Gelecek yıl gerçekleştirilecek yerel seçimler için hazırlıklara başlayan AKP, ilk adımı belediyeleri yeniden düzenlemeye karar vererek attı. "İlk kademe ve belde belediyelerinin lağvedilmesi ve oluşturulacak yeni ilçelere bağlanması"na yönelik yasa tasarısı hazırlayan AKP, "sınır düzenlemelerini nüfusa göre belirlediğini ve nüfusu fazla belediyeleri bölerek daha iyi hizmet götürmeyi amaçladığını" savunuyor. Ancak AKP'nin bu girişimini İstanbul milletvekilleri, belediye başkanları, meslek odaları ve sendikalar, "AKP'nin bazı ilçe ve beldeleri birleştirerek, muhalif olanları ise bölerek İstanbul'un tümünü ele geçirmeyi amaçladığı" görüşünde birleşiyor.
'Öncelikli sorunlar var'
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, kentin haritasının yeniden çizilmesinden önce nüfusunun doğru tespit edilmesi gerektiğini belirterek "İstanbul'un ilçeleri yeniden düzenlenebilir. Buna karşı değiliz, fakat bu siyasi rant malzemesi olarak görülmemeli. İstanbul'un deprem, ulaşım, susuzluk gibi öncelikli çözülmesi gereken sorunları var. Kentin öncelikli sorunları dururken bunu tartışmak İstanbul için haksızlıktır. İstanbul'un bazı beldeleri ilçe nüfusundan daha büyük. Fakat bu düzenlemelerin yerel seçime bir yıl kala yapılması düşündürücüdür" dedi.
DSP İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert, "Bu değişikliklerin siyasi kaygılarla hazırlanması endişesi taşıyoruz. Şehirlerin modernleşmesine köylerden başlanması gerekli. Belediyelerin ortadan kaldırılması, bu merkezlere doğrudan kaynak aktarımının önüne geçmek demek olacaktır. Mevcut belediyelerin korunması veya en azından yalnızca nüfus kriteri yerine onunla birlikte bölgesel gelişmişlik, hizmet kolaylığı, yöresel özellikler de gözetilerek bir düzenlemeye gidilmesi daha doğru olacaktır" diye konuştu.
'Amaç, ilçeleri etkisizleştirmek'
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, "Kadıköy'den oy alamayacaklarını anlayan hükümet oturduğu yerden siyasi hesaplar yapıyor. Kadıköy'ü bölüp AKP'ye görece daha fazla oy veren Fındıklı ve Ümraniye ile birleştirmek istiyor" dedi. İstanbul'daki ilçelerin bölünmesine karşı olmadıklarını, nüfus artışından kaynaklı sorunların aşılması için ilçelerin bölünebileceğini belirten Başkan Öztürk, bu değişikliğin oy hesabı içine düşülmeden, samimi olarak "daha iyi hizmet" amacıyla yapılması gerektiğini söyledi. Öztürk, nüfus fazlalığının bahane edilerek bazı ilçe belediyelerinin de etkisizleştirilmek istendiğini kaydetti. AKP'nin tavrının "samimi" olmadığının örneklerinin verilebileceğini belirten Öztürk , "Bir yanda 750 bin nüfuslu Kadıköy'ü nüfus fazlası var diye bölüyor. Diğer yandan Eminönü'nü Fatih'le birleştirip 1 milyon nüfuslu yeni bir ilçe yaratıyor. Kadıköy'den oy alamayacaklarını anlayan hükümet, oturduğu yerden siyasi hesaplar yapıyor. Kadıköy'ü bölüp AKP'ye görece daha fazla oy veren Fındıklı ve Ümraniye ile birleştirmek istiyor" diye konuştu. Kadıköy'de AKP'ye oy veren yurttaşların da ilçenin bölünmesini istemediklerine dikkat çeken Öztürk, "Kadıköy ismiyle marka olmuş bir ilçe. İnsanlar bugün Kadıköy'de oturmak için ev sahibi oluyorlar. Kimse bir anda bu insanlara 'Siz artık Kadıköy'de oturmuyorsunuz' diyemez" ifadesini kullandı.
AB kriterlerine ve anayasaya aykırı'
Bahçeşehir Belde Belediye Başkanı Kemal Aydın, tasarı kapsamında Bahçeşehir'in Esenyurt ve Kıraç beldeleriyle birleştirilerek 1 milyon nüfuslu bir ilçe haline getirileceğini belirterek Avrupa'nın en başarılı 25 belediyesinden biri seçilen Bahçeşehir Belediyesi'nin yok edilmeye çalışıldığını söyledi. Uygulamanın Avrupa Birliği kriterlerine ve anayasaya aykırı olduğunun da altını çizen Aydın, "Hükümetin projesi demokratik değil" dedi. Aydın, "Bahçeşehir, Türkiye'de AB Avrupa Şeref Bayrağı ödülüne sahip tek belediyedir. Bu bölge gecekondulardan ve çarpık kentleşmeden arındırılmış tek model. Siyasi kaygılarla hazırlanan tasarı bu model projenin öldürülmesidir. Avrupa Yerel Yönetimleri Özerklik Şartı Sözleşmesi'nin 5'inci maddesi yerel yönetimlerin sınırlarının ancak referandumla değiştirilebileceğini söylüyor. Bu değişiklikler insanların kimliklerini, değerlerini de yok edecektir. Bu denli önemli bir değişikliğin halka sorulmadan yapılması demokrasiye aykırıdır" açıklamasında bulundu.
