iradenin değerlendirmesini tarihe bırakarak göçtü bu dünyadan Ali Dinçer...

Ethem ÖZBAKIR / Eski Elektrik Gaz Otobüs (EGO) İşletmesi Genel Müdürü