Kültür Bakanı Günay, Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamada,
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın AKM için 'Yaptırmadılarsa, yapma' dediğini söyledi.
Bakana göre, 'iş inatlaşmaya döndü'
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay açık konuştu:
Atatürk Kültür Merkezi’nin iki yıldır kapalı kalmasıyla ilgili tartışmaya
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katıldı. Önceki gün Kültür
Sanat-Sen öncülüğündeki sivil toplum kuruluşları Bakanlığı suçlamıştı.
Dün (24 Temmuz) de Günay, ‘Protesto edenleri protesto
ediyorum’ diyerek onlara cevap verdi ve 2010 Ajansı’nı
da eleştirdi.
Bakan Günay’ın dün Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklama, meselenin Başbakan
Tayyip Erdoğan’da düğümlendiği görüşlerini de teyid eder nitelikte. Günay,
Başbakan’ın ‘Yaptırmadılarsa yapma’ dediğini söyledi. AKM’nin
yenilenme ihalesini durduran mahkeme kararının ardından 2010 Ajansı’yla
görüştüğünü, en azından gerekli teknik onarımın yapılıp binanın açılmasını
istediğini söyleyen Günay, bundan sonraki süreci şöyle anlattı: “Teknik
çalışmanın maliyeti 70 milyon TL civarında. (...)
‘Tamirat için bu kadar para mı vereceğiz’ diye direndi. Durumu
ajansın Koordinasyon Kurulu Başkanlığı’nı da yapan Hayati
Yazıcı’ya da ilettim, o da mırın kırın edince Başbakan’a söyledim.
Başbakan da ‘Sen bunu 70 milyona yaptırmayacak mıydın?’ dedi ‘evet’ dediler.
‘Bunu yapan firma değil miydi?’ ‘evet’ dedi. ‘Kuruldan geçmedi mi’ ‘evet’ dedi.
Sonuçta ‘Yaptırmadılar mı yapma’ dedi Başbakan. İş inatlaşmaya döndü.” (Kültür
Sanat)
‘Ne yapılacaksa bir an önce yapılsın!’
Halil Ergün (Oyuncu): İstanbul uzun zamandır gerçek bir
kültür merkezi yoksunluğu çekiyor. Dünyaca da önem kazanan bir kültür sanat
merkezi olma sürecine girmiş bir kentin bir opera, bale ve tiyatro merkezinden
yoksun kalması çok hüzün verici. Tamir onarım ya da yapım ne gerekiyorsa bir an
önce yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum ve bir an evvel hayata geçmesini
diliyorum.
Cüneyt Türel (Oyuncu): Akıl bağlanması diyorum ben buna.
Başka bir açıklama yapamı-yorum. Öyle gerekçeler duydum ki bunlara inanamıyorum.
Yani bir lokanta açılması uygun görülmediği için dava edilmiş de onarımın
durdurulması buna bağlanmış da aslında zaten orada bir sanat kuruluşu
istenmiyormuş bunların hepsi bahaneymiş de... Bütün bunlar Türkiye’nin bugününe
yakışmayan şeyler. Eğer birinci şık doğruysa bu gerçek akıl bağlanması. Çünkü
bütün dünyada kültür merkezleri sabahın 10’unda açılır, gece ikilere kadar orada
hayat sürer, insanlar gelir yemeğini yer, konserini dinler. Hayat bunu zorlar.
Eğer hayatın zorlayışına karşı direniliyorsa bu işe karar veren insanlar zaten
hayatın dışına çıkmışlar demektir. Ama hayatın içindelerse lütfen baksınlar,
özendiğimiz batı dünyasındaki kültür merkezlerinin nasıl çalıştığına baksınlar.
Kütüphaneleriyle, video kulüpleriyle, restoranlarıyla küçük konser
salonlarıyla... Bunların önüne engel çıkarılarak orada bir kültür sanat merkezi
hiç yapılmasın, başka bir şey yapılsın. Gayet güzel bir alışveriş merkezi
olabilir mesela ya da Taksim anıtını da söksünler atlıkarınca konsun... Bu
işlere karar veren insanlara Allah akıl-fikir versin...
Tuncel Kurtiz (Oyuncu): AKM’nin iki yıldır kapalı
kalması korkunç bir şey. Daha çok kültür binaları açılması gerekirken, sinema,
tiyatro, konser salonları açılması gerekirken bu kadar önemli ve gerekli bir
yerin iki yıldır kapalı kalması, korkunç bir felakettir.
Oya Baydar (Yazar): Bu tek taraflı bir olay değil.
Koruma kurullarından tutun da Kültür Bakanlığı’na, sivil toplum kuruluşlarına
kadar her kesin bence bir payı oldu böyle kalmasında. Her şeye muhalif olmak
üzerinden gidildi, yapıcı olarak ‘ne yapılabilir’ diye oturulup konuluşamadı ve
işler bu raddeye gelince de her şey daha kötü oldu. Orada kapalı duran bir
merkez var, kullanılamıyor. Herkesin, hepimizin, sanat çevrelerinin de
savsaklayıcı ve yıkıcı sonuçlara ulaşan yanlış tavırları olduğunu düşünüyorum.
Nevzat Sayın (Mimar): İktidarlar artık kültürle ilgili
birşey istemiyorlar diye düşünüyorum. Tartışmalara rağmen hiç bir şey yapılmadan
duruyorsa tıpkı kendi kaderine terkedilen, eski yalılar gibi yıkıp apartman
yapmak isterler. Ama yasalar buna izin vermez, o kendi haline bırakılır, bir gün
ya çöker ya yanar konu da kapanmış olur. Olağanüstü bir yer, oraya alışveriş
merkezi yapılabilir, üst katlarına rezidans yapılabilir, home ofis olabilir
böylece çok büyük kazançlar elde edilir. Başka nasıl bir nedeni olabilir ki? Tüm
söylenenlerin hikâye olduğunu düşünüyorum. Bu konu bir süre sonra kapansın,
herşey bitsin diye bekliyorlar. Ne Anıtlar Kurulu’nun ne Kültür Bakanlığı’nın,
ne iktidarın ne de Mimarlar Odası’nın hiç bu konuyla derin ilişkisi olduğunu
düşünmüyorum; mimarı dışında tabii...