Ado Madencilik Elektrik Üretim San. ve Tic. A.Ş. firmasının Kumluca İlçesi Büyükalan Mahallesi'nde, Alakır Nehri üzerinde inşa etmeyi planladığı Alakır 2 HES projesi için Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nce verilen 'ÇED Gerekli Değildir' kararına karşı 2010 yılında iptal davası açıldı. Karacaören Doğa Kültür ve Turizm Derneği ile bölgede yaşayan Tuğba Pınar Günal ve çok sayıda doğaseverin Antalya Valiliği aleyhine açtığı davada, Antalya 2'nci İdare Mahkemesi, 'ÇED Gerekli Değildir' kararını iptal etti.
Kazanılan dava süre ve ehliyet gerekçeleriyle kaybedildi
DHA'nın haberine göre, temyiz edilen davaya bakan Danıştay 14'üncü Dairesi yerel mahkemenin kararını onadı. Şirketin başvurusu üzerine ancak aynı daire karar düzeltme aşamasında, yerel mahkemenin ÇED Gerekli Değildir raporunu iptal eden kararı ehliyet yönünden bozarak, yerel mahkemeye geri gönderdi. Antalya 2'nci İdare Mahkemesi süre aşımı ve bazı davacıların da ehliyet yönünden dava açamayacakları gerekçeleriyle bu kez iptal talebini reddetti.
Karar düzeltme aşamasıyla tersine işlemeye başlayan süreçte yerel mahkemenin ret kararı Danıştay'a bu kez davacılar tarafından temyiz edildi. Ancak Danıştay 14'üncü Dairesi bu kez yerel mahkemenin ret kararını onadı.
Aynı daire sit alanı ilan etmişti
Bölgedeki HES'lere yönelik yürütülen diğer hukuki mücadeleler kapsamında 2014 yılında Alakır Nehri'nin doğduğu yerden denize döküldüğü yere kadarki alanın, tamamıyla '1'nci Derecede Doğal SİT Alanı olduğuna' ilişkin karar veren Danıştay 14'üncü Dairesi, bu kez verdiği ret kararıyla yapımı tamamlanan 4 HES bulunan Alakır Nehri üzerinde yeni bir HES projesinin önünü açtı.
Danıştay 14'üncü Dairesi bu kararında, bölgede yaklaşık 10 yıldır tapulu arazisinde yaşayan Tuğba Pınar Günal'ın, dava konusu projenin etki alanında kalan Kuzca Köyü'nde taşınmazı bulunduğu ileri sürülmüşse de, dosyada ve UYAP kayıtlarında buna yönelik herhangi bir bilgi-belge bulunamadığından, anılan davacı yönünden ehliyet nedeniyle reddi şeklindeki Danıştay tetkik hakiminin görüşüne yer verildi.
Önce kazandılar sonra kaybedildi
Danıştay 14'üncü Dairesi'nin son kararını değerlendiren davacıların avukatı Tuncay Koç, Danıştay'ın burada yeterli bir inceleme yapmadığını savundu. Tuncay Koç, Kuzca Köyü'nde oturan Tuğba Pınar Günal'ın tapusunun göz ardı edildiğini söyledi. Yine Karacaören köyünde ilan yapılıp yapılmadığına dair hiçbir araştırmaya girilmediğini de kaydeden Avukat Koç, “4 yıl önce karar düzeltme aşamasında bozulan bu dosyanın ehliyet ve süre yönünden reddedilmesi düşündürücü. Çünkü içerik yönünden biz haklıyız. Alakır Sit alanıdır, buraya HES yapılamaz" diye konuştu.
Devlet 10 yıl önce verdiği tapuyu yok saydı
Danıştay'ın gerekçesinde arazisi yok sayılan davacılardan Tuğba Pınar Günal ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Alakır'ın kaynağını borulara alıp yaşam alanımızın tam dibine kurmak istediği Alakır 2 HES santraline karşı açtığımız ve bilirkişi raporlarına istinaden 'çevreye telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğinden' dolayı esas yönünden kazandığımız dava, şirketin yaptığı itiraz sonucu Danıştay tarafından 'usul' yönünden bozuldu. Gerekçe ise inanılmaz. Devlet 10 yıl önce bize kendi elleriyle verdiği tapumuzu kendi kayıtlarında bulamamış. 'Proje alanında tapunuz yok, yaşamıyorsunuz, onun için dava açamazsınız' diyerek kazandığımız davayı düşürüp itiraza da kapatmış. Bir de üstüne 5 bin liralık dava masraflarını ödememize hükmetmiş. İnanılır gibi değil. Söyleyecek söz kalmadı. Vadinin koruma altına alınması kararı ise üç yıldır uygulanmıyor. Alakır'da kepazelik boyutuna gelen bu adaletsizlikleri duysun cümle alem."