Türkiye’nin ilk nükleer santralinin yapımını üstlenen Rusya
Akkuyu’da tüm zamanların en gelişmiş, en güvenli, en çevre dostu ve 9
şiddetindeki depremde ya da 400 tonluk uçağın çarpmasıyla bile zarar görmeyecek
en dayanıklı santralini kurma sözü veriyor. Japonya’daki
Fukuşima santralında meydana gelen felaketin, uluslararası
kamuoyunda nükleer enerjinin yeniden sorgulanmasına yol açması üzerine Rus
devlet kuruluşu “Rosatom” yabancı gazeteciler için
Kalininskaya Nükleer Santrali’ne(KAES) gezi düzenledi. Türk,
Çinli ve Polonyalı gazetecilerin davet edildiği gezinin amacı, kurulduğu 1984
yılından beri en küçük bir kazanın meydana gelmediği, Rusların “dünyanın en
güvenli santrali” dediği Kalininskaya’yı tanıtmak ve “nükleer enerji
propagandası” yapmaktı.
KAES’in Türkiye’yi asıl ilgilendiren yönü ise Mersin Akkuyu’da kurulacak
santrale çok benzemesi, hatta neredeyse “ikiz”i olması. Şu anda üç reaktörle
çalışan santralin yapımı devam eden ve yıl sonunda devreye girecek dördüncü
reaktörü de Akkuyu ile aynı teknik özellikleri taşıyacak. İkisi de üçüncü nesil
olan iki santral arasındaki tek fark Kalininskaya’nın reaktörlerinin 1000’er
megavat olan gücünün Akkuyu’da 1200’e çıkacak olması.
Radyasyon değişmedi
Santral, Moskova’dan 350 kilometre uzaklıktaki Tver bölgesine bağlı
Udomlya kasabasında, aynı adı taşıyan gölün yanına kurulmuş.
Tüm nükleer tesislerde olduğu gibi sıkı güvenlik önlemleri uygulanıyor,
çalışanlar giriş ve çıkışlarda kimlik kartlarını gösteriyor, özel turnikelerden
şifrelerini girerek geçiyor ve her seferinde üzerlerindeki radyasyon otomatik
olarak ölçülüyor. Ortalama maaşın 40 bin ruble (yaklaşık 2 bin 200 lira)olduğu
santralda çalışanlar için pek çok sosyal hak var. Başmühendis Mihail
Kanışev, Kalininskaya Nükleer Santrali’nin “1 numaralı” sorumlusu. 27
yıl önce hizmete giren “KAES”te en küçük bir kaza bile yaşanmadığını, bu nedenle
dünyanın en güvenilir santralı olduğunu söylüyor. Kanışev ayrıca, “Santral
kurulmadan önce bu bölge radyasyon oranı neyse, şimdi de aynı, en küçük bir
artış olmadı” diyor. Kalininskaya, Akkuyu’ya benzer şekilde WWER (su ve su
soğutmalı reaktör) olarak adlandırılan teknolojiyi kullanıyor ve ihtiyacı olan
suyu yanına kurulduğu gölden alıyor. Sıcak su boşaltarak gölün doğal dengesini
bozmamak için iki devasa soğutma ünitesi kurulmuş.
Türkiye’nin seçimi
Başmühendis Kanışev, “hızlı nötron reaktör”ün (BN) geliştirildiği bir dönemde
Türkiye’nin Akkuyu için seçimi “WWER” tipi reaktörden yana yapmasıyla ilgili
soruyu yanıtlarken, “Bu Türkiye’nin seçimi. Türkiye’nin önünde hemen enerji elde
etme gibi bir sorun var”diyor. Rusların uygulama aşamasına geçtiği “hızlı nötron
reaktör” ise “geleceğin teknolojisi” olarak gösteriliyor, ancak soğutma
sisteminin kusursuz hale getirilmesi çalışmaları devam ediyor.
Dörtlü güvenlik sistemi
Rus uzman, Kalininskaya’da bulunan ve Akkuyu’da da uygulanacak olan ek
güvenlik önlemlerini şöyle anlatıyor:
- Reaktörün yüzde 60’ı yerin altında, bittiği noktada ise beton zemin
var. - Reaktörler ikili hermetik kapsülle kaplı. Bu kapsüllerden ilki
1,2 metre, diğeri ise 1 metre kalınlığında,ikisinin arasında ise 2 metre boşluk
var. Dış kapsül 400 tonluk uçağın çarpmasına ya da 9 şiddetinde depreme
dayanabilecek kadar sağlam - Reaktörün bulunduğu yapı betonla
kaplı - Elektriklerin kesilmesi halinde içinde bor asitli su bulunan
depo devreye girerek reaktörün aşırı ısınmasını önlüyor. - Reaktörün
dibinde yakıt yakalama ızgaraları var.
