Onun Adı 'Galeri Baraz'



Türkiye'de resim piyasasının en eski ve önemli galericilerinden Yahşi Baraz, 30'uncu yılını kutluyor. Baraz: Bugün 500 bin dolar eden resimleri o zamanlar 100-200 dolara satardık! Tüm güçlüklere rağmen Türkiye'de sanat pazarı oluşmasını sağlamış, bu pazarın içinde varlığını koruyabilmiş az sayıdaki isimden biri Yahşi Baraz. Kurulduğu 1975 yılından bu yana kimler gelmiş, kimler geçmiş 'Kurtuluş, No: 191'den... Sanat sohbetlerine, alışverişlere, büyük dostluklara olduğu kadar, büyük kırgınlıklara da tanık olmuş bu babadan kalma binanın 100 yıllık duvarları. Arada bir batacak gibi olsa da, eninde sonunda yüzmeyi becermiş 30 yıl boyunca gemi ve tabii onu terk etmeyi aklından bile geçirmeyen kaptanı Yahşi Baraz...

Yahşi Baraz'ın 'deli cesareti' ile adım attığı galericilik mesleğinin temelleri New York'ta atılmış. New York'a ayak bastığında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde seramik eğitimi almış genç bir sanatçı adayıymış Yahşi Baraz: "1974'te Soho'da galeriler açılmaya başladığında ben de Unicorn adlı galeride çalışmaya başlamıştım. Akşamları insanlar limuzinleriyle geliyorlardı. Biz de orada resim sarıyoruz, camları, yerleri siliyoruz. Ben resmi arabaya koyar, teslim ederdim. Bir nevi 'ofis boy' gibi. Ama iddialıyız, bir şey olacağız sanıyoruz. Amerika'da hiçbir şeysiniz tabii. Ama arkamda eğitimim vardı. Ben o hızla Türkiye'ye geldim 1975'te ve galeriyi açtım."

Kurtuluş'ta halen Galeri Baraz'ı ağırlayan, doğduğu binanın giriş katında işe başlar. Sanat tarihçisi, eleştirmen Sezer Tansuğ yakın arkadaşıdır Yahşi Baraz'ın. Uzun uzun sohbetler ederler galeride. Başka da gelen giden yoktur.

Ailenin haylaz çocuğu
Babası başlangıçta anlam veremese de galericilik hevesine, sonunda binayı verir Yahşi Baraz'a. Bürokrat bir ailedir Barazlar ama, herkes kabullenmiştir onun 'haylaz çocuk' olduğunu. Takvimler 1970'lerin sonunu 80'lerin başını gösterdiği yıllarda, Türkiye 'bunalım'ın içindeyken, sosyal ortam haline gelmiştir galeri. Resim satışları hareketlenmiştir yavaş yavaş. "O zamanlar resimlerin fiyatları 100 ila 400 dolardı. Bugün 200 bin ila 500 bin dolar olan resimler bunlar. Kimse resminin değerini bilmiyordu. Biz de çok küçük fiyatlar koyar üzerine öyle satardık. Ancak o ayı geçirirdik. Hatta geçiremediğimiz çok oldu."

1976'da yaşadığı bir olay dönem hakkında hem bir ipucu hem de meslek hayatında dönüm noktasıdır: "İbrahim Çallı'nın başyapıtlarından biri ile karşılaşmıştım. Elimdeki birikimle onu satın aldım. Ancak bu eseri satabileceğim birini bulmak hiç de kolay değildi. O sıralar Kamil Şukun Adam dergisini çıkarıyordu ve ben de oraya ilan verdim. Suna ve İnan Kıraç aradı ve galeriye resmi görmeye geldi. Bu ilk karşılaşmamızdı onlarla. Tablo o dönemin parasıyla 72 bin 500 lira idi. Bana tablo karşılığında araba vermeyi teklif ettiler ancak benim o arabaya koyacak benzin param yoktu ve tekliflerini geri çevirdim. Ödemeyi hemen ertesi gün yaptılar ve yıllar süren ilişkimiz böylelikle başlamış oldu. Şu an o tablonun değeri 500 bin dolar. Bu aynı zamanda sanat eserine akıllıca yatırım yapmanın hikâyesidir."

Kurtuluş No: 191
Bugün modern Türk sanatının köşe taşları olan isimler Galeri Baraz'da açılan sergiler aracılığıyla izleyicisiyle buluşur. Kimler yoktur ki listede Mehmet Güleryüz, Ömer Uluç, Sabri Berkel, Refik Epikman, Can Göknil, Adnan Çoker, Nuri İyem, Bedri Baykam, Neşet Günal, Burhan Doğançay... Baraz, kişisel sergilerin yanı sıra 'Türk Resminde Natürmort', 'Türk Resminde Çıplak', 'Türk Resminde Figür ve Portre', 'New York İstanbul' gibi konulu 'karma'lar da açar ve karma resim sergilerine farklı bir bakış getirir. Üstelik bu sergilerin bazılarını yurtdışına da taşır.

Ali Koçman, Şeci Edim, Erol Aksoy, Halil Bezmen, Mustafa Taviloğlu, Aykut Hamzagil, Aykut Kazancıgil, Suna-İnan Kıraç, Oya-Bülent Eczacıbaşı, Sema-Barbaros Çağa, Muhsin-Zeyno Bilge, Mehmet-Neriman Şahin, Sevda-Can Elgiz, Sakıp Sabancı, Arzuhan-Mehmet Ali Yalçındağ, Hakan-Banu Çarmıklı, Monik-Can Benardete.. ilk nefeste akla gelen koleksiyonerlerdir 'Kurtuluş No: 191'e yolu düşen, belki koleksiyonlarının en nadide parçasına kavuşmak için.
Galeri Baraz, Yahşi Baraz demek. O olmadan da işler yürümeyecek gibi. Baraz'a 'Ne olacak bundan sonra?' diye soruyoruz: "Türkiye'de pek çok kurumda olduğu gibi burada da kurumsallaşma sorunu var. Benden kaynaklanıyor bu da. Hep 'one man show' yaptım, kendi kişiliğimle ve karşılıklı güvenle yürüttüm işleri. Ben ölürsem Galeri Baraz dağılır."

Türk sanatının belleği
Yahşi Baraz'ın sanat ve sanatçılarla ilgili inanılmaz bir arşivi bulunuyor. Üstelik sadece tablolardan oluşmuyor. Yanından ayırmadığı bir tek şey var. O da fotoğraf makinesi. Çalışma odasının duvarları koleksiyoncuların ve sanatçıların fotoğraflarıyla kaplı. 'Alıcısıyla, satıcısıyla ve sanatçısıyla', Türk sanatının başrol oyuncuları ve figüranları o duvarlardaki yüzlerce fotoğraftan sizi selamlıyor.
Sekiz katlı binanın her köşesinde sizi şaşırtacak bir ayrıntı bulunuyor. Ama kütüphane ile karşılaşınca nefesiniz kesiliyor.

Dünyanın her yanından edindiği binlerce sanat kitabından oluşuyor bu kütüphane. Araştırmacılara da kapısı ardına kadar açık. Bir de gemi telefonu koleksiyonu var sözünü etmeden geçemeyeceğimiz. Bu da gemiyi terk etmeyeceğinin bir işareti olsa gerek...

'30. Yılında Galeri Baraz' başlıklı karma sergi 14 Aralık'a kadar görülebilir.
Bilgi için Tel: 0212 225 47 02