"Akkuyu'da Gecikmeyi Ruslar Karşılayacak"



Akkuyu Nükleer Santrali'nin inşasında bir gecikme olup olmayacağı ve bu gecikmenin Türkiye enerji sektörüne nasıl yansıyacağının sorulması üzerine Yıldız, yetkililerden gecikmeye ilişkin bilgi almadıklarını dile getirdi. Akkuyu Nükleer Santrali için ekipman ve türbin siparişlerinin verildiğini hatırlatan Yıldız, "Akkuyu'da fiziksel olarak ne yapılıyor diye bakmamak lazım. Aynı zamanda türbin ve jenaratörlerle alakalı da 2 milyar dolar maliyetinde siparişler verildi. Fransa, Almanya ve Rusya'da yapılan imalatlar var" şeklinde konuştu.

735 milyon dolarlık giriş

Akkuyu Nükleer Santrali ile üllkeye 735 milyon dolarlık giriş yapıldığını vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti: "İşletme alım tarihi 2019 yılının sonu olarak belirlenmişti, 2020'yi geçebilir deniliyor ama henüz kendileri bize bu şekilde bir ifade kullanmış değiller. Ben işletme süresinin gecikip gecikmeyeceğine bakıyorum. Birinci ünitenin devreye alınma süresi 2020'nin çok ötesine giderse tabi ki bu gecikmiş olur. Bu gecikmenin kimin cebinden ödeneceği ise merak edilen konu. Günlük 12 milyar dolarlık cirosu olan bir işletmeden bahsediyoruz. Bu işletmedeki gecikmeler, yaptığımız anlaşma gereği tamamen Rusya tarafınca karşılanacak. Ne kadar erken işletmeye alınırsa o kadar fazla faydalı olacak. Biz de Türkiye'ye bu tesisin kazandırılmasından, bir an önce yapılmasından yanayız."

Özel ile kamu yer değiştirdi

Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi'nin (EPİAŞ) Türkiye enerji sektörüne yapacağı katkılara da değinen Bakan Yıldız, piyasanın serbestleşmesi ve liberalleşmesi açısından EPİAŞ'ı son derece önemli bulduğunu bildirdi. Özel sektör ile kamunun son 12 yılda yer değiştirdiğini anımsatan Yıldız, şunları kaydetti: "12 yıl kadar önce özel sektörün toplam enerji üretimindeki payı yüzde 32'lerde idi, şimdi kamunun payı bu seviyede. Bir nevi yer değiştirdiler, özel sektörün payının minimum yüzde 75'e çıkmasını istiyoruz. Özel sektörde bu durumu istismar etmek isteyenler var, istismar etmek istemeyenleri destekliyoruz. Üreticilerin daima ucuz, tüketicilerin daima pahalı bulduğu bir paradoksu yönetmeye çalışıyoruz. Son 12 yılda Türkiye bir gömü bulmadı, fakat insan kaynağını buldu. Çünkü Türkiye, Avrupa Birliği üyesi 28 ülkenin en ucuz doğalgazını satıyor. Elektrikte en ucuz üç ülke arasındayız. Doğalgazın, elektriğin de bir değeri var. Bana 'ucuzlamasını istemez misiniz?' diye soruluyor, en fazla ben isterim ama karşılaştırdığımızda en ucuz fiyatların Türkiye'de olduğunu söylemek isterim"