"Akkuyu'da Göstermelik ÇED Sürecine Hayır"



"2011 yılında Japonya‘da yaşanan Fukuşima Nükleer Santral Kazası‘nın etkilerinin artarak devam ettiği haberlerinin geldiği bugünlerde, sessiz sedasız yapılan toplantılarla ülkemiz ve coğrafyamızdaki diğer halklar çok uzun yıllar korkulu rüyalar görmeye itilmekte" denilen açıklamada; hiçbir Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu‘nda nükleer santral kazalarının gerçek risklerinin anlatılmadığı ve olası bir nükleer kazanın etkisini hiç bir ÇED Raporu'nun engellemeyeceği vurgulandı.

Ülkemizdeki ÇED süreci göstermelik

Akkuyu Nükleer Santralı‘nın ÇED sürecinden muaf tutulması için her türlü yola başvurulduğunun savunulduğu açıklamada, ancak uluslararası zorunluluklar nedeniyle Rus şirketinin ÇED sürecini yürütmekte olduğu belirtilerek, şöyle denildi:

"Bu durum bile ülkemizdeki ÇED sürecinin göstermelik olduğunu ortaya koymaktadır. 29 Mart 2012 günü santralın yapılmak istendiği Büyükeceli Beldesi‘nde yapılan sözde halkın katılımı toplantısında halkın protestoları görmezden gelinmiş, gerçekte yapılamayan toplantı yapılmış ve halkın görüşü alınmış gibi gösterilmiştir. Madencilik, hidroelektrik santralları (HES), termik santral ve benzeri doğaya olumsuz etkiler içeren her türlü projede ÇED toplantıları, 'halkın görüşlerini alırım, bildiğimi okurum' anlayışıyla gerçekleştirilmekte; demokrasicilik oyunu oynanmaktadır".

İnceleme Değerlendirme Komisyonu‘nun sağlıklı bir değerlendirme yapacağının da kuşkulu olduğunun kaydedildiği açıklamada, "Akkuyu Nükleer Güç Santralı, Radyoaktif Atık Depolama Tesisi, Rıhtım, Deniz Dolgu Alanı ve Yaşama Merkezi projesine yönelik ÇED Raporu İnceleme Değerlendirme Komisyonu toplantısına sadece kamu kurumları ve santralı yapacak şirketin davetli olması, hükümete bağlı bürokratlar tarafından yönetilen bu kamu kurumlarının görüşlerinin tarafsızlığı hakkında da derin endişeleri beraberinde getirmektedir" denildi.

Rapor nükleere övgü düzen metinlerin eklektik olarak yan yana getirilmesinden ibaret

Hazırlanan ÇED Raporu‘na göre 'ÇED olumlu' belgesinin verileyeceğinin vurgulandığı açıklamada, bunun gerekçeleri şöyle özetlendi:

"Her ne kadar 3 bin 130 sayfa gibi oldukça kabarık bir metin olsa da, incelendiğinde, metnin kurum görüşleri taranarak verilen görüşler dışında, nükleere övgü düzen metinlerin eklektik olarak yan yana getirilmesinden ibaret olduğu görülmektedir. Raporda yer alan nükleer santralların doğal ve ekolojik etkileri, depremsellik,  radyasyon etkileri, nükleer atıklar, sosyoekonomik etkiler, insan sağlığı ve maliyet analizi bölümleri onlarca eksikliği içinde barındırmaktadır. Bu haliyle rapor sadece nükleere övgü düzmekten öteye gitmemektedir. Maalesef insanların nükleer santrallara ilişkin kaygılarını derinleştirmektedir.

Akkuyu için 1976 yılında alınan yer lisansının günümüzde geçerliliği bulunmamaktadır. Yer lisansı olmayan Akkuyu Nükleer Santralı için gerçekte halk katılım toplantısı da yapılamamıştır. Hiçbir analiz, hiçbir değerlendirme nükleer santraları çevreye uyumlu hale getiremeyeceğinden, ÇED olumsuz kararı verilmeli ve nükleer santral yapımından vazgeçilmelidir".