AİHM, AOÇ için Devreye Girdi



Mimarlar: AOÇ mücadelemizde kararlı duruşumuz devam ediyor, hükümetle müzakereye açığız

Atatürk Orman Çiftliği mücadelesini kesintisiz bir şekilde her platformda yürüten Mimarlar Odası Ankara Şubesi, AOÇ’nin kuruluş yıldönümünde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan Kaçak Saray başvurusuna ilişkin son gelişmeler hakkında açıklama yaptı.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, düzenlenen basın toplantısında, “Atatürk Orman Çiftliği, kurulduğu yıldan bu yana Cumhuriyet değerlerinin kamusal mekanı olarak, Atatürk’ün büyük dehasıyla bir halk üniversitesi görevi görmüştür. AOÇ’nin 97. kuruluş yıldönümünde mücadeleye devam ediyoruz. 2015 yılında AOÇ’de Kaçak Saray inşasına ilişkin yürütmeyi durdurma kararının uygulanmaması ve iç hukuk yollarının tüketilmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştuk. Başvurumuzu kabul eden AİHM, AOÇ’ Koruma Amaçlı İmar Planı yürütmeyi durdurma kararının uygulanmaması ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmesine ilişkin tarafımıza bir yazı gönderdi. AİHM, ‘Yargılama sürecine başlayacağım ama öncesinde AİHM  çerçevesinde dostane çözüm, bir müzakere süreciyle hükümetle bir anlaşma sürecini öngörüyorum. Taraflar müzakere etsin ve yargılama süreci başlamadan bu durum çözülsün’ çağrısını yaptı. Atatürk’ün şartlı bağışına ve vasiyetine aykırı bir şekilde yargı kararları ihlal edilerek, AOÇ’de çok büyük bir talan yaşandı ve Kaçak Saray yapıldı. Bizim duruşumuz çok net. Bu süreçte manevi ve maddi zararlar yaşandı. AİHM müzakere öngörüyorsa, bizim de şartlarımız var, hükümetle müzakereye hazırız.  Biz müzakereye açık olduğumuzu buradan ilan ettik. İktidar da müzakereye açıksa oda tavrını belirleyecek.  İktidar müzakereyi kabul etmeyebilir. Etmezlerse 22 Temmuz’dan itibaren hükümetin savunması alınacak, hükümete sorular sorulacak. AİHM 22 Temmuz’a kadar müzakerenin tamamlanmaması durumunda yargı sürecinin başlayacağını bize bildirmiş durumda” diye konuştu.

Bu güzel gelişmeyi adil yargılanma hakkı ihlal edilen Gezi davasında tutuklanan arkadaşlarımıza adıyoruz
“Bu güzel gelişmeyi 10 gündür cezaevinde olan adil yargılama hakkı ihlal edilen arkadaşlarımıza adıyoruz” diyen Candan, sözlerine şöyle devam etti: “Gezi davasında adil yargılanma hakkı ihlal edilen arkadaşlarımızın cezaevinde 10. günü, özgürlüklerinden mahrum durumdalar. Adalet Nöbetimiz devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun bize emanet ettiği değerlere çok büyük bir manevi ve maddi zarar yaşanmıştır. Biz şartlarımızı müzakere masasında ifade edeceğiz. AİHM müzakerelerin mahremiyet çerçevesinde olması gerektiğini ilettiği için buradan söylemiyorum. Bizim dostane çözüm yapılması noktasında hükümetten şartlarımız olacak. O gün Başbakan hukuka uysaydı, yürütmeyi durdurmayı yerine getirmiş olsaydı belki bugün Kaçak Saray’ın yasallaşması için sürekli bir kılıf aramak zorunda kalmazdı. Danıştay Koruma Amaçlı İmar Planı’na ilişkin yürütmeyi durdurma kararını bozdu. Kaçak Saray’ı yasallaştırmak için ilke kararlarını çıkarttılar iptal edildi. 1700 sayılı ilke kararını çıkartılar oda iptal edildi.

