Milliyet'ten Yavuz Karaman'ın haberine göre, HAS Mimarlık kurucu ortağı Ayşe Hasol, gelişen gayrimenkul sektöründe enerjiyi tasarruflu kullanan pasif binaların yerini aktif binalara bırakacağını söyledi. Pasif binaların su, elektrik ve yakıtları daha tasarruflu kullanarak doğaya en az zararı verdiğini ifade eden Ayşe Hasol, aktif binaların ise kendi enerjisini kendisinin üretebildiğini söyledi. Bu noktada aktif binaların çok daha öne çıktığını vurgulayan Ayşe Hasol, aktif binaların tasarlanmasında mimarinin çok önemli olduğunun altını çizdi.
Aktif binaların hayata geçirilmesinde iyi bir mimari projenin olmazsa olmaz olduğunu kaydeden Hasol, aktif binaların en iyi örneklerinden birinin Berlin’de, bir diğerinin ise Bahreyn’de olduğunu açıkladı.
Ayşe Hasol, Berlin’de bir konutun cephesinde güneş panellerinin kullanıldığını ve bu sayede evin ısıtıldığını ve arabaların şarj edilebildiğini söyledi.
Enerji üreten evler
Ayşe Hasol, Bahreyn’deki iki kulenin yelken şeklinde tasarlanarak rüzgardan enerji üretebildiğini belirterek, binanın ortasındaki rüzgar tribünleri sayesinde enerji ürettiğini anlattı.
Bu iki binanın aktif binalar için çok iyi örnek oluşturduğunu ve ipuçları verdiğini dile getiren Hasol, “Teknoloji ve mimari yaklaşımlar sürekli gelişiyor. Enteresan bir noktaya gidebiliriz. Gelecekte evler böyle olabilir. Enerji üretecek ve bunu tasarruflu kullanabilecek” dedi.
Berlin ve Bahreyn’deki örneklerin, mimari tasarımla şekillendiğini ve yenilenebilir enerji aygıtlarını bünyesinde bulundurduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Bu binalar, çok yeni olmakla birlikte veri üretmeye başladılar. Bu öncü binalardan elde edilen sonuçlar olumlu çıkarsa, yenilenebilir enerjilerin mimari estetikle buluştuğu örnekler artacak. Öte yandan, bu ilk örnekler beklentileri karşılamazsa yakın gelecekteki gündemimiz yeni arayışlarla biçimlenecek.”
Çalışmalar sürüyor
Ayşe Hasol, şimdilerde yeşil binalarla ilgili çalışmalar yapıldığını ama aktif binaları yavaş yavaş yeni projelere entegre etmek gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:
“Son yıllarda, binanın kendi enerjisini üretip, kent şebekesine aktarması özellikle gelişmiş ülkelerin politikalarına dahil oldu. Kalın yalıtımlı duvarların binada yer kaybına neden olması gibi pasif binalarda görülen olumsuzluklar, aktif binalarda giderilebildiğinden, aktif binalara ilgi artıyor. Üstelik mimari tasarım ile yenilenebilir enerji unsurlarını bütüncül tasarlamak mimarlar adına ilave bir ustalık gerektiriyor.”
Örnek ülke Almanya
Ayşe Hasol, dünyada 1850-1900 verilerine oranla 2 derecelik bir sıcaklık artışının büyük sorunlara yol açacağını belirterek, şöyle konuştu:
“2020 yılından itibaren karbon salımının azalması gerekiyor. Hükumetlerin bu vahim veriler karşısındaki aldıkları önlemler göstermelik dahi denemeyecek kadar yetersiz. Bu kapsamda Almanya’yı örnek ülke olarak anmakta yarar var. Almanya, 2011 yılında, nükleer santrallarının yarısını kapatarak yenilenebilir enerjiyi destekleme kararı aldı. Böylelikle karbon salımını, 2020 itibarıyla 1990 düzeyinin %40 altına çekebilecekler.”
Alternatif yatırımlar gündemde
Ayşe Hasol, geleneksel gayrimenkuller olarak kabul edilen konut, AVM, otel ve ofis yatırımlarının dışında, toplumun yeni ihtiyaçlarına yönelik alternatif gayrimenkul yatırımlarının gündeme geldiğini söyledi. Rekabete ve ekonomik krizlere oldukça hassas olan geleneksel gayrimenkul yatırımlarının yerini yenilikçi arayışların aldığını ifade eden Hasol, şunları anlattı:
“Günümüzde, veri merkezleri, operasyon merkezleri, yurtlar, yaşlı evleri gibi geleneksel olmayan yatırımlar alternatif gayrimenkul yatırımları olarak anılıyor. Son dönemde ağırlıklı olarak alternatif gayrimenkul yatırımları projeleri üzerinde çalışıyoruz. Bu kapsamda ING Bank Operasyon Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi AR-GE merkezi, Bio İstanbul İnnovasyon Kampüsü gibi teknolojinin öne çıktığı binaları tasarladık.”