Peki, bütün bu karmaşık teknik önlemlerin anlamı ne? Kısaca amaç, herşeye
rağmen bir kaza meydana gelirse radyasyonun dışarı sızmasını ve içeride aşırı
ısınma olmasını engellemek. Bu önlemler sayesinde, örneğin Fukuşima’da olduğu
gibi reaktörün aşırı ısınması ya da 25 yıl önce Çernobil’de olduğu gibi
radyasyonun sızmasının önlenebileceği düşünülüyor. Santrali gazetecilere tanıtan
uzmanlar reaktörleri ve uygulanan önlemleri, iç içe geçmiş geleneksel Rus
“matruşka” bebeklerine benzeterek, “İçeride reaktör var. Onun üstünde beton
kaplama, onun üstünde soğutma sistemi, en üstte ise reaktörün dibindeki
ızgaralar var. Yani, bizim dörtlü güvenlik sistemli reaktörlerimiz içinde dört
bebek bulunan matruşkaya benziyor” diyor.
Eğer kaza olursa...
Yeni nesil Rus reaktörlerinde bir kaza olması durumunda üç aşamalı bir plan
uygulanyor. Önce reaktör durduruluyor, ardından içindeki ısı azaltılıyor, son
olarak da radyasyonun sızması engelleniyor. Bu önlemler personelin müdahalesine
gerek kalmadan otomatik olarak uygulanıyor ve sistem elektrik kesilse bile
işliyor. Akkuyu’da ise güvenlik sistemlerinin sayısı dörde çıkarılacak.
5 gramlık ‘dev’ tablet
Santral yetkilisi İgor Salomasov’un verdiği bilgiye göre reaktörlerde yakıt
olarak uranyum 235 tabletleri kullanılıyor. Tabletler 15 milimetre uzunluğunda,
yedi milimetre çapında, beş gram ağırlığında. Akkuyu’daki her reaktörde 20
milyondan fazla uranyum tableti kullanılacak. Reaktörlerden sadece birinin 18
ayda üreteceği enerji 45 milyon varil petrole eş değerde olacak. 5 gramlık
uranyum 235 tabletinin enerji potansiyeli ise 2,24 varil petrol ya da 441
kilogram taş kömürü ya da 375 metreküp doğal gaza eşit. Bir kilogram nükleer
yakıttan elde edilen enerjinin termik santralden elde edilebilmesi için 50
tonluk 100 vagon taş kömür gerekiyor.
Elektriğin fiyatı 4.3 cent
Başmühendis Kanışev santralde üretilen elektriğin kilovat satış fiyatının
1.22 ruble, yani 4.3 cent olduğunu açıklıyor. Akkuyu için Türkiye ile Rusya
arasında varılan anlaşma ise 14cent. Kalininskaya Santrali’nin bazı teknik
özellikleri şöyle:
Teknik özellikleri
- Reaktör 400 ton ağırlığında. - Reaktörün kapağı 300 kilogram
ağırlığındaki 54 adet cıvatayla kapatılıyor. - Reaksiyon 30 metre
çapında, 40 metre yüksekliğindeki çelik kazanın içinde meydana
geliyor. - Reaktörün içinde bulunduğu yapıdaki basınç beş
atmosfer. - 27 yılda ürettiği enerji 373 milyar kilovatsaatten
fazla.
Uluslararası denetim geliyor
Rusya Atom Enerjisi Enstitüsü Başkanı Leonid Bolşov, Fukuşima’da meydana
gelen felaketin ardından barışçıl amaçlı nükleer enerjiye daha sıkı uluslararası
denetim uygulanmasının gündeme geldiğini söylüyor. Bolşov, Uluslararası Atom
Enerjisi Ajansı’nın haziran ayında yapılacak toplantısında konunun ele
alınacağını ve ilk aşamada nükleer santrale sahip ülkelerin gönüllü olarak
denetim isteyebileceğini belirtiyor. Denetim mekanizması içinde yer almayı kabul
eden ülkeye sertifika verilecek. Fukuşima’daki Japon uzmanların felaketin
boyutunu anlayamadığını savunan Bolşov ayrıca, Rusya’daki nükleer santrallarin
uygulanan “stres test”i geçtiğini söylüyor.