Reklam Goruntulenme Bolumu

AOÇ davası bir kamu davasıdır
Candan, şunları kaydetti: ”Bu dava sadece Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin davası değil 330 hukuksal sürecimizle bizim örnek davamızdır. Meslek örgütlerimizin de açtığı davalar var. Bu bir kamu davasıdır, müzakere sürecinde de bu büyük davada bize önerilerini sunarlarsa bizim de elimiz daha güçlü olur diye düşünüyorum. Biz başaracağız, adil yargılama hakkının herkes için bir hak olduğunu bir kez daha ifade edeceğiz. Kimse bize çıkıp Türkiye Cumhuriyeti’ni AİHM’e şikayet ettiler demesin eğer hükümet bunu söylüyorsa Cumhurbaşkanının 3 kez AİHM’e başvurduğunu hatırlatırım. Eğer bir ülkede adil yargılanma hakkı ihlal ediliyorsa AİHM’e taşımak bizim sorumluğumuzdur. Bugün AOÇ kararının üzerinden 7 yıl geçmiş adalet tesis edilmemiş. Hukuksuzluk devam ediyor ve arkadaşlarımız Gezi davasında adil yargılanma hakkı ihlal edildiği için içerdeler. Atatürk’ün emanetine sahip çıktığımız bu mücadelede çok haklıyız, haklılığın gücüyle müzakere masasında yerimizi alacağız. Dileriz ki hükümet adil yargılanma hakkını savunur, 2014 yılında uygulamadığı yürütmeyi durdurma kararını uygular. O günden bu güne geçen süreci de tazmin eder.”

Yürütmeyi durdurma kararına uyulsaydı bugün başka bir Türkiye tartışıyor olurduk
Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ise şunları söyledi: “7 yıl önce bugün Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin ve diğer meslek örgütlerimizin aldırdığı yürütmeyi durdurma kararına uyulsaydı bugün belki de başka bir Türkiye’yi tartışıyor olurduk. Hukuka uymayacaklarını 7 yıl önce ilan ettiler. Ülkede adil yargılanma hakkının uygulanmadığını, adaletin kalmadığını bugün hepimiz görüyoruz. O gün yürütmeyi durdurma kararı uygulansaydı belki de Kaçak Saray inşa edilemeyecekti, tek adam rejimine geçiş gerçekleşmeyecekti ve hala parlamenter sistemi yaşıyor olacaktık. Belki yargı bir maşa haline gelmeyecekti, bugün Gezi Davasında arkadaşlarımızın hukuksuz tutukluluğu ve bu keyfiyetle verilen kararlar, 7 yıl önce verilen yürütmeyi durdurma kararına uyulmuş olsaydı  bugün bu kadar rahat alınamayacaktı. Bu AİHM kararı 7 yıl sonra da gelmiş olsa tarihsel açıdan büyük öneme sahip. Bu süreçlerin işletilmesi, AİHM tarafından yürütmeyi durdurma kararının bir ülkenin geleceğini nasıl etkilediğinin tescillenmesi bizler için çok önemli, bu müzakere sürecinde de Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin tavrı adaletin tecelli etmesinin sağlanması yolunda olacaktır. Umuyorum ki adalet yerini bulacaktır.”

Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu ise, “AİHM’in bu kararı bizi çok mutlu etti, umudumuzun artmasına yol açtı. AOÇ bugün 97 yaşında, 100 yaşına geldiğinde bu günleri geride bırakacağımızı umut ediyorum. Yargı kararlarını uygulamayan ve hukuku uygulamayanlar da gün gelecek yargılanacaktır diye düşünüyorum” dedi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Avukatı Gökçe Bolat da, “AOÇ mücadelesine başladığımız yıllarda da, plan davasını açtığımız ve AİHM’e başvurduğumuz dönemde de tek amacımız hukuka güven ilkesini inşa etmek ve hukuk devletine hizmet eder amaca ulaşmaktı.  Davamızın AİHM filitrasyonundan geçmesi  ve hükümetin savunmasının alınıyor olması çok önemli bir gelişmedir. Bu bizi çok umutlandıran bir başlangıç oldu devamının da olumlu geleceğini düşünüyoruz” diye konuştu.