Karadeniz'deki derelerin hidroelektrik santrallerden (HES)
kurtarılması için mücadele eden Karadeniz İsyandadır grubu ve
Çoruh Aksu Vadisi Koruma Platformu, yarın (25 Kasım)
Aksu Vadisi'ne giren Borusan şirketini
protesto etmeye hazırlanıyor. Gruptan yapılan açıklamada, "Aksu vadisini yerle
bir eden Borusan sanata verdiği sözde önemi ne yazık ki yaşama vermiyor.
Suyumuzu, toprağımızı canlı yaşamını yok etmekte bir an olsun tereddüt etmiyor.
Gitmeli ve görmelisiniz! Aksu Vadisi'nin ağaçları, coşkun Çoruh ve kırmızı
benekli alabalık can çekişiyor" denildi.
Şirketi Çoruh Aksu Vadisi'ni HES yoluyla yok etmeye çalışmakla suçlayan
platform üyeleri, Borusan Filarmoni Orkestrası'nın 25 Kasım
saat 20.00'de Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre Merkezi'nde
konser verirken, "Aksu Vadisi'ndeki öldürülen alabalıkların, kesilen ağaçların,
bölgenin coğrafyasını toptan değiştiren ve insanların mezarlarını bile yıkıp
geçen iş makinelerinin fotoğraflarıyla Borusan'ın doğa katliamını" dışarıda
deşifre edeceklerini bildirdi.
Eylemin müzisyenlere değil Borusan'ın sanatı besleyen insana ve doğaya olan
yıkımına karşı bir eylem olduğunun altını çizen grup üyeleri, "Bizler bütün bu
sanata olan desteğin yıkımla, canlıların, derelerin, vadilerin, kültürlerin, yok
edilmesiyle elde edildiğini dile getiriyoruz. Şirketin kapısına dayanacağımız
günler ise çok yakın" mesajı gönderdiler.
Aksu Vadisi niçin önemli?
Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olduğu için, " Kamp yapanların ve vadi
halkının yüksek sesle müzik dinlemesinin bile yasak olduğu", zengin bir
biyoçeşitliliğe sahip bir SİT alanı ve dünya ölçeğinde korunması gereken 305
önemli doğa alanından biri olan Çoruh Aksu Vadisi'nde 49 yıllığına santral
işletecek olan Borusan şirketinin patlattığı dinamitlerle HES tünellerinden
çıkan on binlerce ton moloz dere yatağına döküldü.
Bu molozla önce dere yatağında herkesin ortak kullanımındaki ceviz, meyve
ağaçları, meralar ve canlı yaşamı son buldu. Bunu kırmızı benekli alabalıkların
ölümü izledi. Grup üyeleri Çoruh Aksu vadisinde yaşayan bir vatandaşın orada
yaşananlara dair yazdığı mektubu da paylaşarak, tehlikeye dikkat çekiyor ve
herkesi bu eyleme destek vermeye çağırıyor:
"Arkadaşlar bunlar bize çok çektirdiler. Aksu'yu delik deşik etmeleri
yetmedi... Kevgiri bilir misiniz? Kevgire çevirdiler. Yolu genişletiyoruz diye
mezarlıkları altüst ettiler, kemikleri toplayıp dolgu malzemesi olarak
kullandılar. Köylünün bağı, bahçesi, mahsulü balçıkla sıvandı. Suyla taşınan
tünel inşaatı atıkları tarım yapılan tarla zeminlerinde kalın beton tabakaları
oluşturdu.
"Mahsul daha ışığı göremeden kurudu. Tünellerden çıkan kimyasal atıkları
borularla Aksu çayına akıttılar, Aksu'nun tam kalbine. Uyardık, tepki gösterdik.
Balıklar zehirlenecek dedik, zehirlenip öldüler. Taş kırma makinesinin olduğu
dönemde gökyüzü tozdan görünmüyordu, Nisan'da çamur yağdı tepemize. Tünelden
çıkardıkları hafriyatı vadi tabanına boşalttıkları gibi asırlık ceviz ağaçları
kepçelerle köklediler.
"Şimdi de yüksek gerilim ile cebeleşiyoruz. Başımıza gerilim ağını örmeye
başladılar bile. Biliyor musunuz Aksu'da çocuklar dinamit sesleri altında,
kafalarında kaskla okula gidiyorlar..."