Sözen: Referandum yapılmalı
Eski İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Nurettin Sözen , AKP'nin bu girişimine iki nedenle kesinlikle karşı çıktığını belirterek "Öncelikle yöntem ve zamanlama yanlış. Bu konunun seçim sürecinde gündeme gelmesi, AKP'nin kendi şansını arttırma amacını taşıyor. 5 yıldır neden yapmadınız da şimdi yapıyorsunuz? Maalesef geçmişte de buna benzer uygulamalar yapan siyasetçiler vardı. Ama bu çok yanlış" dedi. Kentlerin, yönetim bilimine göre şekillendirilerek yönetilmesi gerektiğine dikkat çeken Sözen, şunları söyledi: "İstanbul büyüdü, bölelim, Ankara büyüdü bölelim... Bunlar bilimsellikten uzak, palyatif çözümler. Oysa yönetim bilimi büyük kentlerin nasıl yönetileceğini belirler. Türkiye'deki büyük kentler de bölerek yönetilmez. Ayrıca Türkiye'nin de altına imza attığı Paris Şartı'na göre, ilçelerde statü değişikliği yapılırken mutlaka referandum yapılmalı."
'Neden Fatih değil de Kadıköy?'
AKP'nin tasarısındaki çelişkiye dikkat çeken eski İBB Başkanı Ali Müfit Gürtuna da "Bir yandan ilçeleri birleştirmeyi, bir yandan bölmeyi öngörüyorlar. Mesela neden sadece Kadıköy bölünüyor da nüfusu çok olan Bağcılar ya da Fatih için aynı şey yapılmıyor" diye sordu. Gürtuna, "Siyasi fayda amacı taşıyan düzenlemelerin, halka faydası olmaz. İstanbul'u ele alırsak, kent yağmalanıyor, talan ediliyor. İstanbul'u öldürüyoruz, sonra makyaj yapıyoruz. Ölüye makyaj olur mu? Öncelikle bu kentin inleme seslerine kulak vermeli, buna çözüm üretmeliyiz. İstanbul için bir şey yapmak istiyorlarsa, bu kenti harcamaktan vazgeçsinler" diye konuştu.
Şehir planlamacıları: Siyasi ve rant odaklı
Şehir Planlamacıları Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, yıllar önce siyasi rant amacıyla oynanmış bu oyunun tekrarlanmak istendiği, ilçe sınırları oluşturulurken somut, teknik ve bilimsel ölçütler yerine siyasi amaçların ön plana çıktığını vurguladı. Odadan yapılan açıklamada, siyasi ve rant odaklı ilçe sınırı oynamalarının en yakın zamanda gerçekleşen örneğinin de Gökkafes olduğu belirtilerek "Ayrıcalıklı imar haklarına sahip bu yapının hayata geçirilmesi için ilçe sınırları ile birçok kez oynanmış ve yapı meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Aynı oyun, yerel seçimlerin yaklaştığı bugünlerde, seçim sürecine yönelik olarak tekrar edilmektedir. Oy potansiyelinin yüksek olduğu belli noktalarda yerel yönetimleri parçalayarak güçlenmek isteyen hükümet, çözümü ilçe sınırlarıyla oynamakta bulmuştur. Oysaki ilçe sınırlarını değiştirmek, bu derece acele ile masa başında yapılabilecek bir iş değildir" denildi. Açıklamada, İstanbul'daki birçok belediyenin kendi sorumluluk alanı içinde yeterli derecede verimli olamaz ve etkin bir yapılanmayı sağlayamazken ilçe sınırlarının yeniden çizilmesi ile bir yönetim zaafiyeti yaratılacağına dikkat çekildi. Özellikle Tarihi Yarımada'daki kültürel zenginlikleri korumakla görevli yerel yönetimin sorumluluk ve yetki alanı büyütülürken zaten az olan etkinliğin daha da azaltılacağı belirtilen açıklamada, "Kadıköy gibi ilçelerin bölünerek yeni ilçeler oluşturulması da mevcut kent yönetim sistemini parçalayarak yerini yeni, güçsüz ve deneyimsiz yönetimlere bırakacak ve mevcut yönetim sistemi daha da zayıflayacaktır" denildi.
Tüm Bel-Sen: Zamanlama dikkat çekici
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Sekreteri Mümtaz Başar, AKP'nin bu girişiminin zamanlamasına dikkat çekerek "Hükümet, yaklaşmakta olan yerel seçimde bu girişimi, kendisini yerelde iktidara taşıyabilmenin aracı olarak kullanıyor" yorumunu yaptı. Türkiye'deki bazı belediyelerin, geçmişte siyasi yatırım aracı olarak kullanıldığını, bazı siyasetçilerin oy için belediye kurduğunu anlatan Başar, "Öyle belediyeler var ki tabelası, başkanı ve bir-iki de çalışanı var, borç içinde. Bunlara bir düzenleme getirilmeli. AKP bu konuyu, 2004'teki yerel seçimden hemen sonra gündeme getirseydi, bilimsel bir çalışma yapılsaydı, konunun tüm taraflarının görüşleri alınsaydı kabul edilebilirdi. Ancak şimdi ortada bir art niyet var" dedi.